Keçi yetiştiriciliği ne kadar kârlı?
Tarımda zaman zaman moda yatırımlar olur. Keçi yetiştiriciliğinde de böyle oldu.
Hayvancılık destekleri son 10 yılda 83 milyon liradan 3 milyar liraya çıkarıldı. 2010-2014 döneminde hayvancılık yatırımlarına 7.4 milyar lira düşük faizli, sıfır faizli kredi verildi.
Bu kadar destek ve kredi ile hayvancılığın deyim yerindeyse şaha kalkması gerekirdi.
Fakat, milyarlarca liralık kredi ve desteğe rağmen istenilen istikrar sağlanamıyor.
Geçen cuma günü Kuşadası'nda Alltech 'in organizasyonu ile süt sığırcılığı yapan üreticilerle buluştuk. Kredi alarak süt sığırcılığına yatırım yapanlar, maliyetlerin çok yüksek olmasından ve para kazanamamaktan şikayetçi.
Aynı gün öğleden sonra ise yine Kuşadası'nda Başarı Yem'in düzenlediği toplantıda endüstriyel keçi sütü üreten yetiştiricilerle bir araya geldik. Süt sığırcılığında olduğu gibi keçi yetiştiriciliğine yatırım yapanlar da memnun değil.
Keçi yetiştiriciliğinde neler yaşanıyor?
Türkiye'nin 1980 yılında keçi varlığı 18 milyon başın üzerindeydi. 2010 yılında 5 milyon başa kadar düştü. Son yıllarda verilen destek ve uygulanan projelerle 9 milyon başın üzerine çıktı.
Keçi sayısı bakımından Avrupa'da ilk sırada yer alan Türkiye'de son yıllarda endüstriyel keçi sütü üretimine yönelik sektör içinden ve dışından yatırımlarda ciddi artış var.
Devletin hayvancılığa verdiği sıfır faizli kredi ve küçükbaş hayvancılığın desteklenmesi bu yatırımları körüklüyor.
Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Veysel Ayhan, keçi yetiştiriciliğinin kamuoyunda çok karlı bir iş gibi sunulduğunu hatırlatarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Açıkçası birileri bu işin çok reklamını yaptı. Basına keçi başına 6-7 litre süt alıyoruz dediler. Bu iş öyle büyütüldü ki, herkes çok para var diye keçi işine girdi. Tatil köyü kurar gibi tesisler kuruldu. Yatırımın inşaatına çok para yatırıldı. Oysa gerçek hayat böyle değil. Bugüne kadar bu aile işiydi. Keçi yetiştiriciliğinin gerçekleri var. Bunlardan uzaklaştıkça, hayal sattıkça bu işi bilmeyenler sektöre girdi. Sanıldığı kadar çok para kazandıran bir iş değil. Bilinçli üretim yapılırsa para kazanılır.”
Hayvan ıslahının çok önemli olduğunu ve yıllarca bu konuda ilerleme kaydedilemediğini vurgulayan Veysel Ayhan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yürütülen “Halk Elinde Hayvan Islah Projesi” ile bu konuda önemli adımlar atıldığını vurguladı.
Keçi yetiştiriciliği konusunda uzun yıllardır ıslah çalışmaları yapan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nedim Koşum, küçükbaş hayvancılıkta bölgeselliğin büyük önem taşıdığını belirterek bunun önemini şu sözlerle anlattı: “Ben yıllardır bu konuda çalışıyorum. Memleketim Kastamonu'ya gidiyorum. Oradaki hemşerilerim 'sen herkese yol gösteriyorsun bize de destek ol keçi işi yapalım' diyorlar. Ben hayır diyorum, burada bu işi yapmak doğru değil. Bölgesel olarak endüstriyel hayvancılığın yapıldığı İzmir, Çanakkale, Balıkesir gibi yerlerde yapılmalı. Çünkü yemin temininden, sütün değerlendirilmesine kadar bu bölgelerde iyi bir altyapı var. Ayrıca geleneksel hayvancılıkla endüstriyel hayvancılığın birbirinin rakibi gibi gösterilmesi de son derece yanlış. Bir ovada kurulacak tesisle Toroslar'da kurulacak tesisin maliyeti, fizibilitesi çok farklıdır.”
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Ahmet Alçiçek keçi yetiştiriciliğinde beslemenin çok büyük önem taşıdığını belirterek, endüstriyel hayvancılıkta keçinin dağda bayırda değil yemle beslendiğine bu nedenle verilecek yemin içeriğinin ve kalitesinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Ege-Vet Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Yavuz, keçi yetiştiriciliğinde veteriner ve sağlık hizmetlerinin çok önemli olduğunu belirterek tedavi edici değil, koruyucu önlemlerin alınması ile hastalıkla mücadele edilmesi gerektiğini anlattı.
Endüstriyel keçi sütü üreten yetiştiricilerin ve uzmanların anlattığına göre yaşanan sorunlar ise özetle şöyle:
1-Yeterli miktarda damızlık bulunamaması
2-Teknik ve ara eleman sıkıntısı
3- Fizibilite çalışmalarının gerçeklikten uzak olması nedeniyle işletmelerin hedeflerinde ciddi sapmalar yaşanması
4- Veterinerlik hizmetlerinin yetersiz olması.
5- Oğlak etine talep olmaması nedeniyle işletmelerin erkek oğlaklardan ciddi zarar etmesi.
Özetle, tarımda zaman zaman moda yatırımlar olur. Keçi yetiştiriciliğinde de böyle oldu. Bir rüzgar esti bir çok kişi keçi yetiştiriciliğine girdi. Bu rüzgar esmeye devam ediyor.İlk yatırım yapanlar, bu işin öncüleri “keçi yetiştiriciliğinde sanıldığı kadar karlı değil” diyor. Elbette başarılı örnekler de var. Yatırım yapacaklara yol gösterici olması için o örnekleri de paylaşacağız.