Karpuz kabuğu denize düştü mü?
Epeyce önceleri, İstanbul’un başta Boğaz olmak üzere deniz olan heryerinde denize girmek mümkün iken, çocukların öğrendiği bir atasözü vardı: Karpuz kabuğu düşmeden denize girilmez. O vakitler karpuzların sofraya gelmelerinin zamanı da belli idi. Turfanda vardı. Su-toprak-hava ısınması, yaşamdaki değişimler ve sebzeler ile meyveler eşgüdümde bilinirdi. Toplumsal hafıza ile mevsim bilgilerine, değişimlere göre yaşamı düzenlemek mümkündü. İklim değişimi bugünün hızında değildi.
Tabii ki bu atasözünde karpuz kabuklarını denize atınız yönergesi yok. Hiç olur mu? Şirket-i Hayriye vapurunun keyfinde ulaşım yaparken, deniz üstünde henüz batmamış karpuz kabuğu dilimleri yazın ve iç turizmin başlangıç habercisi idi. Ne güzeldi. Büyüdük ve turizmin bir büyük endüstri olduğunu öğrendik. Yazlar geldi, geçti. Turist sayıları rekorlar kırdı. Ülkemiz turizm altyapısı büyüdü ve gelişti.
Son yıllarda hem turizm hem de tarım ürünleri ihracatı için yaşadığımız kaygılı günler üzücü. Bilindiği üzere yaşanan sorunların, hatta krizin büyük oranda turizm sektörü kökenli olmaması yapacak, uğraşacak çok husus olduğunu gösteriyor. Turizmin bir ülkeye kattığı ekonomik değer tartışılmaz. Hepimiz biliyoruz. Ülkemizin de imza attığı Birleşmiş Milletler (BM) “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi: Dünyamızı Dönüştürmek” bildirisi kapsamındaki hedefl erle turizmi, nerdeyse 17 maddenin hepsi ile ilişkilendirmek mümkün. Turizm tetikleyici bir sektör ve tedarikçileri ile kocaman bir dünya.
Turizmi maydanoz üretiminden engelli seyahat ve konaklama koşullarına kadar geniş yelpazede etki alanı ile düşündüğümüzde, ekonomik ve sosyal güç ortaya çıkar. BM 2017 yılını “Kalkınma için Sürdürülebilir Turizm Uluslararası Yılı” olarak ilan etti. Kamu ile özel sektörde karar vericilerin ve halkın sürdürülebilir turizmin kalkınmaya katkıları konusunda farkındalığın artırılması ve turizmin adeta “Dünyamızı Dönüştürmek” için bir hızlandırıcı bir seferberlik başlatıcısı olması öngörüldü. 2030 yılına dek yoksulluğu yok etme ve eşitsizlikleri azaltma için turizm politikalarında, sektör uygulamalarında ve tüketici davranışlarında değişikliklerin yapılması amaçlanıyor.
Sorumlu kuruluş Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO). Beş ana alanda, kalkınma için turizmin rolünün güçlendirilmesi hedef: kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma; toplumsal kapsayıcılığın sağlanması, istihdamın arttırılması ve yoksulluğun azaltılması; kaynakların etkin kullanımı, çevrenin korunması ve iklim değişikliği ile mücadele; kültürel değerlerin, çok kültürlülüğün ve kültürel mirasın korunması; karşılıklı anlayış, barış ve güvenlik. Etkinliklerde savunuculuk ve farkındalık yaratma, bilgi oluşturma ve yayma, politika geliştirme; kapasite geliştirme ve eğitim başlıklarına odaklanma isteniyor. Etkinlikler ocak ayında Madrid’ de başladı ve aralıkta Cenevre’de kapanış töreni ile bitecek. BM 10YFP (Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Modellerine İlişkin On Yıllık Program) kapsamındaki Sürdürülebilir Turizm Programı (STP), turizmde sürdürülebilir tüketim ve üretime geçişi hızlandırmak için “Kalkınma için Sürdürülebilir Turizm Uluslararası Yılı” etkinliklerinde özellikle kadınların güçlendirilmesi ve/veya gençlik istihdamına odaklanan bir iş birliği platformu. Bu yıl kapsamında hükümetler, yerel yönetimler, iş dünyası, sivil toplum ve akademi küresel etkinliğe katılarak sponsor, ortak, dost etiketi kullanabiliyor ve etkinlikler yapabiliyor (Bilgi:[email protected]). 2017’den bu yana “UNWTO Turizm İçin Küresel Etik Kurallar” yürürlükte ve bu kuralları imzalayan turizm kuruluşlarımızın olması gurur verici.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca 2007’de hazırlanan Türkiye Turizm Stratejisi 2023, ne mutlu ki “Sürdürülebilir Turizm Yaklaşımı” diye başlayan vizyon tanımına sahip ve ilk ilke olarak bölgeler arası gelişme farklılıklarının giderilerek sürdürülebilir kalkınma hedefine katkıda bulunulması belirtiliyor. 2007’den bugüne coğrafyamızda ve dünyada değişimler çok oldu. Sektörde sekteye uğrayan konular için yeni hamleler, yenilenmiş çözümler gerek. Gününüz sürdürülebilir, yaşamınız enerji dolu ve mutlu olsun..
İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır.