Kırmızı et üreticide 25, tüketicide 75 lira!
Başlıkta yanlışlık yok. Karkas etin fiyatı üreticide 25 lira, tüketici ise eti ortalama 75 liradan alıyor. Et ve Süt Kurumu (ESK) hayvan kesimi için 2019 Şubat sonuna gün veriyor. Kesim için sıra bekleyen hayvan sayısı 300 bini aştı. Özel kesimhaneler "talep yok" diye hayvan kesmiyor. Çiftçi hayvanını kestirecek yer bulamıyor. Kesim yapanlar ise fırsatçılık yaparak karkas etin kilosunu 25 liradan, bazıları daha da insafsız 23-24 lira teklif ediyor.
Bir kilo karkas etin maliyeti 30 liranın üzerinde. Teklif edilen fiyat 23-25 lira arası. ESK yerli besi hayvanı için 29 lira, ithal hayvan için kilo başına 28 lira fiyat veriyor. Fakat kesim için 2019 Şubat ayı sonunu beklemeniz gerekiyor.
Çiftçi çaresiz. Hayvanını 23-25 liradan kestirse kiloda en az 6-7 lira zarar edecek. Kestirmese şubat ayı sonuna kadar hayvana vereceği yemin maliyeti daha yüksek olacak. Öylesine çaresiz ki, "bu işten bir kurtulsam bir daha asla hayvancılık yapmayacağım" diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Belki de bunu söyletmek, bilinçli olarak hayvancılığı bıraktırmak istiyorlar.
Her gün arayan çiftçiler var. Orta ölçekli, büyük ölçekli işletmelerin sahipleri arıyor. Sütün para etmediğini, inekleri, gebe düveleri kestirdiklerini söyleyenler var. Hayvancılıktan çıkmak istediğini ancak elindeki hayvanları kestiremediği için çıkamadığını anlatanlar var. "Bir daha yazsan belki sezimizi duyan olur" diyenler var.
Ucuz etin algısı var
ESK, kendi kombinalarında ve özel sektör kombinalarına fason olarak yerli besi hayvanları kilosu 29 liradan, ithal besi hayvanlarını ise kilosu 28 liradan kesiyor. Bunun için en az iki ay sıra beklenmesi gerekiyor. ESK’nın aynı zamanda tüketiciye "ucuz et" sağlamak amacıyla 3 market zinciri (A101, BİM ve Migros) ile anlaşması var. Üreticiden 28-29 liradan aldığı karkas eti bu 3 market zincirine kilosu 20 liradan veriyor. Bu marketler eti işleyerek paketli olarak kıymanın kilosunu 29 liradan, dana kuşbaşının kilosunu 31 liradan satıyor.
Türkiye'de ayda ortalama 100 bin ton kırmızı et satılıyor. Üç markette ucuz satılan etin toplamı 5 bin ton civarında. Bunun da büyük bölümü bir iki ay öncesine kadar ithal ediliyordu. ESK şimdilik ithalatı durdurdu. Çünkü depolarında 20 bin ton et var.
Üç marketteki 5 bin ton et satışı ile "ucuz et" algısı yaratılıyor. Geri kalan 95 bin ton ette fiyat nasıl oluşuyor?
Üreticide 25, markette 70-80 liraya et satılıyor
Et gerçekten ucuz mu? Evet. Marketlerin üreticiden aldığı et çok ucuz. Fakat tüketiciye satılan et çok pahallı.
Kendi etini kendisinin ürettiğini ısrarla vurgulayan market zincirlerinden birisinin toptan et alım fiyat teklifi var elimizde. Toptan olarak alınan etin kilogram fiyatları şöyle;
Dana uzun but 26 lira. Dana çeyrek kemikli 24, dana karkas 25, dana kemiksiz but 34 lira 50 kuruş, toptan dana kol kemiksiz 32 lira 50 kuruş. Kuzu karkasın kilosu toptan 37 lira, kuzu döş 28 lira.
Dün aynı market zincirinin İzmir'de tüketicilerin yoğun olarak alış veriş yaptığı bir mağazasındaki kırmızı et reyonundaki tüketici fiyatları ise şöyle:
Kıymanın kilosu 39 lira 95 kuruş. Dana döş rulo 51 lira 95 kuruş. Dana pirzola 78 lira 95 kuruş, Dana kontrfile 71 lira 95 kuruş. Dana antrikot için iki farklı fiyat var, birisi 87 lira 95 kuruş, diğeri ise 77 lira 95 kuruş. Dana bonfilenin kilosu ise 101 lira 95 kuruş.
Kuzu külbastının kilosu 78 lira 95 kuruş, kuzu kuşbaşının kilosu 78 lira 95 kuruş, kuzu kol 69 lira 95 kuruş, kuzu pirzola 84 lira 95 kuruş ve kuzu lokum 92 lira 95 kuruş.
Üreticiden toptan olarak karkas etin kilosu 25 liradan alınıyor. Tüketiciye en ucuza satılan kıyma 39 lira 95 kuruş. Ortalama fiyat 70-80 lira. Yani üretici fiyatının en az 3 katı.
Fiyat denetimi yapan, soğan depolarını basan yetkililer kırmızı et için bir "baskın" yapmayı düşünüyorlar mı?
Çiftçi süt parasını alamıyor
Sorun sadece ette değil. Asıl büyük sorun sütte yaşanıyor. Ulusal Süt Konseyi'nin belirlediği litre başına 1 lira 70 kuruşluk çiğ süt referans fiyatını kimse takmıyor. Çiğ sütün litresi bölgelere göre değişmekle beraber üretici ortalama 1 lira 40 kuruştan ancak satabiliyor.
Sütün satılması yetmiyor. Asıl sorun ondan sonra başlıyor. Birçok süt alıcısı firma bin bir türlü bahane ile üreticinin parasını zamanında ödemiyor. "Marketten paramızı alamıyoruz, vadeler 120 günü buldu" denilerek çiftçinin çiğ süt parası ödenmiyor. Fakat sattıkları yemin parasını hemen tahsil ediyorlar.
Ette olduğu gibi süt ve süt ürünleri de üreticide ucuz, tüketicide pahalı. Market zincirleri imalatçılardan ucuza ve en az 3-4 aylık ödeme vadesiyle aldıkları süt ve süt ürünlerini yüksek fiyatla tüketiciye satıyor.
Marketten parasını alamayan sanayici, üreticiye süt parasını ödemiyor. Süt parasını alamayan çiftçi üretimden kaçıyor. Üretimden çıkmak için süt ineğini, gebe düvesini kestirmek isteyenler var. Kesimhaneler hayvan kesmiyor. Kestikleri zaman inek kesiyorlar. Çünkü ineğin fiyatı daha ucuz.
Burdur'dan arayan üreticiler 2007-2008'de 1 milyonu aşkın süt ineğinin kesildiğini, o günlerde bile bu kadar sıkıntı yaşamadıklarını anlattı. Gebe düve veya süt ineği kesmenin ağır faturasının 2019-2020'de yaşanacağını ifade ettiler.
Burdur'dan söz etmişken Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz telefonla aradı, üreticinin yaşadığı krizi bir nebze de olsa hafifletmek, onlara moral vermek için sembolikte olsa 3 ton kırmızı et alarak 3 bin aileye 1'er kilo dağıtacaklarını söyledi.
Bu elbette soruna çözüm olmaz. Fakat yerel yönetimlerin devreye girmesi ve üreticiye de, tüketiciye de destek olması gerekiyor.
Çözüm; doğru kooperatifçilikte
Çiğ süt ve ette yaşanan krizin çözümü ithalat yapmak değil. Tam tersine öncelikle ithalatı durdurmak olmalı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir'deki kooperatiflerle yaptığı işbirliği ile ortaya koyduğu "İzmir Modeli"nin yaygın olarak uygulanması çözüm olabilir. Bunun için çiftçiler kooperatifleşmeli. Yerel yönetimler, çiftçiyi kooperatif üzerinden desteklerse çözüm olabilir. Yukarıda saydığımız sorunları Tire Süt Kooperatifi ortakları aynı yoğunluk ve şiddette yaşamıyor.