Kim daha başarılı?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

tugrultablo.jpg

Bu yaz 12 Haziran – 13 Temmuz arasında Brezilya’da düzenlenecek 2014 Dünya Kupası’nı hep birlikte evde izleyeceğiz. Milli takımımızı ne yazık ki, en son 2008 Eurocup dışında ne Avrupa, ne de Dünya Kupası’na göremedik. 

 

2008’den beri üç dünya, bir Avrupa Kupası’nı kaçırdık

En son katıldığımız Dünya Kupası 2002’de Kore ve Japonya ortaklığıyla düzenlenen ve üçüncü olduğumuz turnuvaydı. O zamandan bu yana üç tane Dünya Kupası’nı, bir Avrupa Kupası’nı ıskaladık. 

2006 Dünya Kupası’nda “acı vatan” Almanya’da olamadık. 2010’da Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası’na ümitlenmiştik ki, hevesimiz kursağımızda kaldı. 2014 Dünya Kupası ise, bu yaz Brezilya’da düzenlenecek ve biz maalesef orada olamayacağız. Bu turnuvalara katılamamanın bedelini ise Milli Takımımız sıra kaybederek ödüyor.

FIFA sıralamamız sürekli düşüyor

Aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere, güncel FIFA sıramız Şubat 2014 itibariyle, 45. sıraya kadar geriledi. Yani, anlaşılan o ki, Milli Takımımızın sportif performansındaki serbest düşüş, beraberinde FIFA sıramızı da hızla aşağıya çekiyor.

Oysa, milli takımımız 2002’de gösterdiği olağanüstü performansla dünya üçüncüsü olurken, Türkiye’nin FIFA sırası da 9. sıraya yükselmişti. Bir yıl sonra 2003’te Fransa’da düzenlenen Konfederasyon Kupası’nda yine oynadığı futbolla herkesin takdirini kazanan Türkiye, bu turnuvada da üçüncü olarak FIFA sırasını 8. sıraya kadar çıkartmıştı, çıkartmasına ama bir daha bu sırayı bir daha asla yakalayamadık.

Euro 2008’te BBC’nin deyimiyle “geri dönüşlerin takımı” Türkiye, oynadığı fantastik futbolla yarı finale kadar yükselmiş ve şanssızlıkların getirdiği olumsuzluklarla Almanya’ya 3-2 yenilerek, finale katılmayı kıl payı kaçırmıştı. 

Bu performans bizi FIFA sıralamasında 10. sıraya kadar taşımış ve iki yıl sonrası G. Afrika’da düzenlenecek Dünya Kupası’na katılmak için ümitlenmiştik ama ne yazık ki, bu kupaya da katılamadık.

Turnuvalara katılamadık sürekli hoca değiştirdik

Aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere, biz kupaları kaçırdıkça, sürekli teknik direktör değiştirmeye yöneldik. 2000- 2014 arası geçen süreçte, Milli Takımımızın direksiyonundaki kaptanı tam sekiz kez değiştirip, bu değişikliklerden medet ummuşuz. Bunu yaparken, hep sonuçlara bakarak karar almış, stratejik bir yaklaşımdan çok, günü kurtarmaya yönelik palyatif çözümlerin peşinden koşmuşuz. 

Bu süreçte sabır denen olguyu, yaklaşımı bir türlü sergileyememiş, kısa erimli sonuçlara odaklanmışız. Futbolumuzu daha ilerilere taşıyacak uzun vadeli ve altyapıya önem veren çözümlerden daha çok, kısa vadeli çözümlerin peşinden koşup kısır tartışmalar içinde üç Dünya ve bir Avrupa Kupası’nı heba etmişiz. 

Şenol Güneş, Fatih Terim ve Mustafa Denizli’nin dışında hiçbir teknik adama 4 yıl süre vermedik

Yukarıdaki tablo bize özellikle 2000’den sonra Milli takımımızdaki hoca değiştirme sıklığının arttığını gösteriyor. Nitekim 2000-2014 arası geçen 14 yıllık süreçte tam sekiz kez hoca değişikliğine gidip istikrardan uzaklaşmışız. Buna göre ortalama her 1.75 yılda bir teknik direktör değiştirmişiz. Hal böyle olunca da dörder yıllık sürelerde düzenlenen bu turnuvalara katılabilecek sabrı ve süreyi sadece Şenol Güneş’e 2000-2004 arası; Mustafa Denizli’ye 2000-2004 arası ve Fatih Terim’e de 2005-2009 arası vermişiz. Zaten bu üç hocaya tanınan sürelerde de başarı arkasından gelmiş. 

Milli takımlarda en başarılı hoca kim?

Çeşitli kriterlere göre bu soruya yanıt verebiliriz. Örneğin, ulaştığı sportif performansa göre bakıldığında, milli takımımızı dünya üçüncülüğüne taşıyan Şenol Güneş en başarılı hoca olarak ön plana çıkıyor. 

İlk kez Türkiye’yi Avrupa kupalarına götüren Fatih Terim bir ilke imza attığı için yine çok başarılı görülebilir. Fatih Terim’in 2008’de takımımızı Avrupa Kupası’nda yarı finale taşıması da, Fatih Terim’i en başarılı hocalar kategorisine taşıyor. Bununla birlikte, 3. kez milli takımın başına geçen Fatih Terim’in toplam skoruna bakıldığında ise, 97 maçta aldığı 48 galibiyet ile hocanın toplam skoru 49.4’te kalıyor.

Kazanma yüzdesine bakıldığında ise, en başarılı hoca olarak karşımıza %53.3’lük performansıyla Ersun Yanal çıkıyor. Ersun Yanal takımın başında çıktığı 15 maçın sekizini kazanarak, önemli bir başarıyı yakaladı. (Fatih Terim’in son dönemdeki 6 maçlık performansı, oyun sayısının azlığı nedeniyle dikkate alınmamıştır.)

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar