Kendine ve gerçeklere yabancılaşmanın sonuçları!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel piyasalar giderek daha fazla hissedilen olumsuzlukları kısmen de olsa fiyatlamak zorunda kalırken, içeride aynı havanın belirleyici olduğunu dile getirmek pek mümkün görünmüyor. Başta mali sektör olmak üzere kurumsal yapımız, tek boyutlu bir anlayışla enflasyon beklentilerini düzeltmek ve kırılganlık algısını geriletmek üzere direnmeye çalışıyor; Türk Lirasının değer kayıplarını olabildiğince geri almaya çabalıyor! Bu ayrışmanın kısa vadeden öteye devam etmesi pek olası görünmüyor. 

Küresel ölçekte Euro’nun diğer tüm paralara karşı değer kaybetmesi, büyüme konusundaki endişelere bağlı olarak emtia piyasalarının uyarıcı bir şekilde gerilemesi gibi faktörler küresel koşullar konusunda olumlu düşünmeye izin vermiyor. Bu tablo riskten kaçınma eğiliminin yeniden güçlenebileceğine işaret ediyor, başta gelişenler olmak üzere küresel ekonomiyi kırılganlaştırıyor. Avrupa’ya ilişkin çözümsüzlüğün bir kere daha tescil edilmiş olması, son haftalarda Çin’de yaşanan gelişmeler, ABD para otoritesinden gelen açıklamalar bu sonuçta belirleyici oluyor. 

Amerikan dolarının diğer paralara karşı güçlenmesi ve emtia piyasalarının gerilemesi, geciktirilmeye çalışılan olumsuz baskıların geri dönmeye başladığı anlamındadır; bu koşullarda riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi ve makroekonomik beklentilerin olumsuzlaşması normaldir. Buna rağmen Türk Lirasının değerlenmesi ve ekonomimize ilişkin kırılganlık algısının gerilemesi anormaldir, beklenen bir durum değildir. Ya dış koşulların düzelmesi ya da içerdeki yapay eğilimlerin yön değiştirmesi kaçınılmazdır. 

Ramazan Bayramı tatili, piyasalar tarafından beklentileri düzeltmek üzere bir fırsat olarak kullanılmaya çalışılmış olabilir. Benzer dönemler öncesinde yerli para cinsinden likidite ihtiyacının artması, hem mevduat faizlerinin yükselmesine ve hem de Türk Lirasının geçici olarak ve kısmen değerlenmesine sebep olabilir; fakat bunun aynı şekilde devam ettirilebilmesi pek olası değildir. Ya faizler ya da kurlardaki yukarı hareket ekonomiyi durgunlaştırmaya devam eder; koalisyon oluşumu ve başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki gerilemeler ya da İran konusundaki muhtemel gelişmeler üzerine yazılan olumlu masallar, bu durumu değiştiremez. 

Türkiye ekonomisi açısından, temmuz ayı ortasından sonraki iki aylık dönem özel bir öneme sahiptir. Mevcut küresel koşullarda hem enflasyon beklentisini aşağı çekmek ve hem de ekonomiyi canlandırmak olası değildir. Söz konusu kritik dönemde ikisini birden düzeltmeye çalışmak, tedbirsizce çok büyük riskler almak anlamındadır! Kırılganlığı azaltayım der iken, gelişmelerin kontrolden çıkması olasılığı oldukça yüksektir! 

Dış koşullar düzelecek gibi görünmüyor! İhracat pazarlarımız daralıyor ve iç talebi de aynı eğilime zorluyor! Erken seçim ihtimali veya kurulacak koalisyonun ekonomi öncelikli olmaması olasılıkları güçleniyor! Bu tablo olağan dışı bir dönemden geçtiğimizi söylüyor ve mutlaka tedbirli olunması gerektiğini haykırıyor! Söz konusu gerçeklere rağmen sürdürülebilir olmadığı çok iyi bilinen eğilimleri, günü kurtarmak adına devam ettirmeye çalışmanın bedeli ödenemeyecek kadar ağır olabilir! 

Unutmayın! Yeterli ve gerekli yabancı kaynak girişi yokluğunda, Türkiye ekonomisinin kırılganlığı azaltacak şekilde büyümesi ve içerideki beklentileri yönlendirmesi mümkün değildir. Bu gerçeği görmezden gelmek çözüm değil, büyük bir hesap bilmezliktir! Yanlış tercihlerin yaygınlaşmasını mümkün kılacak şekilde çoğunluğu aldatabilirsiniz, fakat kırılganlığın artmasını ve sonucun çok kötü olmasını önleyemezsiniz! 

Cari açığını acilen küçültmesi gereken bir ekonomide, döviz kuru ve faizlerin yükselmesi yanı sıra ekonomi durgunlaştıkça siyaset kurumunun yıpranması normaldir; sonuç niteliğindeki eğilimleri terse çevirmeye çalışmak ise kırılganlık artışına ve krizlere davetiye çıkartmaktır. İlk yarıyılda konut ve otomotiv satışlarının yüksekliği ile övünmek, nisan ayı işsizlik rakamında ve genel seçim sonuçlarında teselli aramak ise tam anlamı ile gaflettir. Bu yanlışlar, kendine ve gerçeklere yabancılaşmanın sonuçlarından bazılarıdır.  
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar