Kim bu ihracatı yükseltenler!

İhracat rakamlarımız açıklandı.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre 2008 Temmuz ayı rakamı 12,2 milyar dolara varmış.

2008 yılı ilk yedi aylık ihracatımız da 79,4 milyar dolara yükselmiş.

Göğsümüzü kabartan rakamlar bunlar. Artışların devamlılığı konusunda da kuşkumuz yok.

Geçen haftaki sohbetimizde de belirttiğim gibi, ihracata heves eden işletmelerimiz arttıkça, ihracatın ülke üretimimiz tabanındaki yayılması artıyor.

Bugün vurgulamak istediğim konu, her ne kadar bu konuda elimizde sağlıklı veriler yoksa da, KOBİ'lerimizin bu ihracat rakamları içerisindeki yerinin ne olduğu.

Batılı ülkelerin ihracat yapılanmasıyla kıyaslandığında KOBİ dediğimiz işletmelerimizin, ihracat hacmi içerisinde olmaları gereken yerlerde olamadıklarını düşünüyorum.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başkanı Sn. Oğuz Satıcı'nın bir söyleşide belirttiği rakamlara göre, ihracatımızdaki KOBİ payı yüzde 8 ile yüzde 10 arasında değişebilen bir seviyede.

Bunun kesinlikle yükseltilmesi gerektiğine ve bu konuda hiç şüphem olmadığına vurgu yapmak isterim. Yıllardır KOBİ seviyesinde işletmelerle çalışarak ihracat yapan birisi olarak, KOBİ'lerimizin ihracat potansiyellerinin TİM Başkanı Sn. Oğuz Satıcı'nın belirttiği seviyelerin çok ama pek çok üstünde olabileceğini biliyorum ve buna inancım da sonsuz.

İyi de KOBİ seviyesindeki işletmelerimiz bu ihracatta hak ettikleri yeri şimdiye kadar neden alamadılar?

Bunun en önde gelen nedeni, KOBİ seviyesindeki işletmelerimizin pazarlama ve özellikle yurtdışı pazarlama konusundaki yeterliliklerinin olmayışı veya zayıf oluşu. Bu tür işletmelerimiz genellikle imalatı şekillendirmeye ve üretim sorunlarını aşmaya çalıştıkları için, pazarlama konusunu hep ikinci plana atmaktadırlar.

İhracat konusu da, yurtdışı ilişkilerin oluşturulması ve sürdürülmesinde görülen yetersizlikler nedeniyle daha da geri plana atılıyor.

34 yıllık ihracatçı tecrübeme dayanarak rahatlıkla şunu belirtmek isterim ki, bugün Türkiye'de üretim yapan KOBİ seviyesindeki işletmelerin oldukça büyük bir kısmı, Batılı karşıtlarından hiç de aşağı kalmadıkları gibi, azımsanmayacak bir kısmı da onlardan daha üstün seviyededir. Elimizde mevcut teknolojiler Batı'da kullanılan teknolojilerle karşılaştırıldığında, (bazı özel örnekler hariç) aleyhimizdeki fark açıkça görülecektir. Ancak bizim insanımızın yaratıcı katkılarıyla bu olumsuz farkın nasıl kapatıldığını görmek, daha yüksek teknolojilerin kullanıma alınması halinde, daha yüksek başarıların kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

Eğer bizim KOBİ'lerimiz genel anlamda daha az teknoloji ama daha fazla akıl ve yaratıcılık kullanarak üretim yapıp bugünkü ihracat seviyelerini yakalıyorsa, KOBİ olarak eksiğimizi bulmamız gerek şarttır. Bu da sohbetimizin başında vurgulamış olduğum pazarlama yeterliliğinin oluşturulması veya geliştirilmesidir.

Bunun çözümü de geçen haftaki sohbetimizde belirttiğim gibi, ciddi bir plan yaparak onu uygulamak, süreç içerisindeki sonuçları gözden geçirmek, elde edilen sonuçları planladıklarımızla kıyaslamak ve gerekirse gelişmelere göre değiştirmektir.

Ancak tüm bunları yapabilmenin ön koşulu, yurtdışı pazarlama yeterliliğini oluşturmak için gereken eğitimleri almaktır.

Bilinçsiz atılımlar, beklenmedik zararlar getirir.