Karşılıklı bağımlılıkların etkisini unutmayın!..
Gerek küresel düzeyde açıklanan veriler gerekse, finansal piyasalarda yaşanan eğilimler nedeniyle kafalar karışıyor, beklentiler sıkça farklılaşıyor ve değişim aralığı genişliyor. Koşullar böyle olunca belirsizlik ve kırılganlık kademeli olarak artıyor, güvensizlik büyüyor, risk alma isteği azaldıkça piyasalardaki işlem hacimleri gerilerken fiyat oynaklıkları artıyor. Bu ortamda ne gelişmiş ekonomilerin ne de gelişmekte olanların evlerinde yaptıkları hesaplar çarşıya uymuyor. Ekonomi cephesindeki sürdürülebilir olmayan eğilimler ve buna bağlı olarak oluşan ağırlaşmış sorunlar çözüm yollarını tıkayarak siyasileri de etkisiz ve güvenilmez hale getiriyor. Mali kesim ve merkez bankalarının da itibar kaybediyor oluşu bardağın taşmak üzere olduğunu düşündürüyor.
Gelişmiş ekonomiler için iyi olan herhangi bir değişim gelişmekte olanları zorluyor ve direncini azaltıyor; gelişmekte olanlarda yaşanan herhangi bir olumsuzluk gelişmekte olanları da yoruyor ve buna sebep olan uygulamaların kredibilitesini azaltıp yan tesir riskini yükseltiyor. İyice karmaşık hale gelmiş durumdaki karşılıklı bağımlılıklar ya küresel çözüm ya da çöküş olasılıklarını güçlendirirken, günü kurtarmaya dönük uygulamaların etkisi büyük bir hızla azalıyor. Fakat yine de uzlaşıya dönük çözüm üretilemediği ve çöküşte istenmediği için herkes kendi başının çaresine bakmaya çalışarak çaresizlik bataklığında çırpınmayı tercih ediyor; karşılıklı bağımlılıkları görmezden gelerek mucize aramaya çalışıyor. Herkes bir anlamda çıkmayan candan umut kesilmezi oynamaya çalışıyor ve öncelikle kendi insanlarının sonra da diğerlerinin farkındalığını azaltmaya çalışıyor, bunu mümkün kılacak hikayeler üretmeye kafa yoruyor!..
Federal Reserve’nin parasal genişlemeyi durdurma takvimini, buna bağlı olarak beklentilerde yaşanan değişimi yukarıda özetlemeye çalıştığımız çerçevede değerlendirmek yerinde olabilir. Fakat bu aşamada sormak gerekiyor. Gelişmiş ekonomilerin mali kesimi bilanço dengelerini korumak veya iyileştirmek amacı ile gittikleri gelişmekte olanlarda büyük zararlara uğrar ise ne olacak? Daha kötüye giden finansal kesimi kurtarmak için son beş yılda basılan paradan daha fazlasını basmak zorunda kalabilirler mi? Gelişmekte olanlardan çıkan para nereye gidiyor, dolar neden tüm paralara karşı güçlenmiyor? Altının gerilemesi gelişmişlerin, gelişmekte olanlarda kabullenmek zorunda kalacağı toplam kaybı ne yönde etkiler? Bu ve benzeri sorulara yanıt aramaya çalıştığınız zaman hiçbir şeyin göründüğü veya gösterildiği gibi olmadığını daha iyi anlıyor, kırılganlığın artış eğiliminde olduğunu fark edebiliyorsunuz.
Pandora'nın kutusu açıldı: gelişmekte olan ekonomiler görünür gelecekte son on yılda olduğu gibi cazibe merkezi olamayacak; bu durum ne kadar inkar ederler ise etsinler gelişmişleri de daha sorunlu hale getirecek. Değişim dinamikleri yozlaşmış küresel düzenin ve onun etkili kesimlerinin keyfini bekleyecek. Ne dersiniz son aylardaki gelişmeler küresel çözüm mü, yoksa çöküş ve büyük istikrarsızlık olasılığını mı güçlendiriyor?..