Kış güneşi
Küresel risk iştahındaki toparlanma devam ediyor. ABD, Avrupa ve Çin ekonomilerinde büyümenin güçlendiğine yönelik işaretler dünya borsalarındaki yükselişin devam etmesini sağlıyor. Yellen’in şahin mesajları ve tüketici enflasyonundaki tırmanışa rağmen ABD dolarında ve faiz oranlarındaki sakin seyir kısa vadede dünya borsalarındaki yükselişin devam edeceğine işaret ediyor.
Küresel piyasalar 2017 yılında üç temel risk ile karşı karşıyaydı: (i) Trump döneminde getirilecek korumacı ekonomi politikaların yarattığı belirsizlik; (ii) 20 yılı aşkın bir zamandır ihracat ağırlıklı büyüyen Çin’in korumacı tedbirlerin arttığı bir dünyada sert bir şekilde yavaşlaması;(iii) Avrupa’da serbest ekonomi ve Avrupa Birliğine karşı partilerin iktidara gelmesi.
İlk iki aylık dönemdeki piyasa fiyatlamalarına baktığımızda bu risklerin Avrupa dışında hiç birinin fiyatlanmadığını görüyoruz. Avrupa cephesinde aşırı partilerin yükselişine rağmen iktidara gelme ihtimali çok zayıf da olsa fiyatlanmaya başladı. Almanya’nın ve Fransa’nın borçlanma faizleri arasındaki fark açılmaya başladı.
Çin cephesinde rahatsızlık verici bir gelişme yok. Yaşanan sermaye çıkışına rağmen Çin ekonomisinin zayıf karnı olarak görülen inşaat ve iç tüketimde bir yavaşlama görülmüyor. Borcun yükselmesi rahatsızlık verse de sonbaharda yapılacak 19. parti kongresi öncesinde ekonomi yönetimi kontrolü elinde tutacak mali imkanlara sahip.
Trump döneminde yapılan ilk açıklamalar korkulduğu kadar radikal unsurlar içermedi. Çin ve Japonya başbakanları ile yapılan görüşmelerde korumacı tedbirler ile dış ticaret rejiminde radikal değişiklikler yapılacağına yönelik işaretler verilmedi. Meksika’ya duvar yapılması ve bazı müslüman ülkelerden ABD’ye girişin yasaklanması girişimleri dışında çılgın projeler gündeme gelmedi.
Yatırımcılar yılın ilk iki ayındaki gelişmelere küresel portföylerde risk sever varlıkların ağırlığını artırarak cevap verdi. Büyümenin hızlanmasına ve enflasyon beklentilerinin yukarı çekilmesine rağmen faiz artırım beklentilerinin düşük kalması küresel sermayeyi tahvilden hisse senedine yönlendiriyor.
Fon akımı verilerinin incelenmesi ABD hisse senetlerine ve gelişmekte olan borsalara para girişi hızlandığını gösteriyor. EPFR verilerine göre şubatın ikinci haftasında hisse senedi fonlarına giriş 18 milyar dolar ile Trump sonrasındaki en yüksek seviyesine ulaştı. ABD hisselerine para girişi 8.6 milyar dolar ile son üç ayın, gelişmekte olan borsalara giriş 1.4 milyar dolar ile son altı ayın en yüksek seviyesinde.
Geriden gelse de Türkiye verileri de benzer bir görünüm çiziyor. Borsa İstanbul’a önceki hafta 121 milyon dolar yabancı girişi varken, Devlet İç borçlanma Senetlerinden 256 milyon dolar çıkış görülüyor. Sene başından beri hisse senedine yabancı girişi 1 milyar doları aşarken, DİBS’lerden 673 milyon dolar çıkış var.
Büyüme beklentisinin güçlenmesine paralel ABD piyasalarında tahvilden hisse senedine yönelmenin devam etmesini bekliyoruz. Gelişmekte olan piyasaları para girişinin devam edip etmeyeceği doların küresel olarak değer kazanıp kazanmayacağına bağlı olarak belirlenecek. Güçlü ekonomik veriler ve Trump’ın vergi indirimi açıklamasına rağmen doların zayıflaması kısa vadede piyasalardaki yükselişi destekliyor. Orta vadeli risklerin devam etmesi nedeniyle piyasalardaki yükselişi kış güneşine benzetiyoruz. Ancak orta vadeli riskler kısa vadeli fırsatların tadını çıkartmak için engel olmamalı.