Kazananlar ne yapıyor?
Hızla değişen ve rekabetin yoğun olduğu bir ortamda işletmelerin sadece ayakta kalmak için değil aynı zamanda büyümek ve öne çıkmak için de stratejik adımlar atmaları gerekiyor.
PwC Global tarafından hazırlanan "Kazananın Çoğunu Aldığı Dünyada Performansı Hızlandırmak" başlıklı çalışma zorlu iş dünyasında başarının anahtarlarını araştırıyor.
Yazarlar Lang Davison, Mohamed Kande ve Wayne Borchardt, 2 binden fazla katılımcının yer aldığı kapsamlı bir araştırmanın sonuçlarını sunuyorlar. Bu araştırma liderlik öngörüsü, iş ve işletme modeli dönüşümü, teknoloji kullanımı ve daha birçok faktörü içeren 40 yönetim uygulama ve şirket yatırım alanının etkisini ölçerek iş dünyasında başarılı olanların sırlarını açığa çıkarıyor. Sonuçlara göre, başarılı şirketlerin son mali yıllarında yüzde 44'lük bir performans primi kazandıkları görülüyor.
Bu başarıyı elde etmek için bu şirketler iş, işletme ve teknoloji modellerine yatırım yaparken inovasyon, pazara hızlı çıkma ve esneklik gibi performans faktörlerini tetikleyen, karşılıklı olarak birbirlerini güçlendirici yatırımlar yapmışlar. Aynı zamanda şirket içinde ve dışındaki etkileşimler sırasında işlem maliyetlerini azaltarak rekabet avantajı elde etmişler. Bu etkileşimler iki ana boyutta gerçekleşiyor:
İŞ EKOSİSTEMLERİ: Teknolojideki büyük değişim süreçleri endüstri ve tedarik zinciri sınırlarını belirsizleştirdiğinde lider şirketlerin iş ekosistemlerine katılma yeteneklerini daha düşük işlem maliyetleri artırıyor. Lider şirketler, gelirlerinin diğer şirketlere göre bu avantajı iki kat daha fazla kullanıyor.
HİZMET ORTAKLIKLARI: Lider şirketler, teknoloji uzmanlığına ve küresel yetenek havuzlarına erişerek yetenek açıklarını kapatmada ve sermaye maliyetlerini minimize etmede hizmet ortaklarına veya yönetilen hizmetlere dönme eğilimindeler. Bu, rekabetçilikte farklılaşmalarını desteklemelerine yardımcı oluyor.
Öneriler
Stratejik odak: Liderler, işlerinin ana performansı sürükleyecek unsurlarına odaklanmalılar. Yüksek performans gösteren şirketler arasında yalnızca belirgin aktivitelere odaklandıklarını belirtenler yüzde 23 oranında daha fazla. Buradan yaratılan kaynaklarsa farklılaşmış aktivitelere yönlendirilerek daha fazla değer yaratma imkanı oluşturuluyor.
Hizmet ortaklıkları: Yetenek açıklarını kapatmak ve teknoloji gelişmelerine ayak uydurmak için lider şirketler hizmet ortaklarına yöneliyorlar. Yatırımın yanı sıra etkileşim maliyetlerini azaltarak bu ortaklıkları daha düşük bir maliyetle sürdürmeleri önem taşıyor.
Dinamik kaynak yönetimi: Şirketlerin kaynakları daha verimli kullanmaları için dinamik bir tahsis yaklaşımını benimsemeleri gerektiği görülüyor. Hizmet ortakları veya varlık satışları aracılığıyla bu yaklaşımı kullanmak mümkün.
Liderlik gelişimi: Şirket liderleri, iş ekosistemlerinden, hizmet ortaklıklarından ve yeni teknolojilerden kaynaklanan tehditleri ve fırsatları tanıma ve bu konuda harekete geçme yetisine sahip olmalı. Liderler, dijital okuryazarlık ve dönüşümü teşvik etmek adına cesur yatırım kararları vermeye hazır hale gelmeli.
Toplam dönüşüm: Şirketler, sadece iş modelini değil onu mümkün kılan işletme ve teknoloji modellerini de dönüştürmeliler. Bu dönüşüm, şirketlerin tüm organizasyonlarının arka, orta ve ön ofislerine kadar uzanmalı. Sonuç olarak kaynakları fırsatlar ve tehditler doğrultusunda yönlendiren ve sürekli olarak dönüşen şirketler, başarının tadını çıkaran liderler arasına girme potansiyeline sahip olacaklar.