Keyiflerimiz yerinde, çünkü…

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Deniz hemen yanıbaşımızda… Üzerinde irili ufaklı yüzlerce tekne… İnen güneşle birlikte başlayan esinti, boğucu sıcaklığı ürkütmüş olmalı ki bunalmadan oturabiliyoruz… Hemen hemen 5 bin kişiyiz güneydeki bu güzel tatil beldesinde kalanlar ve civarlarından gelenlerle birlikte...

Keyiflerimiz yerinde, çünkü...

Antik Çağ’dan kalan bir yöredeyiz. Yarımadanın bu çağın yaşam şekillerine mahsus karakteristik özelliklerini burada da görebiliyoruz. Ege’yle Akdeniz’in buluştuğu noktada yer alan bu topraklarda, tarihin her döneminde çeşitli uygarlıklar var olmuş ve yerleşim birimleri oluşmuş. Beldenin önceki adı Karatoprak imiş. 1970’li yıllarda yapılan yerleşim yerleri ad değişikleri ile (Turgut Reis’ten esinlenmeyle) Turgutreis olmuş.

Turgut Reis (1485 – 1565) beldenin bugün bir mahallesi olan Karabağ Köyü’nde dünyaya gelmiş. Osmanlı deniz kuvvetlerinin Akdeniz’de kurduğu egemenlikte, katıldığı savaşlarla ve kazandığı

zaferlerle büyük rol oynayan Turgut Reis, 1565 yılında 80 yaşında iken Malta Kuşatması sırasında şehit olmuş.

Keyiflerimiz yerinde, çünkü...

Türkiye’nin “harika çocuğu” İdil Biret’i dinleyeceğiz. O İdil Biret ki müziğe olan ilgisi daha 2 yaşındayken başlamış. 5 yaşına geldiğinde olağandışı müzik yeteneği, “absolut” kulağı ve duyduğu

her parçayı anında ve eksiksiz olarak piyanoya aktarabilme yeteneği ile Türk ve Avrupalı müzik çevrelerinin hayranlığını kazanmış. İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün talimatı ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in özel ilgisiyle, TBMM’nin kendi adına çıkardığı özel yasadan yararlanarak yedi yaşında ailesiyle birlikte Fransa’ya gönderilmiş. Paris Konservatuarı’nda Nadia Boulanger’nin öğrencisi olmuş. Alfred Cortot ve Wilhelm Kempff gibi hocalarla çalışmış. Küçük yaşta Kempff’in hayranlığını kazanan Biret, 11 yaşında iken onunla Paris’te Champs-Elysees’de Mozart’ın “İki Piyano için Konçertosu”nu çalmış…

Keyiflerimiz yerinde, çünkü...

İdil Biret’e, dünyanın en önemli orkestralarından birisi olan Şef Grzegorz Nowak yönetimindeki İngiliz Kraliyet Filarmoni eşlik edecek…

Keyiflerimiz yerinde, çünkü...

Söz konusu 5 bin kişi, bir marinada, Turgutreis D-Marin’de bu konseri izleyeceğiz. Mekânı dolayısıyla pek eşi menendine rastlanmayacak bir performans olacak; o nedenle de bu gece, dünyadaki en şanslı insanlar arasındayız.

Keyiflerimiz yerinde, çünkü...

Bu geceki konserden ve festival boyunca yapılacak etkinliklerden elde edilecek gelir, Tohum Otizm Vakfı ile yapılan işbirliği çerçevesinde, vakfın özel eğitim kurumunda öğrenim gören çocukların eğitim materyallerini sağlanması ve otizm alanında uzmanlaşacak öğretmenlerin yetiştirilmesine katkı için kullanılacak. Bu çok önemli çünkü, Otizmin her 110 çocuktan birini etkilediği düşünülüyor.

Ülkemizde 450 bin otizmli birey olduğu; anne, baba, kardeş, doktor ve öğretmen ile birlikte yaklaşık 2,5 milyon kişiyi ilgilendirdiği; ilk ve orta öğretim çağında 100 binin üzerinde otizmli çocuk bulunduğu öngörülüyor.

Keyiflerimiz yerinde, çünkü...

Bu yılki festivalin temasını, bu sene doğumlarının 200. yılını kutladığımız iki büyük besteci belirliyor. Tema, “Romantik Dönem”, besteciler ise tabii ki Schumann ve Chopin… Ve, müziğin kilise ve saray egemenliği altından çıkıp halka yayıldığı, kalıpların ve düzenin yıkılıp yerine daha özgür olan romantizmin geldiği bu dönem, marinanın ve teknelerin görünümüne, Turgutreis’in ortamına o kadar uygun ki…

Keyfim yerinde, çünkü...

Doğuş Grubu’nun destekçiliğini üstlendiği 6. D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nin açılış gecesi için bir günlüğüne bu beldeye gittim, İdil Biret’i ve Kraliyet Filarmoni’yi dinleyip döndüm…

Bugün, Avrupa Festivaller Birliği’nin de üyesi olan festival etkinliklerinin son akşamı… Saat 19.00’da başlayacak olan “Günbatımı” konseri Leyla Gencer anısına…

Daha sonra Adana Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde bir “opera gecesi” var. Biletler hâlâ tükenmemişse, marinada müzik keyfi yaşama fırsatını kaçırmamalı derim…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar