Kimi insan ev, kimi ev insan peşinde

Suat TAŞPINAR
Suat TAŞPINAR AVRUPA'NIN DOĞUSU [email protected]

“Türkiye’de yaşadıktan sonra SSCB’ye olan kızgınlığım biraz azaldı” de­mişti gülerek Rus bir arkadaşım. “Hiç de­ğilse 70 yılda hepimizi ev sahibi yaptığına şükrettim!” 90’ların sonuydu; ‘yeni Rus­ya’ krizden krize savruluyordu. Arkadaşım da birkaç yıl İstanbul’da şirket yöneticiliği yapıp Moskova’ya dönmüştü. İki ülkeyi kı­yaslarken en çok, “Nasıl bu kadar fazla in­san Türkiye’de kirada yaşıyor?” diye şaşır­mıştı.

Yine Moskova’da, 2000’lerin başında sohbet ettiğim bir Amerikalı, “Şu haliyle bile ortalama bir Moskovalı, ortalama bir Amerikalıdan zengin” demişti. Şaşkınlığı­mı görünce açıklamıştı: “Hemen hepsinin, bugünkü şartlarda en az birkaç yüz bin do­lar eden kendi konutu var; mortgage’siz, borçsuz! İstedikleri an satsalar o kadar te­miz paraları olur. SSCB’nin ölüsünden bi­le bu kadar miras kalmış. Amerikalıların çoğu, kağıt üzerinde sahibi oldukları eve ömür boyu mortgage kredisi ödüyor; yani hepimiz borç içinde yaşıyoruz.”

Konut sahipliği oranı en yüksek ülke

Sisler içinden bu anıları aklıma getiren, Hırvat basınına yansıyan bir haber. Son AB istatistiklerine göre Avrupa’da konut sahipliği oranı en yüksek olan ülke, yüz­de 91 ile Hırvatistan. Onu Litvanya (yüzde 90,3), Macaristan (yüzde 85) ve Bulgaris­tan (yüzde 84) izliyor. Hepsi, 1991 öncesi ‘Batı kampı’nda olmayan ülkeler.

Konut sahipliği oranı Çin’de yüzde 96, Rusya’da yüzde 84, İtalya ve Yunanistan’da yüzde 73, ABD ve Fransa’da yüzde 65, Al­manya’da yüzde 51, İsveç’te yüzde 49 ola­rak rapor ediliyor. Türkiye için ise yüzde 55 ile yüzde 57 arasında farklı istatistikler var. Yılsonunda medyaya yansıyan veriler pek parlak değil:

TÜİK’in 2024 Yoksulluk ve Yaşam Ko­şulları İstatistikleri, son 10 yılda Türki­ye’de dar gelirli kesimin ev sahipliği oranın­da çarpıcı bir düşüş olduğunu gösteriyor. 2014’te yüzde 61,1 olan genel ev sahipliği oranı, 2024’te yüzde 56,1’e gerilemiş.

Son 10 yılda yüzde 43 artış

Türkiye’nin her daim emlak haberleriyle yatıp kalkması sebepsiz değil; çünkü her iki kişiden biri kiradan kurtulma, başını soka­cak bir ev sahibi olma derdinde. Ama şu den­gesiz dünyada, tam tersini yaşayanlar da var:

Mesela göç veren Hırvatistan’da, 2021 yılı verilerine göre yaklaşık 600 bin boş konut var. Son 10 yılda artış yüzde 43 ol­muş. Merkezde emlak fiyatları hızla artsa da özellikle başkent Zagreb ve çevresinde­ki kırsalda 54 bin boş konut hesaplanmış. Bu durum, daha iyi iş için diğer AB ülkele­rine göç edenlerin evlerini boş bırakmala­rı ve yatırım için alınan konutların atıl kal­masıyla açıklanıyor.

‘Ölü köyler ülkesi’

Ama bu konuda hiçbir ülke Japonya’yla yarışamaz. ‘Akiya’ denilen boş evlerin sa­yısı 9 milyonu aşmış. Bu, ülkedeki toplam konutların yüzde 15’ine denk geliyor. Nü­fus yaşlanıyor, gençler milyonluk büyük şehirlere yığılıyor ve Japonya ‘ölü köyler ülkesi’ne dönüşüyor.

“Evler gördüm oturacak insan yok, in­sanlar gördüm oturacak evi yok” diye ağıt yakası geliyor insanın…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar