Kentiniz için el ele verin!

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Kavafis’in “Şehir” isimli şiiri harikadır. Dizeleri, üzerinde çok düşündüğüm, kafa yorduğum “gitmek”, “şehir” konularındaki dünyagörüşümü neredeyse birebir anlatır: 

“Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. / Bu şehir arkandan gelecektir.” 

Prof. Dr. T. Melih Görgün’ü dinlerken onun dizelerini düşünüyordum. Görgün anlatıyordu: 

“Tatillerimi bugüne kadar Sinop dışında hiçbir yerde geçirmedim. Çünkü hayal ettiğim, yaşanılabilecek tek yer olarak gördüğüm şehir Sinop. Yaşanmışlıklar var. Kente olan aidiyet duygusunun güçlü olması var, ki hangi köşeye gitseniz mutlaka kendinizden, ailenizden izler buluyorsunuz.” 

Görgün’le buluşmamızın nedenlerinden birisi, benim de onun gibi devletin, kişilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek gerçekleştirdikleri etkinliklere büyük önem vermem. Bunun kente katma değerler kazandırmanın başta gelen çözümlerinden birisi olduğunu ve mutlaka desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. İkincisi, Sinop… Yalnızca bir kez gittiğim, ancak geçirdiğim günlerde mutlu olduğum, huzur duyduğum kent, daha çok tanınırlığa bilinirliğe ihtiyacı var. Üçüncüsü ise Görgün’ün 2005 yılından itibaren Sinop'ta gerçekleştirilen uluslararası etkinlik Sinopale’nin (Uluslararası Sinop Bienali) kurucusu olması… 

Sinopale, bu anlattıklarımın karşılığı. Yerel kalkınma bağlamında sivil toplumun kültür ve sanat temelli diyalog geliştirmek amacıyla “paylaşıma dayalı bir sanat üretimi” modelinde bir araya gelmesini sağlayan uluslararası bir proje. Her yaştan kentlinin kendi yaşam alanlarını gelecek vizyonuna sahip olarak yeniden algılamalarını, kent sorunları üzerine düşünmelerini, ortak tarihsel belleğin paylaşımını ve bunun sanat üretimine yönelik olarak düzenlenmesini amaçlıyor. 

Bienal bu sene Temmuz-Ağustos aylarında 6. kez gerçekleştirilecek. Öncesinde geçtiğimiz ay içinde İstanbul ve Sinop’ta "Kentsel Kalkınmada Kültür ve Yaratıcılık" başlıklı uluslararası bir forum düzenlendi. Sinopale ve kapsamında yapılan etkinlikler, kentin insanına dokunmayı, onları projelere ortak etmeyi hedefliyor: 

“Çocuk atölyeleriyle başladık” diyor Görgün, “Kadınlar etkinliklerin içinde oldular. Bu, imecenin bir parçası, olmazsa olmaz koşullarından biri. İmeceyi sağlayabilmeniz için o imeceye katılacak olan kişilerin işi doğru anlamaları gerekiyor. Doğru anlayabilmeleri için de çok uzaktaki bir bilgiyi değil, daha yakında ve onların anlayabileceği bir bilgiyi sunmak gerek. Bizim için Sinopale'nin özelliği bu. O yüzdende bizim metodumuz yerel, ulusal ve uluslararası işbirliğine dayalı bir işi, kent bazında kentsel kalkınmaya yönelik kültürü de kullanarak gerçekleştirilecek bir çalışmayı ortaya koymak.” 

Sinop için etkinlikler, yalnıza bienal ile sınırlı değil, örneğin 2011 yılında “Kent Buluşması - Sinop’un Geçmişi, Bugünü ve Geleceği” adlı çalıştayla başlayan “Geleceği Biriktirmek” projesi gerçekleştirilmiş. Proje ile “Sinop’un geleceği nasıl olmalı?”, “Geleceği kurgularken ve inşa ederken geçmişten günümüze neler saklanmaya, kullanmaya değer?”, “Şimdiye dek eksik olan neydi” gibi sorulara Sinoplular birlikte yanıt aranmış. “

Son derece başarılı bir örnekti, bağımsız bir üniversite gibi düşünelim. Orada herkes her şeyi paylaştı bunların sonucunda bir kitap çıktı ‘Geleceği Biriktirmek’ adıyla. Sonunda 20 maddeden oluşan bir manifesto yer alıyordu. O manifesto, daha sonraki yıllarda Sinop’ta gerçekleştirilmesi düşünülen resmi ya da sivil projelerin altyapısını oluşturdu. Meselâ şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen bir kültürel miras projesi var tarihi Sinop Hapishanesi’nde uyguladıkları.” 

Melih Görgün ile sohbetimizin yalnızca kısa bir özeti bu köşede yazdıklarım; lütfen siz de kentiniz için elele verin, katma değer yaratacak platformlar oluşturun, ülkemizin buna çok ihtiyacı var.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar