Kendimize kurduğumuz tuzaklar
Temel kurallar arasında, 20/80 kuralı da vardır. Çabalarımızın yüzde 80 boşa gittiği; ancak yüzde 20'lik bölümünden gerçek verim alındığı bazı bilim insanları tarafından ileri sürülmektedir.
Fiziki ve entelektüel enerjimizin çok önemli bölümlerini boşa çıkaran, gelişmenin önünde tuzaklar kuran kuralın farkına varmalıyız ki, enerjimizi verimli kullanma bilinci gelişsin.
Kendi birikimlerimden, okuduklarımdan, keşfettiklerimden, icat ettiklerimden ve unuttuklarımdan çıkardığım tuzak eğilimlerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:
· Kendimizi yalıtarak dışa ve dünyaya kapalı hale getirme.
· Kendine yeterlilik inancını içimizde ve dış çevremizde meşrulaştırma.
· Mükemmellik ve vazgeçilmezlik inancına tutsak olma.
· Gücünün sınırlarını aşan bir özgüven yaratma.
· Ayrıntı bilgisi eksikliğinden kaynaklanan komplocu yaklaşım.
Çoğu insan, özellikle gelişmekte olan ortamlarda, farklı bir başarı çizgisi yakaladığında, "Öbende cevher olmasa bu başarı olmazdı" algılamasına kendini kolay yayılma ortamı bulabilir. Bu algılama, " Öişimi benden iyi kimse bilemez" inancıyla bir başka aşamaya kolayca taşınabilir. Ulaşılan bu son aşamada, "ilkesiz gizlilik" hastalığı yayılır. Gerekli gereksiz her şeyin gizlendiği; dışa ve dünyaya kapalı bir tutum ağırlık kazanır; yalıtımcı anlayış, başkalarının birikiminden yararlanmaya dönük duran akıl gözünü köreltir.
Dışa karşı kendimizi yalıtma, "Ökendi göbeğini kendi eliyle kesenlerdeniz" inancıyla pekiştirilince; içeriden dışarıya bakma, kendini en ilerde olanlarla karşılaştırma yerine, kendi içindeki gelişmelerle karşılaştırmalar yaparak rahatlamayı öne çıkarabilir. Bu kendine yeterlilik inancı dışımızdaki çevrede de kabul görürse "Öher şey yolunda" algılaması baskın hale gelebilir . İçte ve dışta "ilgisizlik" sınır tanımaz biçimde yayılabilir.
Mükemmellik
İnsanlar kendi yalanlarına bir kez inandı mı, "Ömükemmellik ve vazgeçilmezlik" inancı alabildiğine hızlı yayılır. Bu inanç, "Ömezarlıklar vazgeçilmez insanlarla doludur" özdeyişini unutturur. Mükemmel ve vazgeçilmez olduğuna inananların, kendilerine ayna tutma ihtiyaçları da yok olur; diyalog ve sorgulama önemsenmez.
Kendini dışa ve dünyaya kapatan, kendini yalıtan, "mükemmel" olduğuna ve "vazgeçilmezliğine" inanan biri; gücünün sınırlarını hesaplama gibi bir eziyete de katlanmaz. O zaman aşırı değerlenmiş bir özgüvenle, gücünü çok aşan konulara yönelme gibi tehlikeli ve israfçı yola girebilir.
Fizik ve düş enerjimizin yüzde 80'inden fazlasını boşa harcatan bir diğer eğilim de, ayrıntı bilgisi eksikliğinden kaynaklanan "komplocu" anlayıştır. Ayrıntı bilgisi ile genel eğilimler arasında denge kuracak bilgiden yoksun olanların başvurdukları araçlardan biridir komplo üretme. Düşmanlar yaratarak kendini avutma yoludur.
Burada başlıklar halinde anlatmaya çalıştığımız beş eğilim; çarpık iş kültürünün özünü oluşturur; gücümüzü boşuna harcatır; bizi 20/80 kuralının tuzağına düşürür.