KDV Kanunu değişirken muhalefetin itirazları ve önerileri dikkate alınmalı
Meclis'te bu hafta KDV Kanunu'nda değişiklik yapan tasarının görüşülmesine devam edilecek. Arkadaşımız Canan Sakarya’nın haberinden muhalefetin, Meclis'te yer alan üç partisinin de CHP, MHP ve HDP’nin düzenlemenin “reform beklentilerini” karşılamadığı konusunda birleştiklerini öğreniyoruz. Bu konuda geçen haftaki haberlerde KDV ödemelerinin düzenli ödemeye başlayabilmesi için başvuruların 2019’da alınacağı ve ödemelerin 2020 yılında yapılacağı belirtilmişti.
Sakarya’nın haberinde yer alan muhalefet partilerinin görüşlerinde, yeni sistemin istisnalar ve muafiyetler nedeniyle işlemediği, yeni düzenlemenin reform niteliği taşımadığı konusunda görüş bildiriyorlar.
CHP’ye göre; İstisnalar ve muafiyetlere bağlı olarak işlemez hale getirilen sistemde tasarı ile işlerlik sağlanmıyor. Yapılması gereken istisnaların büyük ölçüde ortadan kaldırılması ve vergi oranlarının düşürülmesi, istisnalarla yaratılan aksaklıkların, çok sayıda oran uygulamaları ve biriken iade taleplerinin, devrolmaların sistemde yarattığı aksaklıklara çözüm bulunması gerekiyor. Tasarı bu olumsuzlukları ortadan kaldırmıyor.
MHP, "Tasarı sistemin işleyişinde bazı aksaklıkları gidermekle birlikte, KDV oranlarında değişiklik yapılmamakta, mevcut sistemdeki bazı haksız istisna ve indirimlere düzenleme getirilmemektedir. Tasarı vergi adaletinin sağlanması, yerli girdi kullanılması vergiden vergi alınmaması, vasıtalı vergilerin ağırlığının düşürülmesi hedeflenmiyor" değerlendirmesini yapıyor.
HDP ise "Vergi reformu 80 milyonu ilgilendirmeli. Tasarı yalnızca yatIrım ortamının iyileştirilmesi için birtakım düzenlemeler içererek, Türkiye’nin yüzde 1’lik kesimine hitap etmekte” görüşünü ortaya koyuyor.
KDV uygulaması 1985 yılında 8 dolaylı verginin yürürlükten kaldırılmasıyla başlangıçta yüzde 10 oranla uygulanarak başladı. Kayıt düzeninin sağlanması için buna ek olarak yazar kasa uygulamasına da geçildi. Fiş toplama vergi iadesi gibi uygulamalar gündeme geldi. Zamanla bundan vazgeçildi. Zaman içinde KDV oranları da değişikliğe uğradı ve çeşitlendirildi. Sıfır ile yüzde 18 arasında değişik oranda uygulamalar gündeme geldi. İlk yıllarda vergi hasılatının yüzde 25’ini KDV gelirleri oluştururken, son yıllarda KDV-ÖTV gelirlerinin vergi hasılatı içerisindeki payları arttı. 2014 yılında toplam vergi gelirleri içerisinde yüzde 40.1 oranında iken 2017 yılında 511 milyarlık vergi gelirinin içerisinde 220 milyarlık bölümü oluşturarak yüzde 43 seviyesine yükseldi.
Bu kadar büyük oran içeren bu vergi gelirinin adaleti ve doğru uygulanması toplumun bütün kesimlerini yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle yeni düzenleme ile ilgili olarak muhalefetin eleştirilerinin ve önerilerinin dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum.