Karlov’a suikast bize neyi hatırlatmalı...

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

12 Aralık günkü “Dünya coğrafyasında oturduğumuz mahalleyi bilmek...” başlıklı yazımda bulunduğmuz coğrafyanın bizim için ortaya çıkardığı olumsuzlukları anlatıp, bu coğrafyada Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” dış politika ilkesiyle, yeni sağlam müttefiklerle yola devam edersek süreç içersinde olumlu sonuca ulaşabileceğimizi ortaya koymuştum. Suriye ve Irak’ın sınırımızın hemen ötesinden bize terör transferini önlemek için tarafsızlığın öneminin altını çizmiştim.

O yazıyı 44 şehidimiz olan İstanbul bombalı saldırısı üzerine yazmıştım. O günden sonra Kayseri bombalı saldırısını yaşadık. Önceki akşam da Büyükelçi Karlov’a Ankara’daki suikast gerçekleşti.

Şimdi yukarıdaki değerlendirmemin geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Terör ülkemizde yalnız iktidarın çözüm getirebileceği bir sorun olmanın ötesine geçmiş durumda. Bu nedenle “Teröre karşı milli mutabakata” ihtiyacımız var.

Bütün siyasal partilerin içinde olduğu, sivil toplum kurumları destekli bir “milli mutabakat”a ihtiyacımız olduğunu bilerek, geniş tabanlı bir çalışma grubu oluşturmamız gerekir.

Bu konuda öneriler de gündeme geliyor. MİT eski görevlisi Mehmet Eymür, Karlov suikast olayından birkaç saat önce bir radyoda, bombalı saldırı olaylarını değerlendirirken, “milli mutabakat hükümeti” kurulması önerisinde bulundu. Benzeri öneriler başkaları tarafından da ortaya konuldu.

Türkiye, Suriye’de ve Irak’ta kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği bu ortamda terörü ülkemize sıçratacak bütün girişimlere set çekecek yolları ulus olarak devreye sokabilmelidir.

Son olay Rusya ve Türkiye’nin temkinli ve sağlıklı yaklaşımlarıyla, çözüm için iş birliği içinde hareket etme kararlarıyla başladı. Bu olayın perde arkasının çözümü açısıdan olumlu bir adımla başlamış oldu. Bu iş birliği içersinde devam edip çözüme ulaşması, bizim Suriye’de Rusya ve İran’la birlikte yürüttüğümüz politikanın daha da sağlamlaşmasına neden olacaktır.
Bilindiği gibi bundan birkaç ay önce Suriye üzerindeki uluslararası mücadele içersinde biz yalnızlığa itilmiştik. Hem Amerika hem de Rusya’dan farklı bir politika izler duruma düşerek bu yalnızlık içersinde kalmıştık. Şimdi Rusya, İran ile birlikte Suriye’de daha sağlıklı bir işbirliği içersinde hareket edeceğimiz ve yalnızlıktan kurtulacağımızı gösteriyor. Bu da bizim Suriye ve Irak’tan ülkemize terör ihracını önlememize imkan verecektir. İstihbarat alışverişi gücümüzü artıracaktır.

Ama dışarda bu olumlu gelişme gündeme gelirken, içeride de teröre karşı milli mutabakata imkan verecek, bir ortamı sağlamalıyız. Bu bugünden yarına değilse de süreç içersinde terörle mücadelede daha güçlü duruma gelmemizi sağlayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar