Kayıtdışı ile mücadelede neler yapılıyor

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]




Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen ay sonunda kayıtdışılık konusunda bilgi verirken farklı kuruluşların farklı modellemelerle hesaplamalar yaptıklarını yüzde 11 ile yüzde 66 gibi uç oranlı sonuçlar açıkladıklarını söyledi. Oysa son 20 yılda uluslararası çatı kuruluşlar OECD ve IMF kayıtdışılık konusunda hem nedenleri saptayan, hem de mücadele yöntemlerini içeren çalışmalar yapıyorlar. Bizim bu çalışmaları inceleyip, bunların ortak paydalarını saptayıp ona uygun bir mücadele yöntemi saptamamız gerekiyor.  

Kayıtdışı OECD ve IMF gibi uluslararası çatı kuruluşların son 20 yılda gündemleri içerisinde sürekli olarak önemle yer alan bir konu oldu. Hem çeşitli ülkelerde kayıtdışılığın nedenlerini araştırdılar, hem de çeşitli ülkelerin kayıtdışı ile mücadele yöntemlerinde ortak paydanın ne olduğu konusunu ele aldılar. Hangi ülkelerin bu alanda başarılı, hangi ülkelerin başarısız olduğun saptadılar. Buna bağlı olarak yüksek kayıtdışı oranlara sahip olan ülkelere mücadele konusunda yol haritaları önerdiler.

OECD 2002 yılında "Dünyada kayıtdışılığın resmi" diyebileceğimiz bir çalışmayı 110 ülkede yaptığı bir araştırma ile ortaya koydu. OECD bu araştırmasının sonunda kayıtdışılık konusunda ülkeleri üç kategoride sıraladı. Gelişmekte olan ülkelerde kayıtdışılık oranının ortalama yüzde 41, geçiş ekonomilerinde yüzde 38 ve OECD ülkelerinde yüzde 18 olduğunu açıkladı. OECD'nin bu araştırmasında Türkiye yüzde 32.1'lik kayıtdışılık oranıyla OECD ülkelerinde en yüksek orana sahip ülkesi olarak belirlendi.

2011 yılında ülkemizde kayıtdışılığın 2002 yılına göre yaklaşık 5 puan gerileyerek yüzde 27.7 olarak açıklandığını görüyoruz. Oysa, 2010 tarihinde bir TÜİK araştırmasında kayıtdışılığın yüzde 43.3 olduğunu iddia eden bir yazı okuduğumu hatırlıyorum. Ancak, ülkemizde kayıtdışılık ile ilgili rakamların inandırıcı olmadığı en yetkili ağızlardan yapılan açıklamalarda da oraya konuluyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 22 Mayıs 2012 tarihli kayıtdışı ile mücadele konusundaki değerlendirmesinde "Türkiye'de kayıtdışı ekonominin büyüklüğünü belirleyebilmek için farklı yöntemler kullanarak çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı, vergi denetim birimi ve çeşitli akademisyenler tarafından yapılan çalışmalarda çok farklı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bu farklılık, yapılan çalışmaların farklı modelleme ve varsayımlara dayanmasından kaynaklanmaktadır. Öyle ki, Türkiye'de kayıtdışı ekonominin boyutunu yüzde 11 ve yüzde 66 gibi uç aralıklarda tahmin eden çalışmalara rastlanmaktadır" diyerek bunu ortaya koyuyor.

Peki, kayıtdışılığı artıran nedenler olarak uluslararası kuruluşlar neleri saptamışlar?

Bu konuda OECD ve IMF araştırmalarında artan vergi oranları, sosyal güvenlik primlerinin yüksekliğine neden olduğu belirtiliyor. IMF raporunda Avusturya, Almanya, Kanada Quebec Bölgesi ve Amerika'da kayıtdışılığı artıran etmenlerin arasında bunların yer aldığının altı çiziliyor. Amerika'da vergilerde yüzde 1'lik artışın kayıtdışılığı yüzde 1.4 oranında artırdığı saptaması yapılıyor.

Peki, mücadele konusunda uluslararası platformda yapılanlar neler?

Avrupa'da önce kayıtdışılığın nedenlerinin saptanması çalışmaları yapılmış. 1990'lardan sonra ise mücadelelerin başlatıldığına tanık oluyoruz. Bu mücadelede ortak payda içersinde yüksek vergi yüklerinde indirim, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması, kayıtlı işgücü piyasasındaki eksikliklerin giderilmesi, kayda girişin özendirilmesi, devletin topladığı vergilerin doğru alanlara harcanması, bürokrasinin hantallığının azaltılması, denetim mekanizmasının eksikliğinin giderilmesi, göçle gelen kayıt istemeden çalışmaya hazır göçmenlerin kayıtlı sisteme entegre edilmesi.  

İtalya, bu konuda çalışırken "Kayıtdışı çalışma ile mücadele komisyonu" kurup medya ve okullarda bilinçlendirme kampanyaları başlattı. İşveren örgütleriyle işbirliği yaparak asgari ücret altında işçi çalıştıranların güvenlik yardımları dışında bırakılması uygulamasını hayata geçirdi. İngiltere'de "İstihdam tedbir paketi" açıklandı, ardından kayıtdışı çalışanların "ihbarı için gizli telefon hattı uygulamasına" ve "Sosyal yardımların istismarının ihbarı telefon hattı" uygulamasını başlattı.

Fransa'da gelir ve KDV vergilerinde indirime gidildi. Evde çalışanlar hariç "Tek istihdam bildirim belgesi" ve ücret bordrolarını saklama zorunluluğu getirdi. Almanya'da 1990'lardan başlayarak vergi indirimlerine gidildi ve bürokrasi yalınlaştırıldı.

Bütün bu deneyimler kayıtdışı ile mücadele projemizde bize de ipuçları veriyor. Vergi yüklerinin azaltılması ve emek maliyetlerinde kamu yükünün düşürülmesi bunlar arasında yer alıyor. Ama her şeyden önce ülkemiz kayıtdışılık oranının uluslararası çatı kuruluşların hesaplamalarına benzer bir modelle gerçekçi olarak saptanması gerekiyor.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar