Kırım uzak komşu olmamalı…
İş insanlarının yurtdışı gezilerine seyrek de olsa katılıyorum. KASİF'den Yaşar Bıyıklı "Kırım'a iş insanları götürüyoruz, bu coğrafyaya ilginizi biliyorum. Katılırsanız birlikte gözlemleriz" çağrısını yapınca, yaklaşık 20 yıl önce şöyle bir gelip geçtiğim topraklara bir kez daha uzanmanın yararlı olacağını düşündüm.
Atatürk Havaalanında geziye katılan iş insanları ile buluştuk. İçlerinde tanıdıklar da vardı… Sabah erken saatlerde Ukrayna Kırım Özerk Cumhuriyeti Başkenti Simferebol'a ulaştık.
Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin Semberefol dışında Kerç, Yevpatoriya, Feodosiya ve Yalta gibi kentleri var. Toplam nüfusu 2 milyona yakın. Kırsal nüfusu 740 bin kişi dolaylarında. Ülkede kilometre kareye 75 kişi düşüyor. Ruslar, Ukraynalılar ve Tatarlar dışında özellikle kıyılarda diğer küçük azınlıklar da var. Ülke çok dinli, çok kültürlü bir mozaiğe sahip.
Ukrayna'da göçler ve diğer etkenlerle nüfus giderek azalıyor.
Gezinin amacını Yaşar Bıyıklı, " Küçük ve orta ölçekli işyerlerinin sahip ve yöneticilerini buluşturarak, ortak iş imkanlarının araştırılması, ortak projeler geliştirerek, ortak yararın büyütülmesi" şeklinde açıklıyor.
TUSKON Genel Başkan Yardımcısı ve KASİF Başkanı Osman Reis, " Kırım bizim Karadeniz komşumuz. Karedeniz ortak denizimiz, iki ülke arasında gidip gelmek çok kolay. Biz, kendi iş insanlarımızla potansiyel ülkelerin iş insanlarını buluşturuyor; tanıştırıyor ve ortak iş imkanlarını konuşmasını sağlıyoruz. Bu çabamızın yeni mal ve hizmet üretimine vesile olmasını istiyoruz. Zenginlik üretip refahı artırarak barışa da katkımız olur diye düşünüyoruz" diyor.
Gezilerin, ülkemizdeki iş insanlarının "dışa ve dünyaya açık gelişme yaratmanın koşullarını öğrenmesi" açısından yararları var. Bir başka yararı da, özellikle yakın komşular arasında ortak tarih yaratılırken ve ortak kültür oluştururken oluşan "önyargıları kırmadaki" işlevi. Yüz yüze konuşan insanlar birbirlerini daha iyi anlayabiliyor.
Dışardan gözlem yapan biri olarak bir uyarıda bulunmak istiyorum: Gezileri bir "sihirli değnek" gibi algılamak son derece yanıltıcı bir anlayış… Bu geziler bir "ilk adım" ve "ilk ilişki" olarak algılanmalı… Çok anlamlı sonuçlar da çıkabilir; hiçbir sonuç elde edilmeyebilir de. İş insanlarımızın, iş yaşamının örste demirin dövülmesi gibi, emek ve zaman istediğini bilmeli. İlişki yatırımı süreklilik, sabır ve kararlılık gerektirir.
Yurt dışına düzenlenen gezilerle ilgili, DÜNYA gazetesinden biriktirdiğim bir deneyimimi paylaşmak istiyorum: Daha önce kentlerimizde toplantılar yapıyorduk; orada bizim arkadaşlarımızdan bir heyet görüşlerini anlatıyordu. Bir süre sonra baktık ki, bizim anlattıklarımızı zaten köşe yazılarımızda aktarıyoruz. Bizim düşüncelerimize ulaşmak isteyenler yazıları okuyarak da gerekli bilgiyi alabilirdi. "Bayrak gösterme" adını verdiğimiz toplantıları çok azalttık. Bu aşamada sektör hakkında bilgisi ve fikri olan, sayıları onu geçmeyen kanaat önderini bir yuvarlak masa etrafında topluyor; biz konuşmuyor, onların değerlendirmelerini derliyoruz. Böylece, hem sektör ilgilileri karşılıklı bilgi paylaşıyor; hem de bizler eli taşın altında olanlardan ayrıntı bilgisi derliyoruz.
Geleceği yaratma konusunda aramızdaki tartışmalarda " bilgi veren gazeteden, anlamayı kolaylaştıran gazeteye geçiş yapma" için yeni metotlar geliştirme ağırlık kazanıyor. Gelecek günlerde, yeni bir yöntemle iş insanının öğrenmesini kolaylaştırıcı haber üretme aşamasına geçecek, bu alandaki çabalarımızı yoğunlaştıracağız.
Yurt dışına iş insanı götürmenin çok önemli bir adım olduğu kesin… Bir sonraki aşamada "ön-hazırlığı yeterli proje-odaklı ilişkilere" geçmek gerek. Bu konuda düşündüklerimi gelecek günlerde bir Cumartesi günü yazısında paylaşacağım.
İdeolojik sertlikler döneminde "uzak komşu" olan Kırım'ın "yakın komşu" olması gerekiyor…Bu yakın komşuluğu yaratmanın ilk adımı olan toplantının niteliğini değiştirerek sürdürülmesi gerek…