KDV ve ÖTV’ye bak, durgunluğu gör!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Maliye Bakanlığı, temmuz ve ağustos aylarının bütçe verilerini birlikte açıkladı. Temmuz ayının rakamlarını açıklamak için neden ağustos verilerinin de gelmesi beklendi, bilinmez. Ama çok az başvurulan bir uygulamayla iki aylık veriler aynı anda duyuruldu. Kim bilir, belki de temmuzda 3.3 milyar YTL ile bu yılın ikinci en yüksek açığının verilmiş olması can sıkmış ve bu olumsuz tablonun düzeleceği tahmin edilen ağustos ayı beklenmiştir. Çünkü bütçe, temmuzdaki 3.3 milyar YTL’lik açıktan sonra, ağustosu 6 milyar YTL gibi rekor bir fazlayla kapattı.

Bütçede, genel anlamda öngörülen hedef doğrultusunda bir gidiş var. Yılın tümünde 18 milyar YTL açık öngörülmesine karşılık bütçe sekiz ayda 4.6 milyar YTL fazla verdi. Ancak, genelde olumlu seyreden bütçede bazı detaylar var ki, piyasadaki genel gidişatı, durgunluğu ve yakınmaları açıklama konusunda somut fikirler veriyor.

Maliye Bakanlığı verilerine göre, dahilde alınan KDV, yılın ilk sekiz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yalnızca yüzde 6.7 arttı. Geçen yıl sekiz ayda 10.9 milyar YTL olan KDV tahsilatı, bu yıl 11.6 milyar dolar oldu. KDV tahsilatında bazı aylarda çok büyük dalgalanmalar var. Örneğin şubatta yüzde 800’e yakın artış, martta yüzde 56 düşüş, temmuzda yüzde 126 artış gibi. Bu hızlı dalgalanmalar, KDV tahsilatının ilgili ayda gerçekleştirilememesi ve sonraki aya sarkmasından kaynaklanıyor. Örneğin geçen yılın şubat ayında adeta dip yapan tahsilat, büyük ölçüde bir sonraki aya kaydığı için mart ayında da tahsilat rekoru kırılmış görünüyor. Ama önemli olan sekiz ayın toplamındaki artışın yüzde 6.7 ile enflasyonun çok altında kalmış olması.

Piyasada işlerin ne ölçüde durgun seyrettiğinin bir başka göstergesi de özel tüketim vergisi. Geçen yılın ilk sekiz ayında 25 milyar YTL olarak gerçekleşen ÖTV tahsilatı, bu yıl yüzde 11.6 artışla 27.9 milyar YTL’ye çıktı. ÖTV’deki performans, KDV’ye göre çok iyi; ancak yine de artışın enflasyon düzeyine bile ulaşmadığı dikkati çekiyor.

En önemli iki dolaylı vergi olan KDV ve ÖTV’deki bu yavaş artış, dolaylı vergilerin toplam içindeki payının da yıllar sonra gerilemesiyle sonuçlandı. Vergi adaletinin sağlanması yolundaki bu gelişmenin bir sonuç olarak ortaya çıkması değil de, hedeflenmiş olması temenni edilirdi.

Ekonomide işlerin iyiye gitmediğini görmek için bakılabilecek başka göstergeler de var kuşkusuz. Bunların en başta geleni, önceki gün açıklanan ve Türkiye ekonomisinin son yirmi beş çeyreğin en kötü büyüme performansını gösterdiğini ortaya koyan veriler. Bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1.9 olan büyüme hızı, tüm kesimler için hayal kırıklığı yarattı, 2008’e ilişkin revize yüzde 4.5’lik hedefi yakalama şansının da iyice azaldığını ortaya koydu.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun dün açıkladığı ağustos ayına ilişkin kapasite kullanım oranları da sanayinin içinde bulunduğu sıkıntının had safhaya ulaştığını gösteriyor. Sanayide kapasite kullanım oranı ağustos ayında yüzde 76.2’ye geriledi. Bu oran, 2006 yılının ocak ayından bu yana geçen iki buçuk yılı aşkın dönemde kaydedilen en düşük kapasite kullanımına işaret ediyor. Kapasite kullanımında kaydedilen bu gerileme, doğal olarak bu dönemin sanayi üretimine, üretimdeki gerileme GSYH büyümesine etki yapacak ve bu olumsuzluk dalga dalga yayılacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar