Karbon emisyonlarını azaltmanın yolu kömür yerine doğal gaz kullanmak

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Petrol fiyatları, ABD-Rusya geriliminin tırmanışa geçmesi ile birlikte 2014'ten bu yana en yüksek seviye olan 72.63'e kadar yükseldi.

Bu gelişmelerden bir süre önce bir araya geldiğimiz BP Downstream (Küresel Rafinaj ve Pazarlama Grubu) CEO’su Tufan Erginbilgiç, petrol fiyatlarındaki yükselişin ABD’den gelebilecek ilave arz ile dengelenebileceğini ve 60-70 dolar aralığında kalabileceğini söylemiş ve önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarını, kaya petrolü üretimi ve OPEC'in kotalarını ne kadar iyi uygulayacağının belirleyeceğini dile getirmişti. Erginbilgiç, "Jeopolik gelişmeler fiyatın bu aralığı geçmesine yol açabilir" uyarısında da bulunmuştu.

BP Downstream, küresel olarak 200 milyar doların üzerinde bir ciroya sahip ve BP’nin küresel olarak tüm akaryakıt üretimi ve satışlarını, madeni yağlar, petrokimya, havacılık yakıtları, petrol ticareti ve rafinaj faaliyetlerini yönetiyor.

Tufan Erginbilgiç, ABD’nin kaya petrolü sayesinde, petrol ithal eden ülke konumundan, petrol ihraç eder bir ülke konumuna geçmesiyle, küresel petrol piyasalarının yapısal bir değişim geçirdiğini söylerken, petrolde arz ve talebin hızlı bir şekilde artmaya devam ettiğini ifade ediyor.

"IMF, bir süre önce küresel büyüme beklentisini yüzde 3.9 olarak açıkladı. Finansal krizden bu yana dünya böyle bir büyüme görmedi. Gelişmekte olan ekonomilerde büyüme devam ediyor. Avrupa gibi gelişmiş ekonomilerde yüzde 2 oranında büyüme bekleniyor. Bu durum tüketici davranışlarına da yansıyor. Talep artmaya devam ediyor” yorumunu yapan Erginbilgiç, "2018’de günde 1.6 milyon varil talep artışı öngörüyoruz" diyor.

Elektrik üretimini karbonsuzlaştırmak ulaşımı karbonsuzlaştırmaktan daha ucuz

Tufan Erginbilgiç’e göre, bugün enerji sektörünün yaşadığı en büyük sorun, dünya genelinde elektrik üretiminin yüzde 40’ının hala kömürden sağlanıyor olması.

“Tüm araçları elektrikli araçlara çevirsek bile, karbon emisyonları artmaya devam edecek, çünkü küresel elektrik üretiminin yüzde 40'ı kömürden sağlanıyor. Oysa elektrik üretimini karbonsuz hale getirmek; ulaşımı karbonsuz hale getirmekten çok daha ucuz ve kolay. Kömürden vazgeçip, doğal gaza geçmek gerekiyor” diyen Erginbilgiç, BP’nin doğal gaz yatırımlarının arttığı bilgisini veriyor ve şöyle devam ediyor: “Fosil yakıtlar içinde en az emisyona yol açan yakıt doğal gaz. 2020 yılına kadar BP’nin portföyünde doğal gaz ham petrolden daha fazla paya sahip olacak. Küresel anlamda baktığımızda, doğal gaz, 2016-2040 yılları arasında senede yüzde 1.6 oranında büyüme gösterdi. Ham petrol üretimi yüzde 1 oranında büyüdü. Kömürün önümüzdeki yıllarda büyümesini beklemiyoruz. Güneş ve rüzgar enerjilerinde izlenen büyüme oranı yüzde 7. Dünya, daha az ile daha çok şey yapmayı öğrendiğinden, enerji talebi, şimdiye kadar gördüğümüz en çeşitli yakıt karışımlarıyla karşılanacak. 2040 yılına kadar petrol, gaz, kömür ve fosil olmayan yakıtların her birinin dünya enerjisinin yaklaşık dörtte birini karşılıyor olması bekleniyor. BP, düşük karbonlu yakıtlara her yıl 500 milyon dolar yatırım yapmayı planlıyor. Bu oran sürekli olarak artacak.”

Teknoloji yatırımlarımız artıyor

Enerji çeşitliliği kadar, küresel rekabetin en önemli unsurlarından biri de enerji verimliliği şüphesiz. Enerji tüketiminin en önemli bölümünü ulaşım sektörünün oluşturduğunu söyleyen Erginbilgiç, yakıt ve motor teknolojileri ile enerji verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalarının hız kazandığını belirtiyor ve şu bilgileri veriyor: “2000’de 100 kilometre için 7 litre yakıt harcarken, bu oran 2018’de 5 litreye geriledi. 2040’ta ise 3 litreye gerileyecek. Geçtiğimiz on yılda, yenilenebilir enerjiye yönelik bazı teknolojilerin gelişimini ve ticari açıdan uygulanabilirliğini hızlandırmak için bu alandaki birçok start-up’a yatırımlar yaptık. Bugüne kadar, 40'ın üzerinde girişim ve fonuna 300 milyon dolar tutarında yatırım gerçekleştirdik. 2016 yılında, kendi kaynaklarımızla yedi yeni teknolojiyi test ettik. Bu yatırımlarımızın yarısı düşük karbonlu çözümlere odaklanıyor. Enerji depolama ve hızlı şarj konusunda da önemli çalışmalarımız var. Bu konuda otomotiv üreticileri ile çalışıyoruz.”

Yeni havaalanının yakıt istasyonuna talibiz

Türkiye, BP’nin akaryakıt alanında en stratejik 5 pazarından biri. BP'nin Türkiye'deki dowstream yatırımları 200 milyon dolara ulaşıyor. Türkiye’de 700 istasyonu bulunan BP’nin Castrol markası ise otomotiv yağlarında Türkiye’de pazar lideri konumunda. Türkiye, Avrupa ve Afrika bölgesi ülkeleri içinde Almanya’dan sonra Castrol’ün ikinci büyük pazarı. Türkiye, madeni yağlar alanında ise BP için dünyada 6. büyük ülke konumunda ve dünya çapında en hızlı büyüyen 3. ülke. BP’nin Avrupa ve Afrika’daki en yüksek teknolojiye sahip 8 madeni yağ üretim tesisinden birisi Gemlik’te. Buradan 15 ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor. Tesiste aynı zamanda bölgenin teknoloji merkezi olarak hizmet veriyor.

Tufan Erginbilgiç, “Türkiye BP için stratejik öneme sahip; ama BP de Türkiye için stratejik önem taşıyor. Türkiye’de hem downstream hem upstream alanda yatırımlarımız var ve her zaman büyümeyi hedefliyoruz. BP’nin global anlamda stratejik öneme sahip iki projesi Türkiye’den geçiyor. Bunların birincisi günde 1 milyon varil kapasiteye sahip olan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı, diğeri de şu anda inşa edilmekte olan Güney Gaz Koridoru projesi. Bu proje, Azerbaycan’daki Şah Deniz 2 doğalgaz sahasından çıkartılacak olan gazı Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına taşıyacak olan 40 milyar dolarlık dev bir proje. Türkiye’nin buradaki rolü çok önemli”diyor.

Erginbilgiç’in altını çizdiği bir diğer konu da, BP’nin yeni havaalanındaki yakıt istasyonuna talip olduğu: “BP, jet yakıtı konusunda dünya lideri. Dünya genelinde 2 milyon uçağa akaryakıt sağlıyoruz. THY, Türkiye dışındaki yakıt alımlarını BP’den gerçekleştiriyor. Yeni havaalanının bu konuda uzman bir yakıtçıya ihtiyacı var. Biz de bu işe talibiz.”

Petrol ve doğal gazın dünya enerjisinin yarısından fazlasını oluşturması bekleniyor

BP Enerji Görünümü Raporu 2018’e göre;

Gelişmekte olan ekonomilerdeki hızlı büyüme, küresel enerji talebinde üçte bir oranında artışa neden oluyor.

Enerji talebindeki artışın yüzde 40'ından fazlası yenilenebilir enerji ile karşılanıyor.

Küresel çaptaki doğal gaz talebi büyük artış gösteriyor ve kömürü geride bırakarak dünyanın ikinci en büyük enerji kaynağı olmaya hazırlanıyor. Petrol ve doğal gazın dünya enerjisinin yarısından fazlasını oluşturması bekleniyor.

Yenilenebilir enerjinin kullanım oranının, hızlı bir şekilde artması ve bugün yüzde 7 olan bu oranın 2040'a kadar dörtte bire ulaşmasıyla, güç üretiminde kullanılan yakıtların karışımının dönüşüme uğraması bekleniyor.

2040’a gelindiğinde ABD’nin küresel doğal gaz üretiminin neredeyse dörtte birini karşılayacağı ve küresel LNG (Sıvı Doğal Gaz) arzının iki kattan fazla gerçekleşeceği öngörülüyor.

2020’lerin başında LNG kapasitelerinin, bölgeler arası boru hattı sevkiyatlarını aşmasıyla süregelen büyüme, gazın dünyadaki mevcudiyetini büyük ölçüde artıracağı öngörülüyor.

Yenilenebilir enerji yüzde 400’ün üzerinde büyüyor ve küresel enerji üretimindeki artışın yüzde 50'sinden fazlasını oluşturuyor. Bu güçlü büyüme, rüzgâr ve güneş enerjisinin artan rekabet gücü sayesinde sağlanıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar