Karşılıksız çekler, protestolu senetler ne durumda?
Reel ekonomide özellikle çekler ve senetlerle ilgili hareketler önemlidir. Ekonominin adeta barometresi gibi çek ve senetler sinyaller verir. Bu sinyaller özellikle ekonomik gidişat ile yakından ilgilidir. Nitekim; 2014 yılından bu tarafa Türkiye ekonomisinde ve daha çok da KOBİ hakimiyetinin olduğu reel kesimde çok olumsuz sinyaller geliyor. Bu sinyallerin başında da “karşılıksız çekler” ve “protestolu senetler” dikkat çekiyor.
Dilerseniz ne demek istediğimizi rakamlarla ve yorumlarla ortaya koymaya çalışalım.
2011 yılından bu tarafa geçen sürede karşılıksız çeklerle ilgili gelişmelere bir göz atalım.
Tablo 1’de görüldüğü gibi Bankalar Birliği verilerine göre hem karşılıksız çek sayısının ve hem de karşılıksız işlem yapılan çek tutarının yıllar itibariyle farklı geliştiği görülüyor.
Karşılıksız işlem yapılan çek sayısının özellikle kriz yılı olan 2009 yılında tavan yaptığı görülüyor. 1 milyon 756 bin karşılıksız çek yazıldığı anlaşılıyor. Yani 2 yıl sonrasına göre 3 kat daha fazla çek sayısı. Aynı şekilde 2 yıl sonrasına göre 2 kat daha fazla çek tutarı.
Demek ki; kriz olan yıllarda karşılıksız çek sayısı artıyor. Buna bağlı olarak karşılıksız çek tutarı da yükseliyor. Çek tutarları gruplandırıldığında, en fazla karşılıksız çeklerin 10-25 bin lira arasındaki çeklerde yaşanıyor.
Benzer durum 2015 yılında da ortaya çıkıyor.
Geçen yılın ilk 6 ayına göre bu ayda karşılıksız çek sayısı yüzde 15 artıyor. Buna karşın çek tutarı yüzde 47 oluyor ve neredeyse yarıya yaklaşıyor.
Gelelim protesto edilen senetlerle ilgili verilere…
Bankalar Birliği verilerine göre protestolu senetlere ilişkin bilgiler şöyle:
Tablo 2’de görüyoruz ki her yıl ortalama 1 milyon dolayında senet protesto ediliyor. Bunların tutarı da ortalama 7-8 milyar liraya ulaşıyor.
2015 yılının ilk yarısında, geçen yıla göre protesto edilen senet sayısı yüzde 2.3 azaldığı halde; protesto edilen senet tutarı yüzde 20 artıyor.
Aslında her iki tablonun ortak bir tarafı var.
Şöyle ki; ekonomi kötüleşince reel kesim topluca bundan zarar görüyor. 2015 yılının ilk yarısı itibariyle geçen yıla göre rakamların kötüleştiği yukarıdaki tablolarda görülüyor.
Bu noktada iki şeyi birbirinden ayırmak gerekiyor. İşi bozulanların veya yanlış iş yapanların durumu farklı; buna karşın ekonomideki bozulmadan ötürü işini kaybedenlerin ve yok olanların durumu daha farklı. Burada bizim ortaya koyduğumuz husus ikinci durumla ilgili. Yani; ekonomideki genel kötüleşmeden payını alanlar…
Gerçekten de Türkiye’de özellikle KOBİ niteliğindeki küçük esnafın durumu vahim. Bir yandan dengesiz ve düzensiz bir şekilde piyasaya girme çabası, bir yandan da çalışmadan kazanma arzusu…
Esnafın canı yandığı için çeki karşılıksız çıkıyor, senedi protesto ediliyor.