Kazaların altıda biri hatalı lastikten
Geçtiğimiz günlerde bir basın bülteni aldım. Goodyear’ın araştırma geliştirme departmanının yaptığı araştırmaları içeren bu bültende çok çarpıcı sonuçlar yer alıyordu. Yapılan araştırmalar sonucu özellikle yaz aylarında meydana gelen her altı kazadan bir tanesinin hatalı hava basıncına sahip lastiklerden kaynaklandığı belirtiliyordu.
Trafik terörünün, yaşadığımız PKK teröründen daha fazla can aldığını defalarca yazdığım ve bu konunun bence Türkiye’nin en önemli güvenlik sorunu olduğunu düşündüğüm için bugün bu konuya değinmek istedim.
Şirketin lastik test departmanı başkanı Pierre Poncelet, sürücülerin yola çıkmadan üç klasik hatadan bir tanesini yaptığını vurgulayarak, güvenli sürüşe dair ipuçları veriyordu.
- Yola çıkmadan önce lastik basınçlarını kontrol etmemek
- Lastik sıcakken basıncı kontra etmek
- Aracın ağırlığını dikkate almamak
Bu hataları yapan sürücülerin başına gelenler ise şöyle sıralanıyor.
Basıncı az olan lastiklerin özellikle virajlarda yol tutunması zayıflıyor. Az hava basıncına paralel aracın gereğinden fazla yüklü olduğu durumlarda bu tehlike daha da artıyor.
AB’de yapılan araştırmalarda latiklerin yüzde 64’ünün basıncının az olduğunu ortaya koymuş. Bununla birlikte herhangi bir dış etken olmasa dahi doğal difüzyon sürecinden dolayı lastikler üç ayda bir 0.2 bar basınç kaybediyormuş. Sürücüler ise bu durumu tekmeleme ya da göz ile ölçüyormuş ki bu şekilde kaybı anlamak imkansız.
Özellikle yaz aylarında yapılan bir diğer hata ise lastiğin belirli bir yol aldıktan ya da günün ilerleyen saatlerinde havanın ısındığında kontrol edilmesi. Zira, lastikler mutlaka soğukken ölçülmeliymiş. Gelelim ben dahil herkesin yaptığı en vahim hataya.
Biz de tatil demek, cümbür cemaat otomobilin doldurulup kendimizi yola atmak oluyor çoğu zaman. Şahsen eskiden bir sırt çantası ile çıktığım yolculuklar bugün oğlum sayesinde neredeyse evden eve nakliyat tadında gelişiyor.
Eminim çocuklu ailelerin birçoğu da benimle benzer durumdadır. Ve tabii büyük çoğunluğu da böyle bir yol öncesi lastik kontrollerini ihmal ediyor. Bültenden öğrendiğim ve bundan sonra aklımda tutacağım en önemli noktalardan bir tanesi de aracın böyle ağır yüklenmesi durumunda lastik basıncının artırılması gerekliliği oldu.
Aracın aşırı yüklü olmasının yol tutuş üzerinde negatif etkisi olduğunu bilir ve ona göre kullanmaya dikkat ederdim ama itiraf ediyorum bugüne kadar bir kez bile ek hava basmamıştım lastiğe. Bültenin sonunda yer alan detay ise daha somut olduğundan en çok dikkat çekeni. Özetle şöyle diyor: “Eğer lastiğinizi az şişirirseniz, daha fazla masraf yaparsınız”
Bu masrafın artmasının ise iki farklı nedeni var. Olması gereken basıncın altında ya da üzerinde hava basılan lastikler tüm dişli alanını eşit olarak kullanamıyor.
Böyle bir durumda da lastikler dönebilmek için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyormuş. Daha fazla enerji ise daha fazla yakıt tüketimi anlamına geliyor. Tüm bunların yanıda doğru basınçla kullanılmayan lastiklerin ömrü de azalıyor.
Peki lastiklerimizin doğru hava basıncının ne olduğunu nasıl öğreneceğiz?
Her otomobilin kullanma kılavuzunda (evet her ilaçta nasıl prospektüs mecburi ise otomobilde de kullanma kılavuzu koymak mecburi) hangi şartlarda hangi basıncın uygulanması gerektiği yazıyor. Merak edip bakmakta yarar var.