Kayısı yada yerel adıyla miş-miş üzerine…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]



Garanti Anadolu sohbetlerinden 80.'incisini Malatya'da gerçekleştirdik. Bu toplantıda Aile şirketlerinde kurumsal yönetime geçiş, Sağlık turizminde kentsel markalaşma, dünyada ve Türkiye'de ekonomik gelişme ve son on yıldır bu kentte bütün toplantılarda tartıştığımız Kayısıdan daha yüksek katma değer elde etme konularında uzmanların görüşlerini dinleyip tartışma yaptık.   

10 yıl önce başladığımız Garanti Anadolu sohbetlerinden 80.cisini önceki gün Malatya'da gerçekleştirdik. Kenan Mortan'ın birkaç ay önce kentte düzenlediği "Ortak Akıl toplantısı" sonrası üç konu üzerinde durulmuştu. İlk sırada yıllardır bu kentteki toplantılarda ele aldığımız kayısı-miş-miş yer alıyordu. Onun yanı sıra aile şirketleri konusunda bilgi duymak ve sağlık turizmi konusunda yapılabilecekleri öğrenmek istiyorlardı.

Toplantıyı buna göre düzenledik. Kentin yatırım iklimi ve gelişmeleri anlatması için Kalkınma ajansı genel sekreteri Fethi Altunyuva'yı programa konuşmacı aldık, diğer konuşmacılar olarak Aile Şirketlerinden kurumsal yönetime geçiş konusu için Dr.Haluk Alacaklıoğlu, Sağlık Turizminde kentsel markalaşma için Dr. Kenan Kalı ve Hasat sonrası ürün değerlendirme teknolojileri için de Maliye eski bakanı yeni tarımcı Zekeriya Temizel'i kadroya dahil ettik. Tabii sohbetlerimizin ekonomi alanındaki sürekli konuşmacısı Asaf Savaş Akat'la kadroyu tamamladık.

Altunkaya, ajanslarının çalışmalarını anlattı. Alacaklıoğlu, salonda izleyiciler arasına girip bazı sorular sorarak 1, 2 ve 3 kuşak aile şirketlerinin sayılarını öğrenip, dünya ve Türkiye'den aile şirketlerindeki zorluklar, gelişmeler ve kurumsallaşma konusunda sunumunu aktardı. Dr. Kenan Kali Türkiye'nin ve özellikle Malatya'nın sağlık turizminde avantajlarını ortaya koydu. Malatya'nın karaciğer nakli konusunda dünyada sayılı bir kent haline geldiğini, sağlık turizminin başka alanlarında da önemli imkanlara sahip olduğunu anlattı. Prof. Asaf Savaş Akat, dünya ve Türkiye'deki ekonomik gelişmelerle ilgili bilgiler verdi.

Zekeriya Temizel ise Malatya'nın önemli ürünü kayısının sadece yaş ve kuru olarak ele alınması yarine farklı bir modelle değerlendirilmesi gerektiğini anlattı. Bu yeni modelle kayısıdan çok daha fazla gelir elde edebileceğini, bunun için bir yandan hasat sonrası taze ürünün pazar süresinin uzatılması gerektiğini söyledi. Bir yandan da hasat sonrası ürünün her yönüyle işlenmesi konusunda yapılabilecekleri anlattı. Ve atmosfer kontrollü depolarda saklanarak ürünün pazara birden bire fiyat düşüren şekilde değil aralıklı olarak sunulmasının yaratacağı imkandan yararlanılmasını önerdi.  Hasat sonrası ürünün özellikle çekirdeğinden yağ çıkarılarak ve aktif karbon elde edilerek katma değerinin  artabileceğini ve Malatyalıların bu konuya eğilmeleri gerektiğini rakamlarla ortaya koydu.

Temizel, Fransa'nın dünya kayısı üretiminin yüzde 2.7 sine sahipken Türkiye'nin yüzde 20.6 paya sahip olduğunu belirtip 2007 rakamlarına göre elde edilen gelirleri ve önerdiği değişimle elde edilebilecek gelirle ilgili rakamları açıkladı.  2007'de Fransa'nın 2.7 payla 117 milyon dolarlık gelir elde ederken Türkiye'nin yüzde 20.6 payla 170 milyon dolar elde edebildiğini söyledi. Önerdiği uygulamaların hayata geçirilmesiyle kayısının yüzde 10'unun atmosfer kontrollü depolarda korunmasıyla piyasa değerinin 100 milyon dolara yükselebileceğini, çekirdeğinden yağ elde edilmesiyle 200 milyon dolar gelir elde edileceğini, Aktif karbon üretimiyle 90 milyonluk bir ek gelir elde edilerek, kayısıdan elde edilen gelirin 170 milyon dolardan 390 milyon dolara yükselebileceğini 2007 yılı kesinleşmiş rakamlarıyla  ortaya koydu. Temizel'in konuşması Malatya'lıların büyük ilgisini uyandırdı. Malatya TSO başkanı Hasan Hüseyin Erkoç başta olmak üzere birçok katılımcı, Temizel'le konuşarak söylediği modelin kurulması için neler yapılmağı gerektiğini ilk adımların neler olmasını sordular.      

Kenan Mortan, Australya'dan Emirates ile yaptığı 7 saatlik uçak yolculuğu sırasında ikram edilen, paketinde Türk kayısını olduğu ve Avustralya'da bir firma tarafından paketlendiği belirtilen ürünün "Iskarta" olduğunu ve bu olumsuzluktan kurtulmak için kentteki ilgililerin harekete geçmelerini istedi.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar