Kasa ve ortaklar cari hesabı düzeltmesinde son fırsat

Recep BIYIK
Recep BIYIK VERGİ PORTALI [email protected]

11 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6552 sayılı Kanun’la kurumlara, mali tablolarında yer alan bazı kalemlerin düzeltilmesi konusunda yeni bir olanak tanınmıştır. 

Aynı olanak aslında 2011 yılında da sağlanmıştı. O tarihte çıkartılan 6111 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemenin makul bir gerekçesi de vardı: Yeni Türk Ticaret Kanunu ile getirilen düzenlemelerin uygulamasına (bağımsız denetim ve muhasebe standartlarına uygun mali tablo çıkartılması) sağlıklı bir başlangıç yapılması. 

Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkmış olmalı ki, yeni bir düzenleme yapıldı. Her ne kadar başlıkta son fırsat desem de yeni ihtiyaçlar elbette yeni düzenlemeleri de getirebilir. 

Hangi kalemler düzeltilebilir? 

Yeni kanunla sadece kasa hesabının ve ortaklardan alacaklar hesabının düzeltilmesine olanak sağlandı. 2011 yılında 6111 sayılı Kanun’la yapılan, stok ve sabit kıymet düzeltmelerine yeni kanunda yer verilmedi. 

Yapılan düzenlemeye göre, 31.12.2013 tarihli bilançoda görülmekle birlikte, gerçekte işletmede bulunmayan; 
● Kasa mevcutları, 
● Ortaklardan olan alacaklarla ortaklara olan borçlar arasındaki net alacak tutarlarının, düzeltilmesi mümkündür. 

Kanun sadece işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemlerden doğan alacakların düzeltilmesine olanak sağlamaktadır. İşletmenin faaliyet konusuyla ilgili işlemlerden kaynaklanan alacaklarla ilgili bir düzeltme mümkün değildir. 

Düzeltme nasıl yapılacaktır? 

Kayıtlarda yer almasına rağmen gerçekte olmayan kasa ve ortaklardan olan net alacak tutarı, 31 Aralık 2014 tarihine kadar vergi dairesine beyan edilecek ve kayıtlar düzeltilecektir. 

Yakın bir zamanda, Gelir İdaresi’nin verilecek beyannamenin formatını belirlemesi ve gerekli açıklamaları yapması beklenebilir. 

Düzeltilecek tutarın sınırı 

Düzeltilecek tutar, 31.12.2013 tarihli bilançoda yer alan ancak gerçekte işletmede olmayan kasa veya alacak tutarıyla sınırlıdır. 

Bu durumda, düzeltilecek tutar hiçbir zaman 31.12.2013 tarihli bilançoda yer alan tutarı geçemeyeceği gibi, 1.1.2014 tarihi ile düzeltmenin yapıldığı tarih arasındaki işlemlerden bilançoda yer alan tutarların bir kısmının gerçek olduğunun anlaşılması durumunda, bu tutar için de düzeltme yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Bu iki tarih aralığındaki işlemlerin gerçek olmaması elbette ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konudur. 

Ödenecek vergi 

Kanuna göre, beyan edilen tutar üzerinden, beyanname verme süresi içinde %3 oranında vergi ödenecektir. Ödenen vergi, herhangi bir vergiden mahsup edilmeyecek, gider de yazılmayacaktır. 

Kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi sorunu ve YMM’lerin sorumluluğu 

Kanunda, düzenleme çerçevesinde beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Aynı düzenleme, 2011 yılında uygulanan 6111 sayılı Kanun’da da yer almış ve bu kanun uygulamasıyla ilgili genel tebliğde, yapılan beyanla ilgili olarak söz konusu tutarların ortaklara dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine yönelik ilave bir tarhiyat yapılmayacağı belirtilmiştir. Bu yönüyle düzenleme, bazı kurumlar ve işlemler için gerçek anlamda bir af niteliğinde olmuştur. 

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesine 16.09.2014 tarihi itibariyle konan 6552 sayılı Kanun’la ilgili genel tebliğ taslağında, yukarıdaki açıklamaya yer verilmemiştir. 

Kanun metninde, yorum değişikliği yapmayı gerektiren bir farklılık yoktur. Bu nedenle, Tebliğin son haline aynı açıklamanın eklenebileceği, bu yapılmasa da uygulamanın değişmeyeceği beklenmelidir. 

YMM’lerin sorumluluğu 

Kanunda, uygulamadan yararlanan kurumların tam tasdik sözleşmesi çerçevesinde hesaplarını tasdik eden Yeminli Mali Müşavirlerinin sorumluluğuna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. 

6111 sayılı Kanun’da da bu konuda bir düzenleme yer almamıştır. Ancak bu kanunun uygulamasıyla ilgili olarak çıkartılan genel tebliğde, kasa ve ortaklardan alacaklar hesaplarını düzelten kurumların tam tasdikini yapan YMM’lerin, bu işlemlerle sınırlı olarak sorumluluğunun aranmayacağı belirtilmiştir. Aynı açıklama yeni tebliğ taslağında yer almasa da aynı uygulamanın yeni kanun için de yapılacağı tahmin edilmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar