Kısa vadede makro ve politikada yüksek belirsizlik

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Erkan Savran / Ak Yatırım Hisse senetleri makro ve politika tarafındaki risklere paralel olarak oldukça düşük seviyelerde. Görünen o ki, 2008 yılı büyük ölçüde politikadaki belirsizliklere kurban gidecek. Piyasanın AKP davası algılaması açısından öneme sahip türban davasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin geçen hafta aldığı karar piyasada AKP'nin kapatılacağı yönündeki beklentileri güçlendirdi. Bizce en kritik nokta kapatma kararı ve partinin ileri gelenlerine yasak gelmesi durumunda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyasi geleceği; zira bu politika tarafındaki bekleyişleri de çok yakından ilgilendiriyor. Başını Sabih Kanadoğlu'nun çektiği bazı hukukçuların yasak gelen bir siyasinin bağımsız milletvekili olarak ara seçimle değil ancak bir erken seçimle Meclis'e girebileceği iddiası önemli ve politik belirsizlik ve senaryoları artıran bir etken. Erken seçim ise daha yeni seçilen ve Meclis'te yaklaşık bir yıldır görev yapan milletvekillerinin isteyeceği bir şey değil. Dolayısıyla, kapatma davası sonuçlanıp, politik bekleyişler daha netleşene kadar piyasanın satış baskısı altında olması kaçınılmaz. Merkez Bankası'nın 2011'e kadarki enflasyon hedeflerini yukarı çekmesi ve faizleri önümüzdeki birkaç ay daha yükseltebileceğinin sinyalini vermesi, piyasadaki TL sıkışıklığı ve Hazine'nin temmuz ve ağustostaki yüklü iç borç geri ödemeleri faizlerin yüzde 22-23 seviyelerine kadar yükselebileceğini gösteriyor. Yükselen faizlerin önümüzdeki dönemde büyüme ve şirket kârlılıklarını baskılayacağı aşikar. Petrol fiyatları da hem cari açık, hem de enflasyon açısından Türkiye'nin riskini artırıyor. Eğer petrol fiyatlarında 100 dolarlar seviyesine doğru anlamlı bir düzeltme görmezsek ve örneğin yılı ortalama varil başına 120 dolar gibi bir seviyeden kapatırsak cari açığın 60 milyar dolar seviyesine yükselmesi söz konusu olur, ki bu da Türkiye'nin zor finanse edebileceği bir seviye. Hisse senetleri makro ve politika tarafındaki risklere paralel olarak oldukça düşük seviyelerde. Bankaların ortalama fiyat/defter değeri rasyosunun 1,4 civarı olduğu, holdinglerin mevcut net aktif değerlerine yüzde 30'dan fazla iskontoyla işlem gördüğü ve birçok sanayi şirketinin 6-7 ve hatta daha aşağı fiyat kazanç oranına düştüğü bir ortamda risklerin zirve noktasına ulaşacağını tahmin ettiğimiz üçüncü çeyrekte uzun vadeli düşünen yatırımcılar için fırsatlar olacağını tahmin ediyoruz. Ancak kısa vade problemli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017