Karpuz kabuğundan 'verimlilik'…
Sorun 'işsizlik' değildi. 'Mesleksizlik'ti…
Yıllarca yazdık.
Karar alıcılar geçtiğimiz hafta adım attı. 5 yılda 1 milyon kişiye meslek kazandırılacak.
& & &
İkinci sorun 'kıt kaynaklar' değil. 'Verimsizlik'…
Yıllardır yazıyoruz.
…
& & &
Hayvancılık örneğin.
Yem ve enerji başta olmak üzere girdi fiyatlarının yüksekliğinden/yapılacak ithalat olasılığından şikâyet eder üretici.
Kaliteliye ucuza ulaşmak ister tüketici.
Tüm bu yaşananları ve yaşanacakları baştan görüp/hissedip/hesaplayıp önlem almalıdır karar verici.
Meralarımız, yaylarımız bir kenarda dursun; Antalya'da bin yataklı bir otelin yöneticisi anlattı dün, "Günlük 2 ton karpuz tüketimi var otelde. Bunun yaklaşık 600, 700 kilosu çöpe gidiyor. Karpuz gibi yüze yakın ürün alımı yapıyoruz. Günlük atığımız 2 tonu aşıyor. 20 senedir bu işlerle uğraşıyorum, hiçbir hayvan üreticisinin gelip 'bu atıkları ne yapıyorsunuz?' diye sorduğunu görmedim."
Çöpe giden bu atıklar, ayrıştırılsa, sadece yem mi?
Hollanda'da Roterdam Belediyesi'nin atık tesisini gezmiştim 2 yıl önce. Toplayıcılar ve taşıyıcılar dâhil, bin kişinin çalıştığı tesiste, günde binlerce ton atık enerjiye dönüştürülüyordu. Koskaca şehrin büyük bölümünün ısınma ihtiyacı bu yolla gideriliyordu. Halk ucuza enerji tüketirken, belediye borçsuzdu ve bu yolla yeni yatırımlar için kaynak sağlıyordu.
& & &
Enerji demişken.
Nükleer santraller gündemde.
Geçtiğimiz hafta TBMM'de onaylanan Akkuyu kararı, bölgenin enerji ihtiyacı nedeniyle son derece mantıklı.
Ancak, Sinop kararını 'verimlilik' açısından anlamak mümkün değil.
59 nükleer santralle, kullandığı elektriğin yüzde 80'ini karşılayan Fransa'da, Loire Nehri üzerinde 14 adet nükleer santral bulunuyor.
Loire Nehri üzerinde bulunan nükleer santraller soğutma suyunu nehirden alıp, tekrar nehre veriyor. Nehir üzerinde balıkçık yapılıyor ve insanlar yüzüyor.
59 santralden 14'ü neden burada? Sanayi bölgeleri bu nehir boyunca uzanıyor çünkü.
Sinop ve çevresinde yoğun elektrik enerjisi talebi bulunmuyor.
Sinop'ta üretilecek elektriğin, enerji kullanımının yoğun olduğu Marmara Bölgesi'ne iletimi gibi bir düşünce dikkate alınmış olabilir.
Böyleyse eğer, Sinop'ta üretilecek elektriğin Marmara Bölgesi'ne taşınması sırasında her koşulda yüzde 4-5 oranında kaybın yaşanacağı düşünülmemiş midir?
Yüzde 5'lik enerji desteğinin rekabet açısından ne anlama geldiği bilinmemekte midir?
İletim için yapılacak ek yatırımların büyüklüğü hesaplanmış mıdır?
Verimlilik, kullandığı enerjinin yüzde 76'sını, kullandığı petrolün yüzde 93'ünü, kullandığı doğal gazın yüzde 99'unu ithal eden ve enerjide dışa bağımlılığı her geçen gün hızla artan ülkemizde kurulacak santralin yerini siyasi hesaplarla belirmek midir?
Kırıkkale, Ankara, Çorum gibi sanayi şehirlerinin enerjisini karşılayacak Kızılırmak gibi alternatifler neden tartışılmamıştır?
& & &
Türkiye Verimlilik Merkezi olarak ismi değişecek olan Milli Prodüktivite Merkezi'nin Başkanı Mustafa Deryal'e sormuştum, "Verimlilikte yaptırım uygulanamaz mı?"
Deryal, bu konuda çalışma yapıldığını vurgulamıştı.
& & &
Umarım, meslek eğitimi gibi verimlilikte de geç kalmayız.
Umarım meslek eğitimiyle kalmaz; doktorumuzun, verimli doktor; mühendisimizin, verimli mühendis; akademisyenimiz, verimli akademisyen; siyasetçimizin, verimli siyasetçi; gazetecimizin, verimli gazeteci olduğu günleri görürüz.
Umarım, verimlilik için atılacak adımları, bir başka seçim öncesine bırakmayız!