Kimya stratejisinde öncelik sorunu
Kimya sektörünün firma yapısında KOBİ'lerin oranı yüzde 83. İşletme sayısıyla ilgili "son" bilgi 2009 yılına tarihli ve TÜİK kaynaklı. Buna göre 21 bin 838 işletmeli, 229 bin 465 çalışanlı bir sektör söz konusu. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın kimya sektörüyle ilgili 2012 yılı ikinci yarı raporunda 2011 yılı verileriyle son durum şöyle:
Sektörde yaklaşık 2 bin 600 çeşit kimyasal madde ve müstahzar üretiliyor. Petro kimya en büyük üretici (ikincisi zaten yok) PETKİM, yurt içi kimyasal talebinin yüzde 25'ini karşılamış. Deterjan, temizlik ve lastik sektörleri hammaddede dışa bağımlı. Sabun da öyle.
Asıl bağımlılık ilaç girdilerinde ve sektörün tamamında. İlaç, Türkiye'de en yüksek katma değer sağlayan sektörler arasında. Fakat, dünya rekabetinde ismi geçmiyor; pazar payı binde 2. İlaçta yaklaşık 300 firma faaliyette, 53'ü üretim tesisine sahip. Yabancı sermayeli 42 firmanın 14'ü de kendi tesislerinde üretim yapıyor. Diğer yabancılar ya ithalatçı ya yurt dışındaki tesislerinde üretip Türkiye'de satıyor ya da "fason" üretici kullanıyor.
Barut yoksa
Kimyanın her sektör gibi sorunları var. Ama geleceğini etkileyecek iki büyük tehdit öne çıkıyor. Bir, "yaratıcı" doğasına hiç de uygun düşmeyen zayıf ar-ge düzeyi. Durum, ümit kırıcı. Eylül 2012'de açıklanan strateji belgesine göre, 2009 yılı itibarıyla Ar-Ge/GSYİH oranı yüzde 0,03. Sektörde ar-ge yok gibi.
Bu sorun strateji belgesinde de vurgulanıyor. Sektörün en zayıf yönü Ar-ge faaliyet ve yatırımlarıyla yenilikçilikteki yetersizlik. Ardından bilgi, eğitim ve nitelikli işgücü sorunu geliyor ki, gerisini tartışmaya bile gerek kalmıyor. Şöyle kalmıyor: İş gücü yeterli donanıma sahip değil, niteliksiz. Eğitim kalitesi düşük.
İkincisi, bilgi sorunu yüzde 85'i KOBİ'lerden oluşan kimya sektöründe yabancı firmaların egemenliğini de açıklıyor. Patentler de, faydalı modeller de Ölçek ekonomisinden uzak işletmelerin bu sorunu kendi güçleriyle çözmesi mümkün değil. Kaldı ki, yine strateji belgesine göre, işletmelerin yüzde 45'i kayıt dışı. Bu işlerle zaten ilgileri yok! Kayıt dışılık sadece vergi daireleriyle ilgili değil, üretim de öyle, merdiven altı.
Şimdi toparlayalım: Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2012-2016) ile dönüştürülmek istenen bu sanayi; bir, ham madde ve ara girdilerde dışa bağımlı; iki, firmalar ekonomik ölçek sorunlu; üç, yabancı sermayenin yönlendirici gücüne tâbi; dört, ar-ge yok, patent yetersiz, eğitim zayıf, işgücü genelde niteliksiz.
Belge ve plan ne diyor?
Belge ve ekindeki eylem planı sektörün temel sorunlarını şüphesiz "es" geçmiyor. Bunlar fazlasıyla mevcut. Tartışılması gereken husus şu: Sorunları çözmeye yönelik stratejik hedef ve eylemlerde gerek önem gerekse "uygulama" imkân ve kabiliyeti açısından "öncelikler" belirsiz. Sektörün "geleceğe" dönüştürülmesine, zincirin hangi "halkasından" başlanacak, belli değil. Ar-ge'den mi, fiziki yatırımlardan mı, eğitimden mi, hammadde ve ara girdi bağımlılığından mı yoksa belge ve plana yansıyan "yığma " bakış açısıyla hepsine birden mi?
Bu noktada başvuru kaynağı eylem planı olmalı. Bakıyoruz eylem planına; ilk hedef kimya sektöründe katma değeri yüksek üretim ve ihracat politikaları. Peki nasıl olacak? Plan kümelenmeden, şirket birleşmelerinden söz ediyor. Bunlar sağlanacak! Peki, hangi ürün veya ürün gruplarında yüksek katma değere geçiş imkânı ve gereği var, kimler, hangi alt sektörler, nasıl desteklenecek?
Keza, 2 nci sırada yüksek katma değerli üretim yapısına geçiş ve ara girdi ithalatının azaltılması var. İlk eylem şu: Petro kimyada İran, Suudi Arabistan, Rusya gibi ülkelerle ilişki kurulacak, doğrudan yatırım istenecek. Peki, katma değeri "Petro kimyada uluslar arası aktör olan" ülkeler yaratacak ve büyük bölümünü cebine atacaksa, sektörün millî potansiyeli, gücü ve yapısı nasıl gelişecek?
Bunlara örnek olarak değindim. Eylem planındaki uygulama kalemlerinin her biri stratejik öncelik sorununa bağlı olarak tartışılmak ve öncelikler belirlenerek gereken düzeltme ve değişiklikler yapılmak zorunda. Böyle bir tartışma ve düzeltme, şayet gerçekten uygulanacaksa, strateji belgesinin de eylem planının da sektörün de "selâmeti" için şart.