”KEP” düştü, kel göründü!

Tuğrul BELLİ
Tuğrul BELLİ GÜNDEM tugrulbelli@gmail.com

En nihayetinde hükümetimiz artık her bakımdan kadük duruma düşmüş olan makroekonomik hedefleri revize etmeyi başarmış bulunuyor! Esasen, hedefler çok öncesinden ekonomik gelişmelerle tutarsız duruma gelmiş olmasına rağmen, her ne hikmetse revizyon yerel seçimlerin sonrasına bırakıldı. Her sene Devlet Planlama Teşkilatı koordinasyonunda, Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde yıllık olarak hazırlanan ve 3 yıllık bir perspektif içinde makro hedefleri ortaya koyan "2008 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Program - KEP" vasıtasıyla revizyon gerçekleştirilmiş bulunuyor. (Tabii, isminden maruf olduğu üzere 2008 yılı KEP'inin esasen 2008 yılı içinde yayınlanması gerekiyordu.)

Zaten uzun zamandan beri piyasa aktörleri resmi hedef ve tahminlere itibar etmeyerek kendi tahminleri üzerinden analiz yapmaktaydılar. Örneğin, şahsen ben de 2009 Bütçesinin programlanandan çok daha büyük bir açık (milli hasılanın %4.9'u kadar) vereceğini Aralık ayında yazdığım bir yazıda belirtmiştim. (Nitekim, salı günü açıklanan KEP %5'lik bir bütçe açığı öngörmekte.) Bu nedenle açıklanan program bir haber etkisi yaratmaktan ziyade, piyasa tarafından gecikmiş bir düzeltme olarak görüldü.

Öte yandan, dün açıklanan bütçe rakamları ise ilk çeyrekte bütçenin sürdürülemez düzeyde bir açık vermiş olduğunu gösteriyor. Geçen sene 4.4 milyar TL düzeyinde olan ilk 3 ayın bütçe açığı bu sene adeta patlayarak 19.1 milyar TL'ye ulaşmış durumda. Her ne kadar bazı yorumcular bu açığın içinde seçim harcamaları olması nedeniyle, gelecek 9 ayda aynı trendin devam etmeyeceğini, bu nedenle açığın azalarak devam edeceğini iddia etseler de, detaylar bu görüşü destekler nitelikte değil. İlk 3 ayda trendin üzerine çıkmış olan harcamalar tarımsal destek ve görev zararı ödemeleri. Görev zararları genellikle yılın ilk aylarında ödendiği için bu gelişme normal. Bu sene tarımsal destek ödemelerinin bir kısmının erken ödendiğini de biliyoruz. Öte yandan, bu sene tarımsal mahsulün neredeyse her üründe yüksek çıkması bekleniyor. Bu şartlar altında hükümet çiftçiyi üzmeden nasıl bir destekleme alım politikası izleyecek göreceğiz. (Sadece bütçe açığının değil, tüm bütçenin de revize edilmesi gerektiğini iddia edenler de var, ancak devlet bütçesi aslen harcama ödeneklerini belirlemek için yapılır. Bütçe ödeneklerin yetersiz kalması durumunda revize edilir. Bu sene ise problem ödeneklerin yetersiz kalması değil, gelirlerin beklenenin altında kalması. Böyle bir durumda ise zaten Hazine ödemeleri otomatik olarak yapmak zorundadır. Kısacası, revize edilmesi gereken Bütçe değil, Hazine'nin finansman programı olmaktadır.)

KEP ile açıklanan diğer makro ekonomik verilere baktığımızda milli hasıla büyümesinin pozitif %4'ten negatif %3.6'ya revize edildiğini görüyoruz. Bu revizyon ise herhalde Dünya'da 3.5 ay içinde gerçekleştirilen en radikal revizyon olmaktadır. 2010 ve 2011 için öngörülen %3.3 ve %4.5 büyüme oranlarını biraz iyimser bulmakla birlikte, oranların genel olarak gerçekçi olduğu söylenebilir. (Çeyrekler itibarıyle baktığımızda 2009'da sırasıyla %-12, %-4, %0 ve %+2 civarında büyüme oranları ile karşılaşmak şaşırtıcı olmayacaktır.)

Bu sene için sırasıyla 104 milyar, 138 milyar ve 11 milyar dolar olarak hedeflenen ihracat, ithalat ve cari açık beklentileri de oldukça makul gözüküyor. Hatta, 2010 yılında geçtiğimiz sene 132 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatımızın hedeflenen 111 milyar doların üzerine çıkması oldukça mümkün.

Dün TÜİK tarafından açıklanan verilerle birlikte oldukça tartışmalı hale gelen bir başka KEP hedefi ise işsizlik oranı olmakta. KEP'e göre işsizliğin 2009'da %13.5 olması bekleniyor. Bu rakam mevsimsellikten arındırılmış ve yıl ortalamasını yansıtan bir rakam olsa dahi, tutturulması tamamen imkansız. Dün açıklanan ocak verilerine göre işsiz sayısı Aralık ayına göre 376 bin gibi çok yüksek miktarda artış göstererek oran olarak %15.5'e çıkmış bulunuyor. Tabiatıyla, bu rakamlara işsizlik artışının devam etmesi beklenen şubat-haziran rakamları henüz dahil değil. Böyle değerlendirdiğimizde, yıl sonunda işsizlik oranının değil %13.5, %18'in altında kalması bile zor gözüküyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dar bir koridor! 10 Ekim 2019
IMF 4. Madde bildirisi 26 Eylül 2019