King Kong ve Hong Kong

Şant MANUKYAN
Şant MANUKYAN Ekofobi [email protected]

Uzun süredir merak edilen Çin 4. Çeyrek büyümesi açıklandı. Piyasa beklentisi yüzde 6.9 ve hükümetin hedeflediği yaklaşık yüzde 7 seviyesine yakın yüzde 6.8’lik bir büyüme görüyoruz. Bu oran yüzde 6.2’lik 2009 1. Çeyrekten bu yana en düşük seviye. Tarım ağırlıklı ana endüstrilerin yüzde 3.9 , İmalatın hakim olduğu ana endüstrilerin yüzde 6.0 ve kritik Hizmetlerin baskın olduğu ana endüstrilerin  yüzde 8.3 değişim gösterdiğini gördük. Elbette elektrik üretimi çok hassas bir gösterge değil ancak yıllık bazda yüzde 0.2 gerilediği bir ortamda GDP’nin 2015 için yüzde 6.9 büyümesi enerji verimliliğinde bir Çin devrimi yaşandığını gösteriyor. Kritik bir diğer  nokta ise reel-nominal büyüme farkı. 3. Çeyrekte deflasyonun göstergesi olan bu makas 4. çeyrekte daha rahatsız edici bir seviyeye ulaşmış. Reel GDP YoY yüzde 6.8 olurken Nominal GDP yüzde 5.70 yani deflatör yüzde -1.09. Malumun ilanı olan bu rakam borç/GDP oranı ile düşünülürse çok rahatsız edici olmalı. Sık sık değindiğim bir tabloyu hatırlatmam gerekirse şirket+hane halkı borç/GDP oranı yüzde 210, Borç ödeme oranı da yüzde 31.11.  Olumlu bir nokta ise devamlı altını çizdiğim hane halkının toplam GDP’den daha hızlı büyümesi yani iyi senaryo. Kişi başına gelir 2015’te 2014’e oranla yüzde 7.4 artarak 3,349 dolara ulaşmış. Ekonomi yüzde 3-4 büyürken bu durumun devam edip etmediği tüm dünya için çok kritik olacak. Şayet Çin içinden 600-700 milyonluk bir orta sınıf çıkabilir ve tüketim iştahı olursa global bir dengelenmeden bahsedebiliriz. Ancak şu ana kadar bazı analizlerde gördüğümüz gibi Çin’de bir dengelenme söz konusu değil. Geride kalan 2 haftada yaşananları borsanın hatalı “devre kesici” kurallarına bağlarsak 2015 yılında Çin’in rezervlerinde neden 500 milyar dolarlık erime olduğunu anlayamayız. 2015 yılında hizmet sektörünün biraz daha öne çıkmasının 2 nedeni var. Finans sektöründe büyüme, ki hisse balonu ve artan kredilerle oldu, ve kamu harcamalarında büyüme. Ancak her iki nokta da aslında düzeltilmesi gereken noktalar. Bu nedenle bu gelişmeyi kutlamak için henüz oldukça erken. Diğer yandan Hong Kong’da yaşanan gelişmeler de mutlaka dikkatli takip edilmeli. Dolarını ABD dolarına bağlayan ve 7.75-85 aralığında salınmasına izin veren bu ekonomi yoğun saldırı altında. HKD dolar karşısında son yıllarda gördüğü en düşük seviyeye gerilerken ülkenin endeksi Heng Seng’in fiyat/defter oranının 1998 krizinden bu yana ilk kez birin altına düştüğünü görüyoruz. Tekrarlamakta fayda var, doların işi bittiğinde tüm pegler yani dolar çıpaları kopmuş olacak veya yeniden tanımlanacak. Borsalara dönersek; gelen satışlar neticesinde S&P 2014 Ekim dibine kadar geri çekildi. ABD ekonomisinin 2016’da resesyona gireceğini düşünmüyorum. S&P’de de önemli bir ralli daha bekliyorum. Ancak özellikle küçük şirketlerden oluşan Russell 2000 endeksi yoğun bir satış baskısı altında ve bu piyasanın gerçekten korktuğunu gösteriyor. Bu nedenle bir süre daha endekslerin takip edilmesi gerektiğini söylemek doğru olur. Şayet 1830 seviyeleri de kırılırsa S&P’nin 1750 seviyesinin görmesi gündeme gelecektir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dijital Paraya Geçiş 27 Eylül 2019
ECB’nin alternatifleri 26 Temmuz 2019