Kaynak aramak mı? Kaynak yaratmak mı?
Bir okurum uyarmış:
“Suyu korumak için bütün yollar deneniyor…
Damlama sulama, su kanalları ve baraj yatırımları yapıldı;
Yapılmaya da devam ediyor…”
***
4 Ekim 2019 tarihli yazımın bir bölümü ile yanıtlamak istedim:
“Tarımsal üretimde ve su kullanımında “verimlilik için” damla sulama sistemini yaygınlaştırmalıydık…
Öyle de yaptık…
* * *
Parası olana, artı teşviklerle, ‘damlama-sulama sistemi’ pazarlattık…
Verimliliğin artırılması için, 1’er birim kalınlıkta/uzunlukta ‘damla sulama sistemi’ döşenmesi gereken araziye, “pazarlayanların pazarlama gücü” ile 1.5 birim kalınlıkta/5 birim uzunlukta sistemler döşedik…
***
Yani…
Tarımsal üretim ve su kullanımındaki verimsizliği “damla sulama sistemleri” ile daha da artırdık…
Sistemin İthal edildiği ülkenin ve ithal edip satanların cebini doldurmakla kaldık…
***
Örneğin:
Suyu sağlıklı taşımak için kanallar yapmalıydık…
***
Öyle de yaptık…
Yapmaya başladığımız kanalları 10-15- 20 yılda tamamladık…
O arada:
Sulanacak tarım arazisini imara açıp, konut/AVM ile doldurduk…
Bugün itibariyle ‘olmayan tarım arazisin!’ sulayacak ‘su kanalına’ bakan evlerin fiyatı, diğerlerine göre daha yüksek(!)”
VELHASIL
Cuma günkü “su” konulu yazımda da, öncekilerde de anlatmaya çalıştığım şu:
Yurdışında kaynak aramak yerine, yurtiçinde kaynak yaratmaya odaklanmalıyız…
Ve…
Arayarak bulduğumuz kısa vadeli döviz borçlerını israf etmemeli, öğrencilerimizin/gençlerimizin/ üreticilerimizin verimliliğini artırmak için kullanmalıyız…
***
Finansal sistem başta olmak üzere, ekonomide yaşadığımız sorunların, eğitimde/reel sektörde ve verimlikte yaşanan erimenin sonucu olduğunu unutmamalıyız…