Karlar ve kârlar

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Zümrüt Can Ambarcı / YATIRIM FİNANSMAN

Sermaye Piyasaları 2012 yılına, 2011'den devraldığı sorunları fiyatlamaya bir süre ara vererek başladı. Görünen o ki, kar yağışı hem tüm yurdu, hem de piyasadaki sorunların üzerini de bir süreliğine örttü ve Ocak ayının ikinci haftasından itibaren tüm piyasalarda ve paralel olarak İMKB'de beklenmedik bir ralli yaşanmaya başladı. Tüm küredeki risk iştahının artışında birçok sebep sayabiliriz; Amerika'dan gelen olumlu verilerin etkisi, Yunanistan borç krizinin sistematik bir risk yaratmayacağına dair artan inanç ve Italya, İspanya gibi ülkelerin son donemdeki tahvil ihalelerini sorunsuz atlatmaları gibi... Ama özellikle gelişmekte olan ülkelere fon akışına neden olan en önemli sebebin önce Avrupa'da ve 3.parasal genişleme beklentileri çerçevesinde Amerika'daki olası likidite artışı olduğunu söylemek için hafızaları hafifçe sarsmak yeterli.

2011 yılı süresince Türkiye'yi yüksek cari açık, zayıf kur ve yüksek enflasyon sebebiyle cezalandıran yabancı yatırımcılar, İMKB-100 Endeksi'nin önceki yılki dolar bazında %37'lik bir değer kaybı ve MB'nın TL.nin kırılganlığına karşı verdiği kararlı savaşdan aldıkları güvenle, 2012 yılı başında hisseleri dip fiyatlardan toplama eğilimine girdiler. Bu nedenle geçtiğimiz yılın son 3 ayında gelişmekte olan ülkelerden ciddi oranda aşağı yönde ayrışan İMKB, son birkaç haftada aradaki farkı hızla kapattı. Morgan Stanley Capital International'ın (MSCI) endeks performanslarına baktığımızda Türkiye Endeksi'nin yılbaşından bu yana dolar bazında %19 getiri ile gelişen ülkeler endeksinden iki kat daha fazla performans gösterdiğini görüyoruz.

Peki önümüzdeki dönemde bu yükselme trendi devam edecek mi ve Türkiye pozitif yönde ayrışmaya devam edecek mi? Trendin devamında kuşkusuz risk iştahının ivmesindeki değişiklik rol oynayacak. Diğer bir deyişle para akışı sürdüğü sürece risk iştahı ve kuzey yönlü hareketler sürecek gibi görünüyor. Ama IMKB ne kadar süreyle pozitif ayrışmaya devam edecek, bu noktada artık değerlemeler ve piyasanın içsel dinamikleriyle ilgili beklentilerin devreye gireceğini düşünüyorum.

Önümüzdeki dönemde İMKB'yi etkileyecek en önemli içsel katalistin 4.çeyrek 2011 dönemine ait bilançoların olacağını düşünüyoruz. Şubat ayının ikinci haftasından itibaren konsolide bilançoların açıklanacağı son gün olan 13 Nisan tarihine kadar IMKB'de şirketlerin açıkladıkları kar beklentilerine göre bir hareket olacağını tahmin ediyoruz. Peki nasıl bir bilanço sezonu bekliyoruz geçtiğimiz yılın son üç aylık faaliyetlerinden?

Bir önceki bilançolara göre net faiz marjlarında beklenen yükseliş, bankalar için olumlu bir kâr dönemi olacağına işaret ediyor. Bankacılık sektörünün net faiz marjındaki artış, sorunlu kredi maliyeti oranlarındaki kısıtlı yükseliş ve kredi-mevduat büyümesindeki zayıf seyir varsayımlarımız altında geçen yılın son çeyreğindeki karlarının çeyreksel bazda %22 oranında arttıracağını öngörüyoruz . Karlılık artışı bir önceki yılın aynı dönemine göre ise %2 seviyeleri ile sınırlı olacak öngörülerimize göre. Sanayi şirketlerinin de ekonomik büyümedeki görece azalma ve kur farkı zararlarındaki hafif artışa rağmen karlılıklarındaki büyümelerini sürdürdüğünü görüyoruz. Bu dönemde açıklanacak net kar rakamlarının hisse bazında hareketlilik yaratmasının yanısıra, banka, holding ve büyük piyasa değerli sanayi şirketlerinin büyük kısmının beklenenden yüksek kar açıklaması, borsanın geneline pozitif yönde bir ivme kazandırabilir.

Bu tarihler arasında IMKB'deki hisse seçimlerini etkileyecek diğer önemli bir motivasyon da kuşkusuz şirketlerin temettü verimleri olacaktır. Bazı şirketlerde 2'li hanelere çıkan temettü verimi faizlerin yeniden tek hanelere indiği şu günlerde yatırımcılar için cazip bir alternatif olabilir.

Fakat unutulmamalıdır ki, yurtdışı kaynaklı sorunlar henüz çözüme ulaşmadı ve piyasalarda bu risklerden kaynaklı dalgalanmalar devam edebilir. Yatırımcıların yatırım tercihlerini yaparken temkinli olması ve dalgalanmalarda en az zararla yola devam edebilmek için birikimlerin tek bir yatırım aracı yerine birden fazla yatırım aracına dengeli şekilde bölüştürülmesi de akıllı bir strateji olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017