Kırım uzun vadede Rusya için maliyetli olacaktır

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Bir hafta kadar süren bir operasyon sonunda Rusya Kırım’ı topraklarına kattı. Şu anda, Rusya’nın Ukrayna’nın Rus asıllıların nüfusun önemli bir bölümünü oluşturduğu bölgelerde ayrılıkçılığı tahrik edeceği endişeleri dile getiriliyor. Batı dünyası bu hızlı gelişme karşısında etkili bir tepki veremedi. Verebilir miydi? Pek kolay değil. Askeri güç kullanmayı bir yana bıraktığınızda, Rusya’nın eylemine verilecek cevaplarda yumuşak güç unsurlarına dayanmak gerekiyor. Bunların kullanımı ise ancak uzun vadede etkili sonuçlar doğurabiliyor. Tabii, yumuşak güç ile uzun vadede sonuç alabilmek için bile gücün ısrarlı ve kararlı kullanılması gerek.  Şimdilik başvurulacak vize sınırlamaları, bazı hesaplara el koyma, Rusya’yı G-8 gibi önemli uluslararası platformlardan dışlama Rusya’yı Kırım’dan vazgeçirmeyecektir. Putin bir vade sonunda muhtemelen her şeyin normale döneceğini hesaplamaktadır.

Acaba zamanla her şey normale dönecek mi? Rusya’nın Kırım’da izlediği yol, Batı ile arasında güven bunalımına yol açmıştır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra Batı Rusya’yı artık kendisini varlıksal olarak tehdit eden bir rakip olarak değil, işbirliği yapabileceği bir güç olarak görmeğe başlamıştı. Bu algılama bir çırpıda değişmiştir. Ayrıca, Putin’in kendisini komşu ülkelerde yaşayan Rus kökenli nüfusun da koruyucusu ilan etmesi, her birinde bir miktar Rus kökenli insan yaşayan Baltık ülkelerinin yüreğine korku salmıştır. Ukrayna’da Rus nüfuzunun artması olasılığı, komşusu Polonya’yı da rahatsız etmiştir. Bu gelişmeler karşısında, Batı’nın Rusya’ya yaklaşımında güvenlik endişeleri tekrar ön plana çıkacak, iktisadi işbirliğini sınırlayacaktır. 

Avrupa Birliği’nin, bilhassa Almanya ve Polonya gibi ülkelerin gerek enerji gerek ihracatları bakımından Rusya’ya bağımlılıkları, kısa vadede sert tepki vermelerini zorlaştırmıştır. Uzun vadede sözü edilen bağımlılıklarını azaltmaya çalışmaları, bunu Batı ittifakının ve AB’nin vazgeçilmez bir politikasına dönüştürmeye yönelmeleri kimseyi şaşırmamalıdır. Dünyanın başka yörelerindeki Rus-Amerikan ve Rus-Avrupa rekabeti de yoğunlaşacaktır. Bir süredir gevşemekte olduğu gözlenen ABD-AB işbirliği ise yeni bir ivme kazanacaktır. Dünyadaki başat rolünü tedricen terk etmekte olduğu izlenimi veren Amerika’nın yeniden daha aktivist bir tutuma dönmesi de beklenebilir. Obama yönetiminin Amerikan dış politikası çevrelerinde giderek fazla pasif bulunduğu, dünya liderliği rolünden vazgeçilmemesi gerektiği sık dile getirilir olmuştur. 

Rusya’nın Kırım’ı ilhakı kısa vadede bir kazanç olarak görülse de, uzun vadede Rusya için maliyetli olacaktır. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019