Kıdem Tazminatı Fonu tartışılırken belleklerdeki korkunun nedeni...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Bakan Soylu dün Ekonomi Muhabirleri Derneği’nde, “kıdem tazminatının işçi-işveren arasında sorun olmaya devam ettiğini” belirterek, sorunu sosyal diyalog içersinde çözmek istediklerini, ortak aklı temsil edecek bir sistem kurmayı amaçladıklarını açıklamış. 

Soylu, bugünkü yapının aksaklıklarından söz ederken “100 kişiden 86’sı kıdem tazminatını alamıyor. Çalışanların sadece yüzde 14’ünün kıdem tazminatını tam olarak alabildiğini görüyoruz. Bizim fon ile amacımız tüm çalışanların haklarını alabilmeleri, işverenlerin de işçiler çıktığı zaman ani para çıkışı riskiyle karşı karşıya kalmamasıdır” diyerek, fonun gerekliliğini vurguluyor. 

Bakan Soylu, sistemdeki çarpıklığa örnek verirken, Türkiye’de sigortalı 13 milyon 990 bin çalışan bulunmasına karşılık 16 milyon işten çıkış bildirgesi düzenlendiğini belirterek, bunun anlatılamayacağının altını çiziyor. 

Soylu, Türkiye’de geçmiş dönemin Tasarrufu Teşvik Fonu, Eğitime Katkı Fonu, Deprem Fonu gibi düzenlemelere eleştirilerin haklı olduğunu, İşsizlik Sigortası Fonu’nun gelir endeksli olmamasına karşın sosyal tarafl arca eleştirilmediğini, Kıdem Tazminatı Fonu’nun ise gelire endeksli olarak kurulup yönetileceğini ifade ediyor. 1 yıllık hizmet için 30 günlük kıdem tazminatının daha aza indirilmesinin de söz konusu olmadığını belirtiyor. 

Türkiye’de özellikle 1980’ler sonrası iyi niyetle çalışanlara destek için çeşitli fonlar kuruldu. Kamu denetimindeki bu fonlar başarısızlıkla sonuçlanıp hüsrana neden oldu. Bunlardan en bilinenlerinden biri kamu çalışanları için kurulan Konut Edindirme Yardımı’dır (KEY). 1987’de kurulan fonun, 9 yıl sonra Emlak Bankası’na devri ile tasfiye edilme kararı alındı, bankanın komik faiz uygulaması ile nemalandırılan KEY geri ödemelerine 2008 yılında karar verildi. Bu ve benzeri olumsuz deneyler, çalışanlardan kesintilerle, kamuda oluşturulan fonların başırısızlıkları, çalışanların belleklerinde var olan korkuyu gündeme getiriyor. 

Kıdem Tazminatı sisteminin iflas etmiş görünümüne karşın çalışanların örgütleri sendikalar, Kıdem Tazminatı Fonu kurulmasına belleklerinde yer alan bu olumuzluklar nedeniyle itiraz ediyorlar. Onun için bakanlığın, çalışanlar, işverenler ve kamunun katılımıyla, dünya örneklerini esas alarak fona getiri sağlayacak işlerliği de ele alarak diyalog içersinde birlikte bir çalışma yaparak konunun geliştirilmesine öncülük edip, Kıdem Tazminatı Fonu projesini geliştirmesine ihtiyaç vardır. 

Çalışanların, işten ayrılırken ya da emekli olurken, Kıdam Tazminatı Fonun’da birikecek, birikimlerini almaları en doğal haklarıdır. Tarafl arın fon kurulmasına itirazları, ele alınıp, ikna edilerek ortak noktada birleşilmelidir. 

Bugünkü çarpık yapı, çalışanların yüzde 85’inin kıdem tazminatı hakkından yoksun olması kabul edilebilir bir durum değildir. Sorun bütün yanlarıyla ele alınıp, çalışanların yüzde 100’ünün kurulacak. Kıdem Tazminatı Fonu’ndan yararlanabileceğine ikna edilerek bu dönüşümü sağlamaya ihtiyaç vardır. İşçi sendikalarının da bugünkü olumsuzluğu ortada olan sistemi savunmak yerine, çözüme katkıda bulunmaları gerekir. 

Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulması BES/te olduğu gibi ülkemiz tasarruf oranını da artırabilecektir. Kıdem Tazminatı Fonu birikimleri de en iyi şekilde nemalanabilecektir. Konu bütün yönleriyle ele alınıp bir diyalog ortamında sosyal tarafl arca geliştirilmelidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar