Kardeş Azerbaycan, ilk kez Türkiye’de tahvil alımını yaptı

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası [email protected]

2,2 milyon müşterisi bulunan Azerbaycan’ın en büyük bankası ABB, Türkiye’de ilk kez tahvil alımını yaptı. Azerbaycan devletine ait ABB’nin 8 milyar dolarlık varlığı bulunurken, deneme amacıyla yapılan ilk tahvil alımını Azerbaycan Ulusal Saklama Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Aghahuseyn Hudaverdiyev duyurdu.

Türkiye ile Azerbay­can arasındaki kar­deşlik köprüsü eko­nomide de güçleniyor. Ya­şanan her türlü doğal afette yardımımıza ilk koşan, Tür­kiye’deki en büyük yaban­cı yatırımcı olan Azerbay­can, ekonomideki köprüleri güçlendirmek adına bir ilke imza atıyor. Azerbaycan ilk kez Türkiye’de devlet tahvi­line yatırımını yaptı. İki ül­ke arasındaki güveni tazele­yecek olan bu yatırımı Azer­baycan’ın kamu bankası olan Uluslararası Azerbaycan Bankası (ABB- Azərbaycan Beynəlxalq Bankı) yaptı.

Azerbaycan’ın en büyük bankası olan ABB’ye bağlı yatırım şirketi ABB-Invest, Azerbaycan ve Türkiye’nin merkezi saklama kuruluşla­rı arasındaki doğrudan mu­habir ilişkilerini kullanarak, Türk sermaye piyasasında iş­lem gören menkul kıymetlere ilk yatırımlarını gerçekleştir­di.

Yatırımı duyuran ise Azer­baycan Ulusal Saklama Mer­kezi (NDC) Yönetim Kurulu Başkanı Aghahuseyn Huda­verdiyev oldu. NDC Başkanı Hudaverdiyev’in verdiği bil­gilere göre ilk alım 5 bin ma­nat (2 bin 941 dolar) değe­rinde 940 adet devlet tahvili olarak başladı.

Bu alımın ilk adım olduğunu dile getiren Hudaverdiyev, “Bu deneme operasyonu, merkezin des­teğiyle gerçekleştirildi. So­nuç olarak ABB-Invest, kendi fonlarını kullanarak, iki yıl­lık dolaşım süresi, yıllık yüz­de 36 faiz oranı ve 100 Türk li­rası (2,85 $) nominal değerde, Türk ulusal para birimi cin­sinden devlet tahvilleri satın aldı” dedi.

2.2 milyon müşterisi 8 milyar dolarlık varlığı var

Hudaverdiyev, satın alınan devlet tahvillerine ilişkin ta­kas ve hesaplaşma süreçle­rinin başarıyla tamamlandı­ğını ve menkul kıymetlerin Türkiye Cumhuriyet Merkez Kayıt Kuruluşu nezdinde no­minal bir saklama hesabına aktarıldığını vurguladı.

Alı­mı yapan ABB, 1992 yılında Azerbaycan’ın en büyük fi­nans kuruluşu ve bankası ola­rak biliniyor. Tamamı devlete ait olan ve anonim şirketi ola­rak çalışan ABB’nin Azerbay­can’ın farklı bölgelerinde 66 şube ve 13 alt şubesi bulunu­yor. 2.2 milyon bireysel müş­terisi, 3 binden fazla çalışanı olan ABB’nin toplam varlığı ise 8 milyar doların üzerinde.

Türkiye’deki en büyük sanayi yatırımcısı Azerbaycan

Azerbaycan ile Türkiye ara­sında ekonomik ilişkiler, ta­rihinin en yüksek seviyesin­de seyrediyor. Azerbaycan’da­ki Türk şirketlerinin yaptığı yatırımların değeri 12 mil­yar doları bulurken, Azerbay­can’ın Türkiye’deki varlığı ise 20 milyar doların üzerinde. Başta SOCAR, Paşa Group ol­mak üzere birçok alanda faali­yet gösteren Azerbaycanlı şir­ketlerin Türkiye’deki yatırım­ları enerji, finans, turizm gibi alanlarda yoğunlaşıyor.

Özel­likle 44 günlük savaşın ardın­dan Karabağ’ın tekrar Azer­baycan’a geri katılımı sürecin Türkiye’nin, 11 kentimizi vu­ran ve binlerce insanımızı kay­bettiğimiz Kahramanmaraş merkezli depremlerde Azer­baycan devleti ve halkının gös­terdiği çaba bu bağların daha da güçlenmesini sağladı.

Türkiye ile Azerbaycan’ın arasını bozmak istiyorlar

Ancak şunu da belirtmek isterim. Son birkaç aydır iki ülke arasında kardeşliğe za­rar vermek adına büyük bir çaba olduğu ortada. Türki­ye’deki en büyük enerji yatı­rımını yapan SOCAR’ın İs­tanbul’da merkezine yönelik düzenlenen protesto göste­rilerini hatırlıyorsunuzdur. Görünmez bir el tarafın­dan iki kardeş ülke ve halkı­nın bağlarını koparmak iste­yenlerin çabası da yok değil. Özellikle sosyal medyada bu­nu görmek mümkün.

Geçtiği­miz hafta Rus Rejimi’nin fü­zeleri tarafından vurulan ve düşürülen Azerbaycan’ın si­vil uçağında yaşadığımız ka­yıplar, sadece Azerbaycan’ın değil hepimizin kaybı. Ateş, sadece Azerbaycanlıların ha­nesine değil, hepimizin evi­ne düştü. Maksadı belli olan, merkezi belli olmayan bu güç­lerin iki ülke arasındaki kar­deşliği bozmak için göster­dikleri çabalara dikkat etmek, kaynaklarını da ortaya çıkar­mak gerekiyor. Savaşta, afet­te, krizde daha çok hissettiği­miz yine bu kardeşlik bağı…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar