KDV-ÖTV paketinin 5.5 milyar TL faturasını birileri ödeyecek
Kriz döneminde açılan her paket, birilerine para dağıtmayı hedef alıyor.
Başbakan Yardımcısı'nın 4'üncü paket olduğunu söylediği KDV ve ÖTV indirimi ağırlıklı son paketin maliyetinin 5.5 milyar TL olduğu açıklandı.
Paketin ana hedefi özellikle konut, beyaz eşya ve otomotiv sektörlerindeki stokları eritecek şekilde talebi canlandırmaktır.
Bu paketin maliyeti olan 5.5 milyar TL, ileride KDV ve ÖTV yoluyla gene birilerinden tahsil edilecektir.
Burada tartışılması gereken, indirimden kimlerin yararlanacağı, faturayı kimlerin ödeyeceğidir.
KDV ve ÖTV indiriminden orta ve üst gelir grubu yararlanacaktır.
- Yerli veya yabancı 1.600 cc'nin altındaki otomotiv ürünlerinin ortalama satış fiyatı 18-38 bin TL arasındadır: Kriz döneminde peşin para ile veya borçlanarak bu araçları alabilecekler belli bir gelir düzeyinde olanlardır.
- Beyaz ve kahverengi eşya zorunlu ihtiyaç maddesi değildir. İşsizler veya sıkıntıda olanlar bu eşyaları almayı düşünmezler.
- Konutlarda vergi kolaylığı 150 metrekarenin üzerinde büyüklüğe sahip konutlara tanınmaktadır.
Bu tür konutlar orta ve üst gelir grubunun satın alabileceği konutlardır.
Demek ki bu 4'üncü paketten işsizler, alt gelir grubundakiler yararlanamayacaktır.
Bu anlatılanlar doğrudur ama bunların doğru olması paketin tümü ile yanlış olduğu anlamına gelmez.
Kriz maalesef çok kişiyi işsiz bırakmıştır. Bu nedenle onların harcama gücü kalmamıştır. Alt gelir grubundakilerin kriz olsun olmasın harcama güçleri sınırlıdır.
İşte bu durumda eğer iç talep canlandırılacak ise bunu ancak orta ve üst gelir grubunda olanlar, parası olanlar canlandıracaktır. Parası olanlar fiyatların gerilemesine rağmen harcama yapmadıklarından bu 4'üncü paket ile onlar harcama yapmaya özendirilmektedirler.
Onların harcama yapmalarının önce stokları eritmesi sonra da üretimi harekete geçirmesi beklenmektedir. Bu olur ise ardından üretim ve istihdam artışı gelecek, üretim ve istihdam artışından tüm ekonomi ve her gelir grubundaki insanlar yararlanacaktır..
İşte bu nedenle, paketten doğrudan yararlanmaya imkanı olmayanların, ileride bu paketin faturasını ödemelerine yol açacak bir politika zorunluluktan-mecburiyetten uygulamaya konulmaktadır.