Kasım ayına girerken global piyasalar ve Türkiye
Eylül ayından beri haber akışı hızlanırken görece zor bir ekim ayını bitirip daha zor bir kasım ayına giriyoruz. ABD tarafından FED ile ilgili haber akışı hem politika adımları hem yeni Başkan adına tartışmalarla gündemin ana maddesi olurken Dolar Endeksi'ne ABD tahvil faizlerinde yukarı yönlü hareketler ve bu hareketlerin devam potansiyeli ile kasım ayına giriyoruz. FED'in bundan sonra yeni Başkan ve yeni üyelerle nasıl bir yol haritası izleyeceği, diğer gelişmeler dışında ABD varlıklarının ve Dolar'ın global seyrini belirleyecek gibi görünüyor. Özetle bu süreçte FED çok daha uzun bir süre baş aktör olmaya devam edecek. ECB'nin ekim hamlesi ve açıklamalar; parasal genişleme noktasında alım miktarı 2018'den itibaren azalacak olsa da belirgin bir şekilde ECB'nin genişlemeci politikasını korumaya dönük olduğunu bize gösterdi. Siyasal, finansal ve bankacılık adına hala önemli riskleri içinde barındıran AB yapısı mevcut görünümden kalıcı pozitif görünüme geçmedikçe ECB en azından kademeli ve gayet ölçülü adımlarla ilerleyecek, Japonya ise aynen devam diyerek risk iştahı konusunda olası şahin bir FED'de karşı ECB ile birlikte dengeleyici olmaya devam ediyor.
Özetle ekstra şahin bir FED olmadıkça ve diğer dinamikler Dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde beklenenin ötesinde yukarı yönlü agresif değişimler getirmedikçe ara ara düzeltmeler gelse de risk iştahı ortamının özellikle gelişen ülkeler tarafına manevra alanı vermeye edebileceğini söyleyebiliriz. Yine de temkinli iyimserlik adına Dolar Endeksi tarafında 95.00-97.00 üstüne geçerek tekrar 100.00'lere doğru, ABD 10 yıllıklarda da % 2.50-2.70 aralığını geçerek tekrar % 3.00'lere doğru gitme potansiyel risklerine karşı temkinli stratejileri korumak gerekecektir. Türkiye tarafında ise, Dolar Endeksi ve ABD tahvillerinin yükselmesine ek olarak, yüksek enflasyon tedirginliği, siyasi-jeopolitik risk ajandasının geçirdiği ek risklerin faiz-kur tarafını baskıladığını ve gösterge tahvil faizlerinde son 10 senenin kritik eşiği olan % 12-13 aralığına gelinirken, dolar-TL tarafında ise 2017 Ocak sonu Şubat başı fiyatlaması olan ve TCMB sahaya indiği 3.65-3.85 aralığına hatta tüm zamanların rekorunu da içine katarak 3.64-3.94 aralığına gelindiğini görmekteyiz. Faiz ve kur tarafındaki bu görünüm TCMB adına sıkı duruşu perçinlerken, yeni bir olası adım adına temkinli bir şekilde izlenecektir. Son enflasyon raporu ile birlikte TCMB sıkı duruşunu bir bakıma enflasyon çıpasına bağlayarak kendisine önemli bir manevra alanı da kazanmış görünüyor. BIST-100 Endeksi ise yükselen kur ve dolar bazlı ucuzlamanın getirdiği manevra alanı, bilanço sezonu, KGF desteği, yerli araba süreci ve global borsaların pozitif tarafta kalmasına fırsat bilerek faiz-kur hareketlerinden bağımsız yükselişini sürdürüyor. Dolar bazlı 3.00-3.30 hedef olarak masada kalırken, TL bazlı 110.000-111.000 bandı üzerinde kaldıkça ilk etapta 113.000-115.000 aralığı potansiyel hedef olmaya devam edecektir.