Karbon ayak izimiz çok itibarlı
İsveç ve Finlandiya liderleri NATO’ya toplaşıp beraber giderken biz memleketin tüm önde gelenlerini AB’ye götürüp “istikbal göklerdedir” dedik. 5 uçak, lüks konaklama, katılımcı sayısı, araçlar derken Türkiye’nin NATO karnesinin karbon ayak izi yüksek, itibarı yıldızlı.
AB ülkeleri kısa mesafe uçuşları durdurdu, toplu taşımayı ödüllendiriyor. İklim duyarlılığında gelişmiş ülkelerin liderleri halka örnek olmaya çalışıyor. Birkaç yıldır GSYİH yerine Gayrisafi Mutluluk Endeksini ölçüyor, mutluluk liginden sonra finansal liglerde de yükseliyorlar. Amaç her bireyin yaşam izini düşürmek, gezegeni onarmak.
İklim değişikliği güvenliği riske atıyor
2022’deki NATO Zirvesi’nde üye ülkelerin askeri sera gazı emisyonları 2050 yılına kadar yüzde 45 azaltılacak sözüne rağmen üye ülkelerin 2023 yılındaki 1,34 trilyon dolarlık askeri harcamaları, 233 milyon ton CO2 üretti. AB ordularının karbon ayak izi 25 milyon ton CO2, 15 milyon arabanın yıllık emisyonuna eşdeğer. Uzmanlara göre askeri harcamalar iklim finansmanını zora sokuyor.
İklim değişikliği deniz kuvvetlerini olumsuz etkiliyor
NATO Zirvesi Bildirgesinde “liderlerin iklim endişeleri” dikkat çekiyor. NATO, İklim Değişikliği ve Güvenlik Etki Değerlendirmesine göre; “iklim değişikliğinin müttefik güvenliği üzerine derin etkileri var, deniz kuvvetleri kabiliyetleri çok fazla etkileniyor. İklim felaketi, NATO’nun deniz, kara, uzay ve siber olmak üzere tüm faaliyet alanlarını, operasyonlarının dayanıklılığını riske atıyor. Raporda ilk defa NATO’nun potansiyel hasımları ve rakiplerinin iklim felaketinden nasıl etkilendikleri, Rusya Ukrayna savaşının iklime etkisi ele alınıyor. Raporun amacı; iklim değişikliğinin güvenlik üzerine etkisine ilişkin farkındalığı artırmak, operasyonel uyum yeteneğini geliştirmek.
Güvenli olmayan bir gezegende güvenli bir ülke veya ittifak yoktur
Stratejist Nick Buxton’a göre; “COP 28’de belirlenen 100 milyar dolarlık iklim finansmanı fonu, ABD’nin Ukrayna ve İsrail için istediği 105 milyar dolarlık ek fonun yanında çerez.” Sadece NATO ülkeleri bile askeri harcamalarını iklim finansmanına yönlendirse gezegen kurtulacak. İttifak ülkelerinin bütçelerinin en az yüzde 2’sini ordularına harcayacaklarına dair kalıcı taahhüttün karşılığı 2,57 trilyon dolar. BM Çevre Programı’na göre bu bütçeyle yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin 7 yıllık iklim adaptasyonu sağlanabilir. Buxton, NATO üyelerine, “iklim barış temettüsü” için baskı yapılmalı” diyor.
Tasarım gıdalar pazarları
Yerel ürünler, köylü pazarlarından sonra tasarım gıda pazarları teknolojiden korkmayanlara yeni tat ve deneyimler vadediyor. İnsani her ritüel, lezzet, eğlence gezegenin sonunu hızlandırıyor, çözüm gıdaları toprak yerine fabrikalarda üretmek.
Optimize edilmiş pirinç pilavı, kültür domates salatası, laboratuvarda üretilmiş bir süt ile yapılmış sütlaçtan oluşan akşam yemeği. Hazmetmesi zor olsa da mecburuz. 10 bin yıl önce atalarımızın yaşadığı “Sancılı Neolitik” tekerrür etmek üzere. Birkaç kuşak çeşitli sağlık sorunları yaşasa da türümüz yeni beslenme kültürüne uyum sağlayacak. Dünyada her gün 3 milyar kişi sağlıklı gıdaya erişemiyor. Tartışmanın boyutu “yaşam hakkı mı GDO mu?” çıkmazından çok öte. Biyoteknoloji ve biyomühendislik gibi akıllanan teknolojilerle sürdürülebilir canlılık formüle edilebilir. Bomonti pazarında yer açın tasarım gıda pazarları geliyor.
Dünyanın en büyük yabani ot veri tabanı
Şimdiye kadar hiç tadına bakmadığımız/ kültüre alınmamış/ yabani bitkiler/hayvanlar daha sağlıklı ve lezzetliyse. Oxford Üniversitesi arkeologları ve ekolojistler, 930 yabani ot türü listesini açık kaynak olarak yayınladı. Arkeobotanik veriler, yeni beslenme kültürü için ufuk açıcı.
İstilacılar bizi yemeden biz onları yesek
İstilacıların ABD tarımına yıllık zararı 26 milyar dolar. Bazıları insan sağlığını da tehdit ediyor. İstilacı yeşil yengeç gibi pek çok istilacı hayvan ve bitki aslında yenilebilir. Green Crab, yeşil yengeçlerden yemek yaparken yaygınlaştırılması için de iletişim çalışmaları yürütüyor.
Ezcümle; biz faniler fındık rekoltesi/fiyatı, düşük teknoloji üretimi yapan Türkiye’nin ilk 500 şirketi, panik enflasyonu, işsizlik, emekli maaşı, yoksulluk, yoksunluk gibi fındıkkabuğunu doldurmayacak konulara kafa yorarken dünya geleceği besliyor hadi hayırlısı.