Kentsel dönüşümün vergisel yönü
YRD. DOÇ .DR. YUSUF İLERİ - Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Kentsel dönüşümün bir yönü de vergi teşvikleridir. Vergi teşviklerinin denklemi vergiye tabi teslim ve işlemler, kentsel dönüşüm kapsamında yapılması halinde bu vergilerden vazgeçilmek suretiyle kurulmuştur. KDV alanındaki fedakarlık yüksek olunca, bu alandaki en önemli teşvik olmuştur. İnşaat şirketleri tarafından arsa malikleri veya üçüncü kişilere kanun kapsamında yapılacak 150 metrekarenin altındaki konut teslimlerinde (2007/13033 ve 2012/4116 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile) KDV oranı %1 olarak belirlenmiştir. Arsanın, Büyükşehir Kanunu Kapsamında bulunup bulunmaması ile birim metrekare vergi değerinin önemi yoktur. Yüzde 1 KDV oranından yararlanabilmek için hak sahibi olmak koşulu da aranmamaktadır. Yani üçüncü kişilere yapılan teslimlere de KDV yüzde 1 olarak uygulanmaktadır. Yüzde 1, pratikte müteahhitlere daha az maliyetle konut arz etmek imkanı sağlayan ve piyasayı hareketli kılan bir unsurdur. Arsa sahiplerinden alınan bir bedel karşılığında bir binanın yıkılarak yeniden inşa edilmesi 6306 sayılı Kanun kapsamında da olsa Gelir İdaresi Başkanlığı Büyük Mükellefler Vergi Dairesi özelgelerinde konut teslimi değil, inşaat taahhüt işi kapsamında değerlendirilmiştir. Buradan yapılan çıkarımla da bu tarz teslimlerle ilgili düzenlenecek faturalarda yüzde 1 değil, genel oranda %18 KDV hesaplanması yönünde görüş bildirilmiştir.
Kentsel dönüşüme dair KDV indirimi dışındaki vergisel teşvikler 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’da yer almıştır. Kanun’un 7’inci maddesinin 9’uncu fıkrasında kanun kapsamında düzenlenecek sözleşmeler ile devir ve teslimler kapsamında alınacak; noter harcı, belediyelerce alınan harçlar ile damga vergisinden Hazine adına fedakarlık edilmiştir. Vazgeçilen vergiler 6306 sayılı Kanun Uygulama Yönetmeliği’nde ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Buna göre devir ve tescil işlemleri sırasında alıcıdan alınan yüzde 2 satıcıdan alınan yüzde 2 tapu harcı, yüzde 1 damga vergisi, yüzde 2 belediye ve inşaat harcı ve yüzde 1 noter harcından vazgeçilmiştir. Bu tertipten vazgeçilen vergiler, konutun değerinin %8‘ine ulaşmaktadır.
6306 sayılı Kanun kapsamında sağlanan vergisel avantajlardan biri de banka ve sigorta muameleleri vergisi istisnasıdır. Kanunun 6’nci maddesinin 3’üncü fıkrasına göre kanun kapsamında kullandırılan kredilerde banka ve sigorta muameleleri vergisi aranmayacaktır. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bu istisnadan faydalanmayı hak sahibi olmak koşuluna bağlayan özelgeleri vardır. Kanunun isminde “afet” geçince ölüm de es geçilmemiştir.
Kanun kapsamında riskli şerhi düşülen alanların ölüme bağlı devri halinde veraset ve intikal vergisi alınmayacaktır (Madde 7/9). Veraset ve intikal vergisi istisnasının uygulanabilmesi ölümden önce riskli yapı tespitinin kanuna uygun yapılması ve bu şerhin tapuya geçirilmesi koşuluna bağlı kılınmıştır. Kanun ve Uygulama Yönetmeliği incelendiğinde, istisnalardan faydalanmak adına hak sahibi üçüncü kişi ayrımının yapılmadığı sonucu çıkmaktadır. Ancak Gelir İdaresi Başkanlığı sadece hak sahiplerinin tapu harcı ve damga vergisi istisnasından yararlanabileceği, hak sahibi dışındaki kişilerle ilgili işlemlerin Yasanın kapsamına girmediği görüşündedir. Bu amaçla verdiği çok sayıda özelge bulunmaktadır. Danıştay ise vergi idaresi ile aynı görüşte değildir. Yargı kararları, vergi idaresinin aksine kanun kapsamındaki işlemlerde hak sahibi dışındaki üçüncü kişilerin de yararlanacağı yönündedir.
Kentsel dönüşüm ile ilgili mevzuatta, gelir ve kurumlar vergisi yönünden herhangi bir istisna öngörmemiştir. Hak sahibinin bu vergilerle ilişkisi ancak kentsel dönüşüm yoluyla sahip olduğu gayrimenkulün satışında doğacak gelir vergisi yönünden söz konusu olabilir. Bu şekilde sahip olunan taşınmazın beş yıl içerisinde satılması halinde doğan kazanç gelir vergisine tabi olacaktır. Yasa, vergisel teşvikler dışında hak sahiplerine kira yardımı ve faiz desteği de sağlanmıştır. Ne var ki bunlardan sadece birinde yararlanmak mümkündür. Yani hak sahibi ya kira desteği ya da faiz desteği alabilir. Kira desteği en fazla 18 ay için verilmektedir. İstanbul için 2016 yılı kira desteği aylık 795 TL’dir. Faiz desteği ise 125 bin TL kredi için kredi faizinin yaklaşık yüzde 35’i tutarındadır