Kendinizle olabileceğiniz bir yeriniz var mı?
- Carl Gustav Jung ve Kulesi
Carl Jung, psikolojide önemli bir isimdir. Basel Üniversitesi'nde tıp profesörü olan büyükbabasının adını taşıyan Carl Gustav Jung, İsviçreli bir papazın oğludur. Analitik psikoloji okulunun kurucusudur. Örneğin, Jung içedönüklük ve dışadönüklük kavramlarını psikolojik bağlamda ilk tanımlayanlardan biridir. Psikolojik Tipler (Psychological Types) kitabında, her insanın bu iki sınıflandırmadan birine dahil olduğu teorisinden bahseder. Bu iki psikolojik türü, antik arketipler olan Apollo ve Dionysus'a benzetir.
Jung, Sigmund Freud ile çalışmıştır. Hatta Freud ona bir dönem arkadaşlık ve mentorluk yapmıştır. Ancak onunla olan görüş ayrılıkları Psikolojik Tipler kitabında daha bir somutlaşmıştır. O yıllarda Sigmund Freud ile ters düşmek cesaret işidir. Bu nedenle, kitabındaki görüşlerin arkasında durabilmek, akademik dünyada dik olarak kalabilmek için daha çok üretmesi gerektiğini düşünmüş. Bunun için kendisiyle baş başa kalabileceği bir yer aramış ve bulmuş. Zurich Gölü yakınlarında Bollingen Köyü’nde 1922 yılında aldığı yere taştan bir kule yaptırmış. Burada düşünmüş, üretmiş ve yazmış. Günlük programı şöyle imiş: Saat yedide kalkış ve uzun bir kahvaltı. Sonra kulesine kapanarak kesintisiz iki saat yazmak. Öğleden sonra da ormanda yürüyerek meditasyon ve düşünme. Hastalarından vakit bulduğunda kendini bu köye, bu kulesine atarak “derin” çalışmış ve bunun meyvelerini toplamış.
- Bill Gates ve kulübesi
Bill Gates’in başarısı bilgisayar dünyasında tartışılamaz. Harvard’ta öğrenci iken, Popular Electronics dergisindeki kapak konusu olan, New Mexico’dan MITS şirketin yaptığı “Altair 8800” mikrobilgisayarın 350 dolara satıldığını görünce öngörüsü ile denklemi çözmüş: Bilgisayarlar öylesine ucuzlayacak ki, asıl yazılımları satmak kârlı bir iş olacak. Ve de olmuş; kurduğu Microsoft Şirketi’nin bugünkü pazar değeri 137 milyar dolara ulaşmış.
Bill Gates, işin mutfağında da çalışmış birisi. Arkadaşı Paul Allen ile birlikte Altair 8800 için Basic programlama dilini de geliştirmiş. IBM firması 1981 yılında kişisel bilgisayar pazarına girerken işletim sistemi konusunda Microsoft ile işbirliği yapmış. Geliştirilen MS DOS (Microsoft Disk Operating System), en çok satan yazılım olmuş. Her ne kadar MS DOS, teknolojik devrimde önemli bir kilometre taşı olsa da Microsoft, Windows95 ile bu alandaki bir oyun-değiştirici olmuş.
Bill Gates ve karısı Melinda Gates’ın adını taşıyan bir de vakıfları var. Bu vakfa 5 milyar dolar değerindeki hisse senetlerini bağışlamışlar. Sağlık, eğitim ve yoksulluğu azaltma konularında çalışan vakfın varlıkları bugün 50 milyar dolara ulaşmış.
İşte Bill Gates, bu kadar çok yönlü ve başarılı birisi. Yılda iki kez birer hafta kendisi ile kalabilmek için ormandaki “kulübe”sine kaçıyormuş. Buna “Düşün Haftası” (Think Week) diyormuş. Burada ne telefonu ne de interneti varmış; sadece kitapları ve ona günde iki kez hazırladığı yiyecekleri veren bir hizmetlisi. Bill Gates bu kaçışlarda “derin çalışıyor” ve şirketinin geleceğine ilişkin kararlara varıyormuş. Örneğin, daha internet bu kadar gelişmemişken 1995 yılında şirketine o meşhur, ilham verici “The Internet Tidal Wave” memosunu bu “Düşün Haftası”nın birinde yazmış.
Bir yorum
Yukarıda size iki örnek verdim. Biri bilim dünyasından, diğeri iş dünyasından. İkisi de kendi alanlarında çığır açmış insanlar. Zekâları, sabırları, dirençleri, inanışları ile birçok ortak noktaları var. Ama ben bir ortak noktayı dikkatinize getirmek istedim. İkisinin de kendi kendilerine kalabildikleri bir kulübeleri var. Derin düşünebilmeniz, derin çalışabilmeniz için acaba sizin bir kulübeniz var mı? Bu kaçış yerinin ille de Jung’unki gibi bir Kule, ya da Bill Gates’inki gibi bir ormandaki bir “kulübe” olması gerekmez. Ama her tür rahatsız edici, sizi meşgul edici, dikkatinizi dağıtıcı şeylerden; telefondan, bilgisayardan, internetten uzak bir ortam olmalı. Kafanızı dinleyip, çok derin bir odaklanma ile zihinsel kapasitenizi zorlayarak, yeni değerler yaratacağınız, becerilerinizi geliştireceğiniz bir yer.