Kilitlenen sistemin işlemesi için bankaların desteğine ihtiyaç var
Hükümet, yatırımların, üretimin artabilmesi için; (1) Faizlerin aşağıya çekilmesinde ısrarcı. (2) Bankaların yatırımcıya, üreticiye daha fazla kredi vermesini bekliyor.
Hükümet sözcüleri bankaların imkanları olduğu halde kredilerini artırmadıkları görüşünü tekrarlıyor. Piyasa ise yeni yatırımlar ve üretimi artırmak için değil, kilitlenen sistemi açmak için; (1) yeniden yapılandırma, (2) finansman desteği istiyor. Piyasanın sorunu, yavaşlayan ekonomi nedeniyle iş aleminde para trafiğinin tıkanması.
• Üretici–toptancı–perakendeci– tüketici arasındaki para trafiği tıkandı. Zincirde bir halkanın ödeme yapamaması, tüm ödeme sistemini kilitler hale geldi.
• Üretici–toptancı–perakendecinin; (a) iş hacmindeki küçülme, (b) para trafiğindeki tıkanma sonucu bankalara ve reel sisteme borçlarını ödeme güçleri yok oldu.
• Kilitlenen sistemi açabilmek, çarkları döndürebilmek için; (a) mevcut borçların yapılandırılmasına, (b) ek finansman desteğine ihtiyaçları var.
Küçüğünden büyüğüne bütün işletmelerin tüketicisinden üreticisine her kesimin banka sisteminden bekleyişi var. Genel bekleyiş ekonomideki tıkanıklığın açılmasına, bankaların destek vermesi.
Bankalar ise bugüne kadar mevduat kaynağının çok üzerinde, dış kaynaklara dayalı olarak kredi verdikleri için toparlanma durumunda. Kaldı ki, bankalar denildiğinde, hangi bankalardan söze edildiği belirsiz.
Mevduat toplayarak kredi veren kamu sermayeli 3, özel sermayeli 9, yabancı sermayeli 15 bankamız var. 6 yabancı bankanın Türkiye’deki şubeleri de mevduat topluyor, kredi veriyor. Ayrıca 5 de katılım bankası var. Ayrıca kamu sermayeli 3, özel sermayeli 6, yabancı sermayeli 4 kalkınma ve yatırım bankası, uzun vadeli projeleri kredilendiriyor.
BDDK verilerine göre, bankalarımızın topladığı mevduat Eylül 2016 itibariyle 1 trilyon 341 milyar TL, kullandırdıkları kredi 1 trilyon 623 milyar TL.
BDDK’nın verilerine göre, mevduatın yüzde 32’sini kamu sermayeli 3 bankamız, yüzde 38’ini özel sermayeli bankalar, yüzde 25’ini yabancı sermayeli bankalar topluyor. Katılım bankalarının kaynaklardaki payı yüzde 5 oranında.
Toplam kredide 3 kamu sermayeli bankanın payı yüzde 30, özel bankaların payı yüzde 36, yabancı bankaların payı yüzde 24 oranında.
2016 yılında bankalardaki mevduat 220 milyar TL ve krediler 250 milyar TL arttı. Kredilerde bir yılda artış yüzde 17’ye yakın.
Ekonominin yüzde 3’ün altında büyüdüğü bir yılda, kredilerdeki yüzde 17’ye yakın artış önemlidir.
• 2016 sonu itibariyle, bankalarımızın toplam mevduatları 1.541 milyon TL, toplam kredileri 1.752 milyon TL.
• Toplam Kredilerin;
• %52’si kurumsal (Büyük) krediler,
• %24’ü KOBİ kredileri,
• %24’ü bireysel krediler.
Bankalarımız bu kredileri vermek için değişik kaynakları kullanıyorlar. 2016 Kasım sonu itibariyle, toplam kaynakların;
• % 11’i özkaynaklar
• % 53’ü mevduat
• % 1’i TCMB Kaynakları
• % 15’i çoğu yurtdışından olmak üzere bankalardan borçlar
• % 5’i repo borçları
• % 4’ü menkul kıymet ihracından elde edilen kaynak
• % 2’si sermaye benzeri borçlardan oluşuyor.
• Bankaların kredilemede ana kaynakları mevduattır.
Ancak toplam mevduatın bir bölümü kasa kolaylığı, önemli bölümü TCMB’da zorunlu karşılıklara bağlı.
Kasım 2016’da toplam mevduat 1.431 milyar TL. Bunun yaklaşık 190 milyar TL’si Merkez Bankası’nda zorunlu rezerv olarak tutuluyor. 25 milyar TL’de banka kasalarında nakit olarak duruyor. Ayrıca bankacılık gereği likit değer olarak tutulmak zorunda olan bölüm var. Bunun tutarı da 300 milyar TL’nin üzerinde.
Bankaların kullanabilecekleri toplam kaynakların bir bölümü bağlı durumda.
• Bankaların satın aldıkları Hazine kağıtları 345 milyar TL.
• Bankaların sabit kıymetleri (bina, makine, teçhizat) 25 milyar TL.
• Bankaların kaynaklarından serbest bölüm açık anlatımla, bankaların krediye yöneltebilecekleri net kaynak 1.800 milyar TL.
• Bankaların kullandırdıkları kredi toplamı ise 1.708 milyar TL.
• Bankalar tüm imkanlarını zorlasalar bile kredilerini ancak yüzde 5.5 oranında 92 milyar TL daha artırabilirler. Bankaların kredilerini daha fazla artırabilmeleri için;
• Ya mevduatları artacak,
• Ya dışarıda borçlanmaları artacak,
• Ya Hazine kağıtlarını Hazine’ye geri verecekler,
• Ya da TCMB bankalara daha fazla kaynak aktaracak.
Tabii ki, reel ekonominin bankalara ihtiyacı var ama, reel ekonominin sorunlarının da bankaları olumsuz etkilememesi imkansız.
Bankaların normal olarak reel sektörün sorunlarını kısa zamanda atlatmasını sağlamak için; (1) Mevcut kredileri yeniden yapılandırmaya, (2) Finansal sistemdeki tıkanıklığı açacak desteği vermeye özen göstermeleri beklenir.
Bugünün sorunu budur. Bu sorun ortada dururken yeni yatırımlar ve üretim artışını sağlayacak kredilemelere öncelik vermek yanlış olur.