KDV’de yeni haklar ve yeni tartışmalar
Katma Değer Vergisi Kanunu’nda 7104 sayılı Kanun’la bazı değişiklikler yapılmakla birlikte bunlardan bazılarının 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştü. Kimine göre tartışmalı konuları açıklığa kavuşturan kimilerine göre yeni hak sağlayan üç önemli konudaki düzenlemeyi, pek çok mükellefi ilgilendirmesi dolayısıyla bu yazımda aktarmak istiyorum.
Bilindiği gibi Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/3 maddesinde indirim hakkının, “vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde” kullanılabileceği hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre halen, 2018 yılına ilişkin bir harcama faturasının KDV’si, bu faturanın 2018 yılında defterlere yazılması kaydıyla indirim konusu yapılabilmektedir.
7104 sayılı Kanun’la söz konusu düzenlemeye, “bulduğu” kelimesinden sonra “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenerek, harcama belgelerinde yazılı KDV’nin, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı veya izleyen yıl kanuni defterlerine kaydedilmesi durumunda da indirilmesi olanağı sağlanmıştır. Bu düzenleme 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu düzenlemeye göre, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı içinde kaydedilen belgeler, gelir veya kurumlar vergisi açısından söz konusu belgelerin defterlere kaydedildiği vergilendirme dönemleri için dönemsellik ilkesi gereği kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınsa dahi bu belgelerde gösterilen KDV indirim konusu yapılabilecektir. Örneğin, 2019 takvim yılına ilişkin mal ve hizmet alımlarına (vergiyi doğuran olayı 2019 yılında gerçekleşen) ait belgelerin 2020 yılında ilgili defterlere kaydedilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen KDV tutarları indirim konusu yapılabilecektir.
Peki, 2018 belgeleri, bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra, 2019 yılında mükellefe ulaşıp 2019 yılında deftere kaydedilirse KDV indirim konusu yapılabilecek midir? Bence yapılabilecektir. Çünkü indirimin yapıldığı tarihte artık bu yeni düzenleme yürürlükte olacaktır. Çünkü yürürlük maddesinde (md.29/b) sadece, bu hükmün “1.1.2019 tarihinde yürürlüğe” gireceği yazılıdır. Mükelleflerin vergiyi doğuran olayı 2018 yılında olup da belgesini 2019 yılında defterlerine kaydederek KDV’sini indirim konusu yapmak istediklerinde, artık KDV Kanunu’nun 29. maddesinin bu yeni şekli yürürlükte olacak ve Kanuna uygun davranmış olacaklardır.
Ancak Hazine Ve Maliye Bakanlığı, bu konuda aksini düşünmektedir. 22 seri no’lu KDV Genel Tebliğ Taslağı’nda, bu düzenlemenin 1.1.2019’da yürürlüğe girecek olması dolayısıyla, vergiyi doğuran olayı 2018’de gerçekleşen belgeler için bu olanaktan yararlanılamayacağını açıklamıştır. Oysa bu görüş, bana göre yasal dayanağa sahip olmadığı gibi yasaya da aykırıdır. İndirim yapılacaksa, indirim tarihinde yürürlükte olan hükme bakılır. Eğer kanun koyucu bu sonucu istese idi, “1.1.2019 tarihinden sonra gerçekleşen vergiyi doğuran olaylarla ilgili olarak düzenlenecek belgeler için 1.1.2019 tarihinden sonra yürürlüğe gireceğini” yazardı. Oysa ne 7104 sayılı Kanunu’nun 8. maddesinin ne de yürürlük maddesinin gerekçesinde de bu yönde bir açıklama yoktur. Tasarıyı hazırlayanların ne düşündüğü ise bir öneme haiz değildir.
Bakanlığın ihtilaflara yol açmamak adına bu görüşünü değiştirmesinde yarar vardır. Aksi halde mükelleflere önerim, ihtirazi kayıtla beyanda bulunarak dava yoluna gitmeleri olacaktır. Gerçi Genel Tebliğ yayınlandığında doğrudan Danıştay’da iptal davası açılabilirse de, bu yol Danıştay’ın bu tip davalarda karar oluşturma süresi pek bir uzun olduğundan, pratik olmayacaktır.
7104 sayılı Kanun’la getirilip de 1.1.2019 tarihinde yürürlüğe girecek diğer haklar ise, köşemizin sınırları dolayısıyla, gelecek yazımızda olacak.
Bu arada tüm okurlara, sağlıklı, mutlu, huzurlu, varlıklı ve hukukun hâkim olduğu güzel yıllar diliyorum.