Kargalara aldanmanın bedeli çok ağır oluyor!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel kriz sonrasındaki G-20 zirvelerinde tartışılan konular ve alınan kararları yan yana koyduğumuzda çaresizliğin büyüdüğü, sistemik riskin kademeli olarak artmaya devam ettiği gerçeği ile karşılaşıyoruz. Bu durum güven bunalımının derinleşeceği, riskten kaçınma eğiliminin güçlenerek daha belirleyici olabileceği, sermaye hareketleri ve küresel ticaret hacminin daralacağı anlamına geliyor. Artık her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, kimse bir diğerine güvenmiyor ve dinlemiyor. Sorunların kökenine bakmayıp kalıcı çözümü hiç gündeme getirmeden günü kurtarmaya çalışmanın muhtemel sonuçlarını yaşamak zamanı gelmiş gibi görünüyor. Dün kur savaşlarına, her türlü korumacılığa karşı olduklarını yüksek sesle dile getirerek beklentileri yönlendirmeye çalışanlar, bugün dut yemiş bülbül gibi susuyor; küresel sorunlara bu saatten sonra uzlaşıya dayalı küresel çözüm üretmenin imkânsız hale geldiği itiraf ediliyor. Uluslararası kurumlar ise çözümsüzlüğün bekçiliğini yapmaktan öteye gidemiyor.

Durgunluğa giren gelişmiş ekonomiler için gelişmekte olanların potansiyeli birkaç yıl öncesine kadar bir umut olarak sunuldu; fakat onların da durgunlaşma sürecine girmesi ile birlikte bu teşhisin yanlış olduğu net bir şekilde görüldü. Balonculuk bağımlılığını onlara da taşıyarak sorunların iyice ağırlaşabileceğini görmek istemedi. Yeni hikayelere dayalı beklenti yönetimi adı altında finansal piyasaları manipule ederek gün kurtarıldı, ancak rekabet koşullarının ve gelir dağılımının olumsuzlaşması önlenemedi. Özetle söylemek gerekir ise çok bilenler çok yanıldı, korkularla yüzleşme zamanı kapıya dayandı. Bindikleri dalı kesmekte birbirleri ile yarış edenlerin kaderini değiştirmek mümkün olamadı...

Kurumlar ve bireylerin olumsuz rekabet koşulları nedeniyle gelirleri azalırken, büyümeyi sürdürmek adına tüketim ve yatırımlarını artırmaya teşvik etmek büyük bir hata, çok büyük bir kumar idi; mucize olmadı ve kaybedildi. Giden geri gelmedi, bu gerçeği herkesten gizlemek veya başkalarını da baştan çıkararak bu yanlışı yaptırmak çözüm olamadı. Dünya ekonomisi çok karanlık bir döneme giriyor ve altını çamura bulamak bu gerçeği değiştiremiyor. Küreselleşme adı altında pazarlanan kuralsızlığın birikmiş maliyeti insanlığın geleceğine ipotek koymuş gibi görünüyor.

Küresel düzeyde ekonomik daralmadan ne pahasına olur ise olsun kaçınmanın, sivil itaatsizlik ve istikrarsızlığın büyümesini önlemenin imkânsızlaştığı bir süreç bizi bekliyor. Rakamlarla oynayıp durumu olduğundan daha iyi göstermenin de yaşanmış deneyimler sayesinde çözüm olmadığı biliniyor. Geçici bir süre için kemer sıkmaktan vazgeçmenin geçici de olsa bir rahatlama sağlayacağı söylemi ise züğürt tesellisinden öteye gidemiyor. Bu saatten sonra nelerin yapıldığı veya nelerin yapılmadığının bir önemi kalmadı. 1945'te kurulan dünya düzeni çok hasta ve son günlerini yaşıyor, ne yaparsanız yapın iflah olmuyor...  Aklını kötüye kullanarak böyle yapmayanları aldatabilirsiniz fakat kendi eseriniz olan felaketin kurbanı olmaktan kurtulamazsınız!..

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar