”Keşke eşlerimiz de olsaydı müdürüm”
Oyak Genel Müdürü Co?kun Ulusoy, Erdemir tesislerinde 2007 verilerini açykladyktan sonra basyn mensuplarynyn sorularyny yanytlyyor. Ulusoy, daha sonra Ankara gemisinde birlikte geldi?i i?çilere dönüyor, "Siz de soru sorabilirsiniz arkada?lar" diyerek. Y?çiler önce biraz çekiniyorlar. Öyle ya, kar?ylaryndaki ki?i genel müdür. Ulusoy, yüreklendiriyor i?çileri soru sormalary için. Eller kalkyyor, birer iki?er. Sorular a?yrlykly olarak sanki sitem yüklü. Y?çiler, Ysdemir'deki yatyrymlaryn sona erdirilmesinden yakynyyor ve "Devam edin" diyorlar. Ulusoy, defalarca vurguluyor; "Arkada?lar, biz yatyrymlary durdurmu? de?iliz, planlady?ymyz yatyrymy yaptyk ve bitirdik" diye. Sonra bir el daha kalkyyor salondan. Yskenderun'dan geldi?ini belirten i?çi, "Ke?ke e?lerimiz, ailelerimiz de bu seyahatte olsaydy sayyn müdürüm" diyor. Belli ki, çok ho?nut kalmy? bu seyahatten, bu ?ansy e?inin de yakalamy? olmasyny arzuluyor. Tabii ki binlerce çaly?an arasynda kendisinin orada bulunmasy da bir ?ans ama, gönül bu, istiyor i?te. Co?kun Ulusoy, çok nazik bir ?ekilde, "Yki gemi kiralayabilirdik, bir dahaki sefere dü?ünmeliyiz" diyerek yanytlyyor i?çiyi.
En tepedeki genel müdürle, en alttaki düz i?çi arasynda böyle bir diyalog geçmi? olmasy önemli. Bir orgeneralin, er karavanasyndan yemek yemesine de syk syk tanyk olmaz myyyz zaten...
Ystanbul'dan Ere?li'ye giderken gemide i?çilerle konu?uyoruz. Yskenderun tesislerinde çaly?yyorlar. Zaman zaman üretim rekoru kyrdyklaryndan gururla, gözleri parlayarak söz ediyorlar. Aslynda tüm demir-çelik fabrikalarynda rastlanan bir durum bu; tesisine sahip çykmak, kendi maly gibi benimsemek. Çünkü demir-çelik fabrikalary 24 saat, 365 gün çaly?an tesisler. Dur durak yok; aryzaya tahammül yok. Soruyorum i?çilere, "Çok syk i? kazasy olur mu" diye. Olmady?yny söylüyorlar; ufak tefek kaza bile sayylmayacak durumlaryn ya?andy?yny, ama öyle ölümlü, sakat kalmaya yol açacak kazalaryn olmady?yny söylüyorlar. Ama bir ayrynty var; o bilgiyi de ben ekleyeyim. Bir dönem i? kazasy çok çok fazlaydy bu tesislerde, son dönemde neredeyse syfyra indirildi. Demek ki, istenince, gereken özen gösterilince oluyormu?.
Co?kun Ulusoy'un 2007 verilerini açyklamasyndan sonra fabrika geziliyor. 4.5 kilometrekarelik bir alana yayylan ve içinde 55 kilometre demiryolu bulunan fabrika. Do?rusu insan bazen ürperiyor, akan kyzgyn cevheri görünce, o cevherin sycakly?ynyn 1500 derece civarynda oldu?unu ö?renince. Rulo haline getirilmi? yassy ürünün her birinin 28 ton oldu?unu duyunca.
Genç mühendis arkada?lar fabrika gezilirken bilgi veriyorlar. Yine fabrikadan bir bey dayanamyyor, mikrofonu eline alyyor ve teknik detaydan uzakla?arak özetle diyor ki; "Gezdi?iniz tesis, Türkiye'de tek olmanyn ötesinde Avrupa'nyn, hatta dünyanyn sayyly tesislerindendir. Burasy, örne?in lastik, tekstil ya da gyda maddesi üreten bir fabrika de?ildir, ölçüleri de çok büyüktür, önemi de". Sonra mikrofonu iade etti?i genç meslekta?y, sanki daha dün i?e ba?lamy? gibi konu?an bu ki?inin Erdemir'in mühendislik ?irketi olan Erenco'nun Genel Müdürü Ylhami Acar oldu?unu belirtiyor ve lakabyny açyklamayy da ihmal etmiyor: "Çelik Baba."
Ynsan gazeteci olunca, yyllarca haber editörlü?ü yapyp haberlerde, kelimelerde yanly? bulmaya odaklanynca bu konulardaki özene de duyarsyz kalamyyor. Ystanbul'da Ankara gemisine biniyoruz, herkes için boynuna asaca?y isimlikler hazyrlanmy?. Benim için iki tane hazyrlandy?yny görüyorum. Adym, farkly farkly yazylmy?. Biri kullandy?ym gibi, di?eri farkly, ama bazy ki?ilerin ady da öyle yazylyyor, biliyorum. Oyak'yn Kurumsal Yleti?im Sorumlusu Asaf Ardak'a bu isimli?i hazyrlayan ki?iyi tanymak istedi?imi söylüyorum. Pyryl pyryl bir genç kyz geliyor yanymyza. Ypek Yasa. Oyak Turizm Organizasyon Sorumlusu olarak görev yapyyor Ypek. Adymyn yazyly?yyla ilgili tereddütü oldu?unu, do?rulama ?ansy bulunmady?y için de alternatifli hazyrlatty?yny söylüyor. Bu özen, bu incelik kar?ysynda ?apka çykarylmaz da ne yapylyr ki...