Kırım yine tarih sahnesinde

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

Kırım yeniden tarih sahnesinde. Geçen hafta Rusya ile birleşme kararı alan Kırım Parlamentosu, pazartesi günü yapılan oylamada bağımsızlık ilan etti. Almanya Dışişleri Bakanı’na göre, kriz Berlin Duvarı’nın çöküşünden bu yana geçen zamanda meydana gelen krizlerin en büyüğü. Kırım, acaba bazılarının söylediği gibi, Ukrayna’nın AB ile birleşmek için ödemek zorunda olduğu bir bedel mi? Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve Ukrayna’nın bağımsızlığını kazanmasıyla Karadeniz’deki nüfuz alanı daralan Rusya’nın Kırım üzerindeki ilgisi artmıştır. Bu ayın 16’sında yapılacak referandumda Kırım halkı, Ukrayna’nın parçası olmaya devam etme veya Rusya ile birleşme konusundaki kararını verecek. Nüfus dağılımına bakıldığında, sonucun birleşme yönünde olacağı açık. Ruslar, Ukraynalılar ve Tatarlardan oluşan halkın üçte ikisine yakın bölümü Rus. 1939’da nüfusun yarısına yakınının Ruslardan oluştuğu Kırım’da, 2001 itibariyle Rus nüfusun oranında bir değişme yok. Nüfusun yüzde 59’unu oluşturan Ruslara karşı, Ukraynalıların ve Tatarların oranı yüzde 24.4 ve yüzde 11.1.

Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk referandumun geçersiz olacağını açıkladı. Batı’yı soruna yeterince önem vermemekle suçlayan önceki Başbakan Yulia Tymoshenko ise, Kırım’ın Rusya ile birleşmesine göz yummayacaklarını, gerekirse bunun için savaşacaklarını söylüyor. Bununla beraber, Tymoshenko referanduma tüm Ukraynalıların katılması gerektiğini söyleyerek referandumu tamamen de reddetmiyor. Ukrayna halkının büsbütün Rusya karşıtı olduğu söylenemez. Ülkenin Batısı AB yanlısı görünürken, Doğusu Rusya’ya sempati duyuyor. Kırım halkını esas ilgilendiren, bölgenin siyasi statüsünden çok karşı karşıya olduğu sosyo-ekonomik sorunlar. 1996’da Özerk Kırım Hükümeti tarafından “Kırımlıların en önemli sorunlarının ne olduğu“ sorusuna ilişkin bir ankete halkın yüzde 90.3‘ü ekonomik sorunlar yanıtını verirken, yüzde 81.7 sosyal güvenlik, yüzde 80.5‘i kamu güvenliği yanıtını vermiş. Kırım’ın siyasi statüsünü ana problemlerden biri olarak görenlerin oranı ise sadece yüzde 38.4.

AB, Rusya’ya karşı yaptırımların devreye gireceğini duyurmasına rağmen, bunların uygulanabilirliği şüpheli. AB ve özellikle Almanya açısından Rusya ile ekonomik ilişkiler hayati önem taşıyor. Almanya doğalgaz ihtiyacının büyük bölümünü Rusya’dan karşılıyor. Ayrıca, Rusya’da faaliyette bulunan binlerce Alman işletmesi var. Rusya’dan sonra Ukrayna’nın en büyük ticari ortağı olan Çin de gelişmelerden rahatsız. Çin tarafı açık bir görüş belirtmemekle birlikte krizde Rusya’nın yanında yer alıyor. Çin’in ihtiyatlı politikasının arkasında Ukrayna ile devam eden projeler var. İktidardan uzaklaştırılan Viktor Yanukovych hükümetiyle imzalanan altyapı, inşaat ve enerji yatırımlarına ilişkin antlaşmaların tutarı 20 milyar dolara yaklaşıyor. Taraflara krizi tırmandıracak adımlar atmaktan sakınmaları konusunda tavsiyede bulunan Dışişleri Bakanı Wang Yi, Rusya’ya yönelik yaptırımlara karşı. Ekonomik yaptırımların uygulanması durumunda, Çin Rusya’ya yardım elini uzatabilir.

Ukrayna’nın ne ekonomik ne de askeri anlamda Rusya’yla mücadele etmesi mümkün. Bakalım kriz nasıl çözülecek; hangi taraf geri adım atacak? AB ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin yoğunluğu dikkate alındığında, krizin barışçıl bir şekilde sonlandırılması önemlidir. Rusya’ya karşı konulacak ambargolar Batı’yı da etkileyebilir. Siyasi kriz bir ekonomik krizi de beraberinde getirebilir. Referandumda, birleşme onaylanırsa Kırım’ın Rusya ile birleşmesi yönünde fazla bir engel kalmaz. Kırımlı Tatarlar ise temkinli. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun açıklamalarına bakılırsa, Türkiye‘nin bölgede şimdiye kadar izlediği tarafsız ve itidalli politikasını sürdüreceği anlaşılıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016