Kimya ve etik altın
17 yaşinda kimya laboratuvarına girerek nitrogliserin ile çalışmaya başlayan Alfred Nobel 34 yaşında dinamitin patentini aldı. Kimyanın gücünün silahla, ölümle yan yana gelmesinin acısını unutamadan Nobel Vakfı'nın her yıl ödüllerini merakla bekliyoruz. A. Nobel'in vasiyeti ile 1901 yılından bu yana Nobel ödülleri veriliyor. Bu yıl Türkiye'miz için Nobel ayrı bir öneme sahipti. Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan üç bilim insanının biri, North Carolina Üniversitesi Tıp Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Aziz Sancar, bu vatanın evladı. Dr. Sancar, DNA onarım mekanizması odaklı çalışmasında vücut kimyasına, yaşayan doğasına dair bilgilerimizi güçlendirdi. Güleryüzlü hocamızı çok sevdik, hakkında bilgi edindik ve yurtseverliği bu zor günlerde hepimize örnek oldu. Ben burada iki farklı konuyu sizlerle paylaşacağım. Birincisi, Aziz Hoca ve meslekdaşı eşi, üniversitelerinde kendi adlarını taşıyan bir vakfa sahipler ve rüya projeleri olarak nitelendirdikleri Türk Evi (http://carolinaturkevi.org/about.htm) var. Burada Türk öğrenci ve misafir bilim insanlara destek veriyorlar. Hayran olmamak mümkün değil.
İkinci olarak, bu yılki İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi madalyası, Nobel Madalyası için ayrı bir hayranlık duydum. Her bir ödül madalyasının ayrı bir manası var. Erik Lindberg'in tasarımı Fizik ve Kimya Nobel Madalyası bulutlardan ortaya çıkan ve kucağında bir bereket, bolluk sembolü boynuz tutan Mısır Tanrıçası Isis’e benzeyen bir tanrıça şeklinde "Doğa" temsili olup, tanrıçanın soğuk ve sade yüzünü kapsayan peçe "Bilim Dehası" tarafından tutulmaktadır. Madalya üstünde "Ve onlar, yeryüzündeki yaşamı yenilikleri ile iyileştirenler, ustalığı buldular” yazmaktadır. Bu madalya, bu yıl, ilk kez etik altından yapıldı.
Bilindiği üzere başta altın ve elmas olmak üzere kıymetli element ve taşların madenciliğinde çevresel etkileri yanısıra işgücü ihlalleri, iş sağlığı ve güvenliği konuları önemli olup, yasadışı madencilik ciddi bir sorundur. Çok sayıda küçük-büyük madenlerde olagelenleri duymak dahi istemezsiniz. Rıza dışı çalıştırma, çocuk işçiliği, halkı zorla yerinden etme ve çevresel sürdürülebilirliğin bozulması gibi etkilerle altın madenciliğinin yaklaşık %90'ı, o yörenin tek gelir kaynağı olan küçük madenlerde yapılarak, insanlık ayıpları yaşanmaktadır. Hatta bazen de altın sarısının geliri, savaşların kan kırmızısını finanse edebilmektedir. Dünyada yaklaşık 10 milyon altın madeni zanaatkârı, 100 milyondan fazla madenci ve aileleri geçinmek için küçük ölçekli madenciliğe bağlıdır. Bu nedenlerle sürdürülebilir altın madenciliği ve zanaatkârlığının iş etiği de dikkate alınarak yapılması hepimiz için bir ahlaki sorumluluk taşımaktadır.
Kolombiya'da, yoksul bölgelerdeki küçük ölçekli madencilerin karşılaştığı sorunları vurgulamak hedefi ile kar amacı gütmeyen Kolombiya Sorumlu Madencilik Birliği ve Norveç Darpanesi işbirliğinde etik sertifikalı altından yapılan madalya (18 karat, 150 gram) Nobel Ödülü prestijini taçlandırarak mühim bir sorumlu üretim örneği oldu. Üretici Iquira Kooperatifi bu ödülün, sosyal, toplumsal ve çevresel sorumlulukların yerine getirmenin, yaşam döngüsü izlenebilir, temiz-yeşil metal üretmenin ölçüsü olan, sürdürülebilirlik raporlaması içeren "Fairmined Sertifikası" ile belgelendirmesini başardı. Fairmined Girişimi küresel bir lider ve sorumlu zanaat ve küçük ölçekli madenciliğin öncüsü olarak kabul edilen, kar amacı gütmeyen Sorumlu Madencilik Birliği (ARM) tarafından oluşturuldu.
İşte bu madalya Prof.Dr. Aziz Sancar'ın boynundan, ülkesindeki yaşamı yenilikleri ile iyileştiren, ustalığı bulan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün huzuruna 19 Mayıs 2016 günü gidecek.
Gününüz sürdürülebilir, yaşamınız enerji dolu ve mutlu olsun.
İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır.