Kayıt dışı

Rüknettin KUMKALE
Rüknettin KUMKALE [email protected]

Hepimizin bildiği gibi kayıt dışı ekonominin göstergesi fiş/fatura almamak ve vermemek.
Bu konuda vatandaş olarak bireylerin hassas olmadığı da bir gerçek.

Mağazalar, gıda malzemesi satan yerler, fiş, fatura vermeye çekiniyorlar. Buna karşın sade vatandaş ise istemiyor. Ya utanıyor, ya da alışkanlık edinilmemiş. Halbuki, bir alışveriş sonucunda ödenen meblağ karşılığında fatura veya fiş alınması gerek. Çünkü ödemiş olduğunuz paranın içinde bunun KDV'si var. Ve Siz belge almadığınız takdirde, söz konusu KDV işyeri sahibinin cebine kalıyor. Devlete ödenmesi gereken meblağ Devlete ulaşmıyor. Sonuç olarak siz fiş fatura almayarak dükkan sahibinin haksız zenginleşmesine sebep oluyorsunuz.

Alınmayan her fiş ve fatura karşılığında ödediğiniz para, satıcının tahsil ettiği
ancak devlete beyan etmediği Katma Değer Vergisi ve gene Devlete beyan etmediği geliri demek.

23.01.2017 tarihinde, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde (İAÜ) düzenlenen Aydın Düşünce Platformu'na konuk olan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Elgin, şu ifadelerde bulunmuştur: Kaynak: http://www.iha.com.tr/haber-doc-dr-ceyhun-elgin-turkiyede-25i-civarinda-kayit-disi-ekonomi-var-619238/ (İletişim: 06.02.2018 S: 05,17)
Devletin gözlemleyemediği her türlü ekonomik faaliyetlerin kayıt dışı ekonominin tanımı içerisinde girdiğini söyleyen Elgin, “İşportacılık yapıp belediye ya da çeşitli kamu kurumlarına vergi ödemeyenler, iş yerinde fazla mesaiye kalıp ancak mesai ücretini alamayan beyaz yakalılar, sigortasız ve yahut düşük ücretle çalışan sigortalı işçiler, kasada fatura kesmeyen bakkallar. Bunların hepsi kayıt dışı ekonominin birer parçaları” diye konuştu.

Kayıtsız ekonominin önüne geçilebilmek için Türkiye'de ve dünyada birçok araştırma yapıldığını söyleyen Elgin, “Farklı makroekonomik değişkenler ile kayıt dışı ekonomiyi küçültebileceğimiz söyleniyor. Örneğin; siyasi istikrar, yolsuzluk algısı, vergiler, kamuya duyulan inanç, devlet bürokrasisinin hızlı ve verimli işlemesi. Bunların hepsi kayıt dışı ekonominin küçülmesi için bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkan yöntemler” ifadelerini kullandı.

Elgin konuşmasına şöyle devam etti, “Türkiye'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da (GSYİH) bir yılda toplam ekonomik üretimin % 25'i civarında kayıt dışı ekonomi var. Bu çok büyük bir rakam ve Türkiye'nin orta vadede 2023 hedeflerine ulaşmasını olumsuz etkiliyor. Kişi başı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) 20 bin, 30 bin dolarlara çıkmasını istiyoruz; ancak kayıt dışı ekonomi % 25'te kaldığı sürece Türkiye'de bu rakamlara ulaşmak çok zor.”

“Kayıt dışı ekonomi iktisadi zenginleşmeyi, gelir dağılımını, büyümeyi olumsuz yönde etkileyen önemli bir faktör” diyen Elgin “Devletin; kayıt dışı ekonomiyi küçültmek için bazı politikalar uygulaması gerekiyor. Bunlardan bir tanesi de insanları kayıtlı ekonomiye geçirmek. Örneğin, çalışanların sigortalarını yapmak için işverene kolaylaştırıcı politikalar uygulanırsa kayıtlı ekonomi artar” şeklinde konuştu.

Devletin kayıt dışı ekonomi ile mücadele ettiğine de dikkat çeken Elgin, "SMS ile sigorta ödemek, işverenin internetten işçinin çok hızlı bir şekilde sigortasını ödeyebilmesi, ev hizmetlerinde 10 günden az çalışan veya 10 günden fazla çalışan insanların sigortalarının yapılması gibi farklı farklı uygulamalar var. Bunlar devletin uygulamış olduğu, kayıt dışı ekonomiyi küçültücü ve kayıtlı ekonomiye teşvik edici politika araçları; ancak yeterli değil. Bu konuda daha çok çalışmaya ihtiyaç var” dedi.

Kayıt dışılığın muhasebe tablolarına olumsuz etkisi

Adı üzerinde kayıt dışı, kayıtlara intikal ettirilmeyen işlemler satın alınan maldan, satışı gerçekleştirilen mala kadar fatura alınmadan ya da verilmeden yapılan bütün işlemler muhasebeye intikal ettirilmeyen hareketlerdir.

Muhasebeye intikal ettirilmeden gerçekleştirilen işlemler sonucunda gelir elde edilmekte, bu gelirden elde edilen para kayıt dışı veya içi olarak harcanmaktadır. Bu durumda girişi yapılmayan bir paranın harcanması muhasebe işlemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Netice olarak muhasebe işlemleri sonucunda çıkartılacak bilanço şirketin gerçek durumunu göstermeyecektir. Örneğin, malının çoğunu fatura vermeksizin satan bir firmada, vermediği faturalar kadar mal muhasebede stoklarında bulunmaktadır. Ancak fiilen yoktur. Mal bilançoda varmış gibi, yani fiktif olarak bulunmaktadır. Bu firmanızı devir etmek istediğiniz takdirde alacak olan taraf gerçek olmayan bilançolu bir firmayı alabilecek midir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İnovasyon 16 Ekim 2019
İşletme sermayesi 16 Temmuz 2019