Kenevir üretimi ciddi biçimde sorgulanmalı
Son dönemde ülkemiz insanın yaygın ilgi alanlarından biri de, hiç yabancısı olmadığımız bir bitki: Kenevir.
Daha önce üretimi kısıtlanan ve izne bağlanan kenevir ekim alanlarının genişletilme kararları, kenevir ekiminin ülke zenginliğine katkısını ülke gündeminin ilk sıralarına taşındı. Bizim ulaşabildiğimiz iki kitap piyasaya sunuldu, bir de aylık dergide birkaç ülkedeki düzenlemeler hakkında kapsamlı bir makale yayınlandı.
Doğrudan ilgi alanımız olmasa da, birçok iş insanının “Kenevir konusunda ne yapılabilir?” sorusuna muhatap olduk.
Temel bakışımız, ülkeye zenginlik katacak her sözü daha başından reddetme yerine sahada gözlemler yaparak erişilebilen bilgileri kamuyu dikkatine sunmaktır. Bu nedenle Kastamonu’da Taşköprü ve Hanönü’nde iki günlük bir saha gözlemi yaptık. Kenevir konusunun nasıl ele alınması gerektiğine iliş-kin kanaatlerimizi tartışmaya açmak istiyoruz.
İvedi sorun: Tohum
Kenevirin özellikli bir bitki olduğu doğru… İlaç endüstrisinden tekstil ve hazır giyime, selüloz üretiminden daha bir dizi alanda girdi olabilen bir ürün. Kenevir konusunu yakından inceleyenler dokuz ayrı alanda katkısının olduğunu söylüyorlar.
Ülkemizde en yaygın ekimi yapılan yerlerde kenevir konusunda hangi önlemlerin ivedilikle alınması gerektiğini sorguladık. Ulaştığımız gözlemleri tartışmaya açarak en uygun yol ve yöntemi bulma konusunda küçük bir katkımız olsun diye düşündük.
Sahada yaptığımız gözlemler bir numaralı sorunun “tohum” olduğunu kanıtlıyor. Yerli ve ıslah edilmiş kenevir tohumu arzı yetersiz. Üretim yaygınlaştırılmak isteniyorsa; öncelikle tohum konusundaki tu-tum netleştirilmeli: Yerli tohum üretimi nasıl artırılabilir? İthal tohum kullanılacaksa nereden ve nasıl temin edilecektir; tohumu hangi kurum sertifikalandıracak? Tohum talebi artarsa, ithalat kapısı açık ve net olmayınca, kaçak girişler olmaz mı? Kaçak girişleri engellemek mümkün müdür? Kaçak girişler ülkemize uygun olmayan tohum girişini artırırsa, bunun üretim nicelik ve niteliğine olumsuz etkileri olur mu?
Toprak yapısı ve işlenmesi
Kenevir sulama gerektiren ve uygun toprakta yüksek verime ulaşan bir bitki. Hanönü’deki üreticiler, ırmak kıyısına yaklaştıkça verimin arttığını, biraz uzaklaşınca düştüğünü söylüyor. Taşköprü ve Hanönü’ndeki üreticiler “toprak yapısı ve işlenmesinin” verimi belirlediğini de önemle vurguluyor. Özellikle küresel anlamda rekabet edebilir toprak envanterinin hazırlanarak kenevir üretecek olanlara rehberlik edilmesi gerekiyor.
Kenevir üretiminde maliyetler konusunda da sorgulama yaptık. Geçtiğimiz yılın verilerine göre tarlanın kiralanması durumunda dönüm başına maliyetin 2 bin 200 lira dolaylarında olduğu hesaplanıyor. Rakamlar, mevcut sataş fiyatlarında üreticiye pek bir şey kalmadığını söylüyor. Özellikle de işçilik mali-yeti çok yüksek. Bu açıdan kenevir üretimi teşvik edilirken işgücü yerine teknoloji ikamesini düşünmek gerekiyor. Teknoloji de büyük ölçekli arazi gerektiriyor. Ülkemizdeki araziler ise çok küçük öl-çekli. Bu açıdan kenevir yetiştirilmesinin maliyetlerini ayrıntılı analiz ederek üreticiye rehberlik edilmezse, ayrıntı bilmeden ekim yapanları olumsuz etkileme olasılığı yüksek gözüküyor.
Kenevirin elle ya da makine ile hasat edilmesinden sonra amaca göre işlenmesi gerekiyor. Kenevir ekimini özendirenler ve bu konuya yatırım yapmak isteyenler; hangi amaca yönelik üretim yapacaklarını, işleme maliyetlerini de sorgulamalı.
Ana Plan ihtiyacı
Kenevirin hangi amaç için yetiştirileceği önemli olduğu kadar; yurt içi ve dışı pazarlarda nasıl değerlendirileceğinin hesabını yaparak işletmelerin ölçek, teknoloji ve yönetişimini kalitesini daha başından belirlemek de bir o kadar önemli.
Kenevirle ilgili yazılı ve görsel medyada yer alan, kitaplara yansıyan bilgiler kuşkusuz anlamlı. Tohumundan ekimine, sulanmasından hasadına, işlenmesinden pazarda değerlendirilmesine kadar sahadaki gerçeklik üzerine inşa edilmiş bir “Kenevir Üretimi ve Değerlendirilmesi Ana Planı” ihtiyacımız var.
Ekim sahalarının yaygınlaştırılması önemli, ondan da önemlisi ülkemizin bugünkü koşullarında iş gücünden tarla özelliklerine, tohumundan hangi amaç için üretim yapıldığına, ürünlerin değerlendirileceği pazarlara kadar kapsamlı “fizibilite” yapmadan kaynaklar tahsis edilmemeli.
Kenevir üretimi konusu çok ciddi bir sorun… Net bilgiye erişmeden, sürdürebilirliği güven altına alacak ekosistemin nasıl oluşturulacağı belirlenmeden gelişi güzel yatırım yapılmamalı; başlangıç noktası-na hassas bağlılık ilkesine mutlaka uyulmalı.