Kaygan zeminde yükseliş

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Küresel piyasalar beklentilerden zayıf gelen ekonomik verilere rağmen mart ayına güçlü bir alış dalgasıyla başladı. Petrol fiyatlarındaki yükseliş küresel risk iştahındaki artışın arkasındaki itici gücü oluşturmaya devam ediyor. 

2013 yılında ABD 10 yıllık devlet tahvilleri, 2015 yılında DXY dolar endeksi ile belirlenen küresel risk iştahı son dönemde petrol fiyatlarına endekslenmiş durumda. Arz fazlasının azalmasından kaynaklanan yükseliş enerji sektöründe iflas korkusunu ve bankaların aktif kalitesinin bozulacağı endişesini azaltarak dünya borsalarındaki yükselişi destekliyor. 

Şubat ayı verileri küresel büyüme üzerindeki aşağı yönlü risklerin devam ettiğini gösteriyor. JP Morgan küresel imalat sanayi PMI verisi ocak ayındaki 50.9 seviyesinden şubat ayında 50.0 düzeyine geriledi. ABD ve Almanya verilerindeki sınırlı canlanmaya rağmen küresel PMI endeksindeki gerileme İngiltere, İtalya, İspanya, Çin ve Güney Kore gibi G20 ülkelerindeki zayıflamadan kaynaklandı. Açıklanan verilere paralel uluslararası yatırım bankaları 2016 yılı küresel büyüme tahminini yüzde 2.5-3.0 aralığına çekmeye başladı. 

ABD verilerinde Ocak ayı kişisel harcamaları ile başlayan şubat ayı PMI, ISM ve tarım dışı verileriyle devam eden iyileşme, Fed’in yılın son çeyreğinde  faiz artırımı yapmasını %60’ın üzerinde  ihtimal ile yeniden potaya sokarak, DXY dolar endeksi ve 10 yıllık devlet tahvili faizinde sınırlı bir yükselişe yol açtı. Ancak bu gelişmeyi ABD ekonomisinin normalleşmesinin doğal bir sonucu olarak gören piyasalarda risk iştahında bir bozulma görülmedi. 

Şubat ayı verileri 2016 stratejimize baz teşkil eden temel varsayımlarımızda bir değişikliğe yol açmadı. Baz senaryomuzda dünya ekonomisindeki sınırlı bir yavaşlamanın Fed’in faiz artırım hızını yavaşlatacağını (2017 sonuna kadar 100bp), ECB, BOJ ve PBOC’nin parasal genişlemesini destekleyeceğini ve risk iştahını besleyeceğini kabul etmeye devam ediyoruz. 

Emtia fiyatlarındaki artışa paralel iflas riskinin azalması küresel konjonktürü destekliyor. Genişleyici para politikası ve emtia fiyatlarındaki yükseliş ABD ve Avrupa piyasalarında yüksek getirili özel sektör kağıtları üzerindeki baskının kademeli olarak azalmasını sağlıyor. 

Küresel büyümenin yavaşladığı, emtia fiyatlarının ortalamanın çok altında seyrettiği, enflasyonun gerilediği, düşük faiz politikasının devam ettiği küresel konjonktürün risk iştahında genel bir bozulma olmadığı müddetçe Türkiye’yi destekleyeceğine inanıyoruz.  

Ancak artan jeopolitik riskler, başkanlık sistemi üzerine tartışmaların  ekonominin önüne geçmesi ve yüksek dış açık Türkiye piyasalarının dışsal şoklara karşı kırılganlığını artırıyopr. Kaygan zemindeki yükselişte yüksek hacimli yatırım araçlarında dar stop-loss ile çalışmakta fayda var. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019