Karbon ticareti
İklim değişikliği ve küresel ısınma, insanlığın karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri. Bunlara sebep olan insan kaynaklı etkileri azaltmanın yolu da sera gazı emisyonlarının azaltılması.
2015 yılında bu amaçla uluslararası imzaya açılan ve birkaç geri kalmış ülke dışında tüm devletlerin imzaladığı Paris Anlaşması ile küresel sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutmak ve mümkün olan en kısa sürede 1,5°C'ye düşürmek için aksiyon hedefleri belirlendi.
ESG olarak kısaltılan (Environmental Social and Governance) kriterleriyle şirketlere ve şahıslara çevresel, sosyal ve yönetişimsel sorumluluklar yüklendi.
1980’lerde ISO, şimdi ESG
Kısacası tıpkı yıllar önce dünyanın ISO standartlarıyla ürünlerin, hizmetlerin ve sistemlerin kalitesini, güvenliğini ve verimliliğini sağlamak için uluslararası kabul görmüş kriterler oluşturması gibi şimdi bir de ESG var.
ESG kapsamında şirketler bu defa, karbon salımını düşürmek için faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmak, sosyal sorumluluklarını yerine getirmek ve iyi yönetişim standartlarına uymak zorunluluğuna doğru adım adım ilerliyor.
ESG'nin şirketlere ve şahıslara yükleyeceği yükümlülükler:
Şirketler: Sera gazı emisyonlarını azaltmak için yatırım yapmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, enerji verimliliğini artırmak, sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturmak.
Şahıslar: Enerji ve su tüketimini azaltmak, geri dönüşüme ve kompostlamaya önem vermek, sürdürülebilir ürün ve hizmetleri tercih etmek Tüm bunlar ESG’ye uyma mecburiyeti, yani karbon emisyonunu azaltmadan ticaret, işbirliği yapılamamasını ve karbon emisyonlarını azaltmanın bir yolu olarak karbon ticaretini gündeme getirdi. Karbon ticareti, karbon emisyonlarını sınırlayan veya fiyatlandıran bir piyasa mekanizması.
Karbon ticareti ve karbon kredisi nedir?
Karbon ticareti, karbon salımlarını azaltmayı teşvik etmek için oluşturulan bu çağa mahsus bir ekonomik sistem. Temel olarak, bu sistemde şirketler veya ülkeler belirli bir miktarda karbon salımı yapma hakkına sahip.
Eğer şirket ve ülkeler bu limitin altında kalırlarsa, fazladan karbon kredisi elde edip bu kredileri ihtiyacı olan başka şirketlere veya ülkelere satabiliyorlar.
Karbon kredisi, bir şirketin sera gazı emisyonlarını azaltmak için bir başka şirkete yaptığı ödeme karşılığında elde ettiği bir belge.
Eğer bir şirket veya ülke karbon salım limitini aşarsa, piyasadan karbon kredisi satın almak zorunda kalıyor ki bu da o ülke şirketlerine ve vatandaşlarına ilave vergilerin, yasal zorunlukların gelmesi demek oluyor.
Karbon ticareti nasıl çalışır?
1. Her şirket veya ülke için belirli bir karbon salım kotası belirlenir.
2. Karbon salımları düzenli olarak ölçülür ve doğrulanır.
3. Karbon salımını azaltan şirketler veya ülkeler, elde ettikleri fazla krediyi satabilir.
4. Karbon kredileri, bir piyasa mekanizması aracılığıyla alınıp satılır. Karbon ticareti, karmaşık ve çok boyutlu bir konudur, ancak doğru şekilde uygulandığında iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayabilir.
Çünkü şirketler, 2030 hedeflerine ve yeşil mutabakata uyum sağlamak için gerçekten karbon ayak izlerini azaltamasalar bile uyum sürecinde karbon kredisi ile ticaretteki karbon ayak izi bariyerlerini aşabilirler. Aslında biraz zaman kazanırlar.
Karbon ticaretine yapılan eleştiriler:
-Şirketler sadece karbon kredisi satın alarak çevresel sorumluluklarını yerine getirmiş gibi görünebilir, "yeşil yıkama" yapabilirler.
-Zengin şirketler ve ülkeler, karbon kredisi satın alarak sorumluluklarından kaçabilirler.
-Şirketlerin karbon emisyonlarını azaltmak için gerekli yatırımları yapmalarını geciktirebilirler.
-Bu uygulama emisyonların azaltılması yerine başka bir yere transfer edilmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, karbon ticareti, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir araç olabilir. Ancak, karbon ticaretinin olumsuz etkilerinin farkında olmak ve bu etkileri azaltmak için gerçek önlemler almak önemlidir. Esas olan bir an önce ESG kriterlerine uyum sağlamaktır. Çünkü kaçış yani başka dünya yok!