KGF bankaların kredi tahsisini artırabilir
Enver Erkan
TCMB, bütün faiz oranlarını politika faizine yakınlaştırabilmek için geçen yıldan beri birçok düzenleme yapıyor. 2022’de ticari krediler için getirilen tahvil alım zorunluluğu, bankalar eğer yüksek faiz uygularsa bankaları enflasyonun oldukça altında düşük getiriye sahip tahvil alımına zorluyordu. Bu düzenleme sonrasında ticari kredi faizlerinin gerilediğini ve kısmen politika faizine yakınlaştığını gördük.
Deprem felaketinden sonra özellikle yılın ikinci yarısından itibaren beklediğimizden daha hızlı bir kredi büyümesi yaşanabilir. Maliye politikalarının bunu destekleyebileceğini tahmin ediyoruz. İnşaat sektörünün birçok alt sektörü de besleyecek olması kredi genişlemesinin hızlanmasını sağlayabilir. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamasına göre deprem felaketi öncesinde açıklanan KGF paketlerinin hacmi 250 milyar liradan 400 milyar liraya yükseltildi.
Krediye erişim sorunlarının devam ettiği, ticari kredi hacminde artışın sınırlı olduğu bir ortamda yapılan bu düzenlemenin seçim öncesi nakit sıkışıklığı yaşayan işletmeleri rahatlatmak üzere atılmış bir adım olduğunu ve bankaların kredi tahsisini bir miktar artırabileceğini düşünüyoruz.
Hazine gerçekleştirdiği 5Y sabit kuponlu tahvil ve de 10Y TÜFE’ye endeksli tahvil ihalelerinde toplam 9.97 milyar TL borçlandı; bunun 7.80 milyar TL’si sabit kuponlu devlet tahvili ihalesinde gerçekleşti. Hazine Pazartesi günü gerçekleştirdiği 6Y FRN ihalesinde de 1.64 milyar TL borçlandı ve ayın ilk haftalarında yaptığı borçlanmayla birlikte aylık toplam borçlanma 43.9 milyar TL’ye ulaştı. Hazine borçlanma programında 30 milyar TL’lik borçlanma ve de 42.6 milyar TL’lik borçlanma dışı kaynak kullanacağını açıklamıştı ancak bu hedefinin çok üzerinde borçlanmış ve kasa banka hesabına daha az yüklenmiş görünüyor.Mart ayında konut satışları yıllık %21,4 düşüşle 105.476 oldu.
Konut satışları aylık bazda ise %31,8 artmış durumda. Konut talebi üzerinde belirleyici olacak bir diğer unsur da yatırım araçlarının geleceğidir. 2021’in sonundan itibaren faizlerin enflasyonun çok altında kalması ve TL’nin değer kaybı nedeniyle konuta yatırım yapma eğilimi öne çıkmıştı. Son dönemde ise mevduat faizlerinin artması ve KKM’de Mart ayından beri yapılan düzenlemeler yatırım perspektifini banka mevduatı ve faize doğru kaydırmış durumda. Faizlerin ilerleyen dönemde arttığı bir ortamda, gevşek politikalar döneminde borsa ve konuta kayan yatırımın azalması muhtemeldir.
TCMB toplantısına dair; Merkez Bankası’nın %8,5’te beklemede kalmasını bekliyoruz. Buna karşılık Banka, gevşek duruşunu devam ettirerek lirayı destekleme işini alternatif araçlara devretmeye devam edecektir. Enflasyonun yıl ortasında %40’lara gerilemesi muhtemeldir. Ancak sonrasındaki patikanın tamamen para politikası gelişmelerine bağlı olacağını düşünüyoruz.
Piyasa katılımcıları önümüzdeki dönemde yeni ekonomi perspektifi ile genel kabul görmüş ekonomi politikaları arasında bir ayrım bekleyecek ve gelecek dönem öngörülerine bu değişken ve ihtimaller üzerinden yön vermeye çalışacaktır.