Kısa seçim döngüsü

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Siyasal –veya seçime dair- iş çevrimleri kuramının Türkiye’ye uygulamaları var. Seçimler iktidarları teşviklerde, kamu harcamalarında, kredilerde artışa yönlendiriyor. Bu evrensel bir genel olgu. Seçim süreci ne kadar uzarsa kamudan kaynaklanan ekonomiyi canlandırma ivmesinin seçim sonrası neden olduğu yan etkileri de o kadar derinleşiyor. Uzun bir seçim döngüsü enflasyonda artış, kamu maliyesinde bozulma ve alınması gereken önlemlerin geciktirilmesinden doğan denge bozucu sonuçlara yol açabiliyor. Bu, elbette seçim süreci başlarken her şeyin dengede olduğu anlamına gelmiyor. Sistem dengedeyse denge bozulabilir, dengede değilse dengesizlik daha da artabilir. Stilize olgular manzumesinden bu tip döngülerde seçmenin gelir ve istihdam etkilerine gözünü diktiği veya borcun çevrilmesini (kredilerin kolayca yenilenmesi) enflasyon ve dış açıktaki bozulmalara o kadar da önem vermediği söylenebilir. İş dünyası açısından uzun bir belirsizlik dönemi yatırımların ertelenmesiyle tüketici açısından da önemli harcamaların geciktirilmesi anlamına gelebilir.

2007 itibariyle bakarsak referandumlar, 2015’te yenilenen seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve şimdi Başkanlık/Meclis –sonrasında yerel- seçimler hesaba katıldığı zaman normal zamanda yapılan seçimler dahil 11 yılda 11 seçim yapılmış olacak. Son 5 yıla bakarsak 7 seçim yapılmış olacak. Açıkçası her sene bir seçim olmasa da ortalamada her sene bir seçime denk düşüyor. Bu elbette biraz fazla. Biriken sorunlar var ve iktidarlar sürekli seçim ortamlarında bu sorunların uzun vadeli çözümlerine odaklanmazlar. Bu nedenle seçim döngüsünün kısa sürecek olması saf ekonomi açısından olumludur.

Kamuda kredi artışı, özel bankalardaki artışın iki katı

Yine de bir döngü söz konusu. Ancak bu döngü zaten başladı. Şubat ayından itibaren kamu bankalarının kredi artış hızı özel bankaların artış hızının iki katından da fazlaya yükseldi. 13 Nisan haftası verilerine göre kurdan arındırılmış toplam kredi artış oranı özel bankalarda yüzde 11,6 kamu bankalarında yüzde 26,6. Döngü krediler açısından zaten mevcut, yeni başlamıyor. Öte yandan doğrudan kamu harcamalarına sadece vergi gelirleriyle faiz dışı kamu harcamalarını karşılaştırarak bakarsak net sonuç elde demeyiz. Bu istatistik dalgalanmalara açık. Burada tahakkuklar/nakit dengesi, gecikmeler kadar kamu harcamalarının vergi gelirlerinin artış hızına endeksli olmaması da rol oynuyor. Başka gelirler de var ve seçmenin vergilere ‘Rikardo denkliği’ denilen zamanlar arası dinamik biri dengeleme açısından bakmamakta oluşu da etkili olabilir. Gelişmiş ve piyasa davranışları/hesapları/finansal okur-yazarlığın derinleşerek kök salmış olduğu ekonomilerde seçmen bir ölçüde de olsa ‘bugünün harcaması yarının vergisidir’ denklemini kurabilir. Burada durumu görmek için merkezi yönetim faiz dışı dengesinin 2017 ilk çeyreğiyle 2018 ilk çeyreğini karşılaştırmak yeterli. Grafik döngünün 2018 başından itibaren varlığı veya yokluğu konusunda açıklayıcı olabilir.

Yerele dair seçmen çalışmaları ‘ekonomik oy verme’ davranışının etkili olduğunu, kendisine daima arka planda yatan ve marjda yüzde 10’a ulaşan seçmen davranışlarına neden olabildiğini ancak bu etkinin retrospektif olduğunu gösteriyor. ‘Son dönemde ne oldu’ sorusunun cevabı ‘yakın gelecekte ne olabilir’ sorusuna verilen cevaptan daha önemli. Olsa olsa bir senelik ve ‘geriye bakan’ bir hafıza söz konusu. Ayrıca seçmenlerin ancak küçük bir bölümü –aşağı yukarı pek çok ülkede olduğu gibi- ‘dalgalanan seçmen’ ve söz konusu ‘dalgalanan seçmen’ ekonomik oy verme davranışı üzerinden oy verse dahi kararını ideolojik-kültürel bir mercekten geçirerek olsa olsa en yakın partiye kayabiliyor. Bu nedenle asıl rekabet genellikle birbirine yakın program, hedef, kültürel ve ideolojik dokusu olan partiler arasında gerçekleşiyor.

İlk çeyreği sürükleyen momentum ikinci çeyrekte zayıflayacak

Kısa bir döngü olacak ve bu kadarı olumlu. Faizlere ne olacağı, kilit değişken olan kurun nereye gidebileceği, uzun vadeli sayılabilecek hedeflenmiş teşvik ve yatırım paketinin bu kadar kısa vadede seçimlere etkisinin olmayacağı açık olduğuna göre tüketiciyi başka hangi yöntemlerle canlandırmanın gerekeceği vb. çok sayıda soru böylece hızla kenara itilmiş oluyor. ‘Kısa’ döngü kamu kredileri ve kamu harcamaları üzerinden klasik bir döngü olur. Bir çeyrek veya en geniş haliyle 4-5 aylık bir canlanma yeter. Denge bozucu etkisi sınırlı kalır. İlk çeyreği sürükleyen momentum ikinci çeyrekte zayıflayacağına dair işaretler verse de asıl yavaşlama baz etkisinin güçlü olduğu üçüncü çeyrekte ve son çeyrekte olacak. Buralara gelmeden seçim birmiş oluyor. Sonrası verilecek mesajlara, alınacak önlemlere ve iş dünyasının cevabına bağlı. Seçim ittifakları ve seçmenin hangi nedenlerle oy verdiğinin ayrıntılı incelemesi bu yazının konusunu aşıyor. Ama zaten tabloyu aşağı yukarı görüyoruz değil mi?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019